When i was your age Çeviri Türkçe
928 parallel translation
And... Even I... a long time ago... well... when I was your age... I suffered a lot, too...
Ve hata ben de çok uzun zaman önce senin gibi senin yaşındayken çok acı çekmiştim...
- For me? When I was your age, I'd have given my right leg for one of those.
Senin yaşındayken böyle bir köpek için bir bacağımı verirdim.
When I was your age, I...
Ben senin yaşındayken, ben...
When I was your age You didn't sleep in a cage
- Ben senin yaşındayken. - Evde bile uyumazdın.
When I was your age I was in uniform and
Senin yaşındayken üniformalıydım ve...
When I was your age, I went to Salzburg.
Senin yaşındayken Salzburg'a gitmiştim.
- Say, when I was your age...
- Senin yaşındayken, ben...
When I was your age, I was in love with a dancer.
Senin yaşındayken bir dansçıya âşıktım.
You're going to have all the things I wanted when I was your age.
Senin yaşındayken arzuladığım her şeye sahip olacaksın.
When I was your age, I didn't believe in anything.
Senin yaşındayken hiçbir şeye inanmazdım.
You know what grade I was in when I was your age?
Ben senin yaşındayken kaçıncı sınıftaydım biliyor musun?
Aye, Jim, you're the spitting image of me when I was your age.
Küçüklüğüme çok benziyorsun, Jim.
I'd have felt the same way about it when I was your age.
Senin yaşındayken ben de böyle hissetmiştim.
I've ridden them lots of times when I was your age myself.
Senin yaşındayken beni de çok alan olmuştu.
When I was your age I was frightened, too.
Ben senin yaşındayken, çok korktum.
It happened to me when I was your age, maybe a year older.
Senin yaşındayken, belki bir yaş büyükken, ben de bunu yaşadım.
Or maybe a bicycle, like I wanted when I was your age.
Ya da belki bir bisiklet, tıpkı senin yaşında istediklerin gibi.
You'd like me much more when I was your age.
Eğer senin yaşında olsaydım beni daha çok severdin.
When I was your age, I already had a 12 year old son.
Ben senin yaşındayken, zaten 12 yaşında bir oğlum vardı.
Why, when I was your age- -
- Senin yaşındayken...
Why, when i was your age, i would have jumped at the chance.
Konuşmak ister misin?
When I was your age I never went anywhere. My father just didn't give a damn about me.
Senin yaşındayken bir yerlere gitmeme babam asla izin vermezdi.
When I was your age, I couldn't get enough of anything.
Ben senin yaşındayken, hiçbir şeye doymazdım.
I used to sing it often when I was your age.
Senin yaşlarındayken arasıra söylerdim.
When I was your age, my sports editor told me that Negroes would never be able to play baseball.
Senin yaşındayken spor editörüm zenciler asla beysbol oynayamaz, demişti.
When I was your age, I used a patois, a kind of simple English.
Sizin yaşınızdayken şivem vardı. Basit bir İngilizce'ydi.
I was married when I was your age.
Ben senin yaşındayken evlendim.
The same idiots were passing the same rumours when I was your age.
Senin yaşındayken aynı salaklar aynı lafları ediyordu.
If they'd had that when I was your age, I'd have put away a couple of million.
Senin yaşındayken bana bu şans verilseydi, şimdiye kadar 2 milyonu kenara koymuştum.
Young lady, when I was your age- -
Genç bayan, ben senin yaşındayken- -
When I was your age, I didn't have any.
Senin yasnda bende hiç yoktu.
- Okay. You know, when I was your age I went out fishing with all my brothers and my father.
Biliyor musun, senin yaşındayken, kardeşlerim ve babamla balık tutmaya giderdik.
When I was your age, I wanted to be with the army too.
Senin yaşındayken, ben de orduda olmak istemiştim.
When I was your age I got up at 4 a. m. to check the stables.
Senin yaşındayken ahırları kontrol etmek için dörtte kalkardım
When I was your age, only one girl in the whole neighborhood talked like that. That was it.
.. mahallede böyle konuşan tek bir kız vardı, biliyor musun?
I lost a goat to a lion when I was your age.
Senin yaşındayken bir keçimi aslana kaptırmıştım.
When I was your age...
Ben senin yaşındayken...
When I was your age, there were no blacks working in the auto plants.
Ben senin yaşındayken, otomobil fabrikalarında çalışan siyah yoktu.
I didn't have a choice. When I was your age... All I got was a guy standing up like that and giving me bullshit, which I caught.
Sizin yaşınızdayken biri, yerden bitip kafama hepsine inandığım bu saçmalıkları doldurdu.
When I was your age, I was all by myself in the world.
Senin yaşındayken, tamamen yapayalnızdım.
And when I was your age, I had one great ambition.
Ve ben senin yaşlarındayken büyük bir hayalim vardı. - Neydi?
When I was your age, I was still being tucked in by my grandparents.
Ben senin yaşındayken ninem beşiğimi sallıyordu.
When I was your age I was only interested in myself.
Senin yaşındayken tek ilgi alanım kendimdi.
I used to sleep like a log when I was your age.
Senin yaşındayken köpek gibi uyurdum.
I was broke, too, when I was about your age. But I didn't have a figure like you got.
Senin yaşındayken ben de parasızdım, böyle bir fiziğim de yoktu.
Oh, when I was a young man your age, after I got my degree, I played in a circus.
Senin yaşlarındayken eğitimimi tamamlayınca bir sirkte çalmaya başlamıştım.
I remember once years ago when I was about your age, it was a hot night, like last night.
Biri bana inanmalı. Dün gece kâbus görmüş Ed. Altüst olmuş bir hâldeydi.
When I was of your age..
Ben senin yaşındayken..
I was about your age when I went in the army.
Orduya katıldığımda senin yaşındaydım.
When she was your age, she was dragged from the house and burned at the stake by orders of Queen Elizabeth I.
Sizin yaşınızda iken saraydan sürüldü ve kazığa bağlanıp yakıldı, Kraliçe 1. Elizabeth'in emriyle.
When I was your age, I ate loads of it.
Senin yaşındayken, ben çok içerdim.