When we get there Çeviri Türkçe
1,044 parallel translation
When we get there, we block the northbound lane so the mail truck can't pass.
Buraya vardığımızda, kuzey tarafını kapatacağız böylece kamyon geçemeyecek.
And when we get there, we'll buy a darling little castle... With its own..... private zoo.
Ve oraya vardığımızda kendi hayvanat bahçesi olan... güzelim bir şato..... alacağız.
I'll think about that when we get there.
Bunu oraya ulaştığımızda düşüneceğim.
I'll see to them when we get there
Oraya geldiğimde onlarla görüşürüm.
When we get there, I'll tell you.
Sonrası oraya varınca.
You'll pay me your share at the fort when we get there in a week.
Ban borcunu bir hafta sonra kaleye vardığımızda ödeyeceksin.
When we get there, you just stay out of the way.
Oraya vardığımızda sadece bir kenarda bekle.
Tell me when we get there.
Oraya vardığımızda söyle.
She'll probably be at the hospital when we get there.
Biz gitmeden hastaneye gelmiş olur.
When we get there, I wanna drive her in.
Oraya vardığımızda onu şehre ben sokmak istiyorum.
What are our orders when we get there?
Oraya vardığımızda emirleriniz ne olacak?
I gotta check the points and the valves when we get there.
Varınca platin ve valflere bakmam lazım.
When we get there I'm not staying with Danjel any longer.
Oraya vardığımızda artık Danjel ile kalmayacağım.
We'd like to have them cars in Aintry when we get there.
Aintry'ye vardığımızda arabaların orada olmasını istiyoruz.
If you're going to race John Milner, let me out when we get there.
John Milner'le yarışacaksan, oraya vardığımızda beni indir.
I don't know exactly, but I'll find it when we get there.
Tam yerini bilmiyorum ama gidince bulurum.
- They will tell you when we get there.
- Oraya gittiğimizde söylerler.
They will tell you that too when we get there, everything.
Vardığımızda onu da söylerler, her şeyi.
Not yet, Miss Rispoli, but when we get there, I'll let you know.
Henüz değil. Orada olduğumuzda söylerim.
- I'll tell you when we get there.
- Varınca söylerim.
When we get there, we grab one!
Oraya gittiğimizde birini alırız.
When we get there, I want you to follow my instructions exactly, understand?
Oraya varınca benim söylediklerimi aynen yapacaksın, anladın mı?
They'll be there when we get there.
- Oraya vardığımızda onlarda olacak.
Maybe he'll be at the inn when we get there.
Belki hana vardığımızda orada buluruz onu.
At the station when we get there.
Vardığımızda zaten orada olacak.
I guess we can figure that one out when we get there.
Sanırım gittiğimizde öğreniriz. - Tamam.
When we get there, stick close by.
Oraya varınca yakın durun.
When we get there, we've made it.
Oraya vardığınızda başarmış olacağız.
And when we get there, you're going to get a little lesson in not telling the truth.
Ve eve vardığımızda yalan söylediğin için sana küçük bir ders vermek gerekiyor.
- You'll get one when we get there.
- Oraya gittik mi içersin.
Let's not ask too many questions when we get down there, if they've been there, we'll know it.
Oraya gittiğimizde çok fazla soru sormayalım. Eğer oradaysalar, bunu öğreneceğiz.
The only question is, will it still be there when we get through blasting it?
Fakat sorun biz orayı patlattığımızda hâlâ orada olacak mı?
Now, then, you're sure you remember exactly what to say when we get out there?
Öyleyse orada ne diyeceğini tam olarak hatırladığına eminsindir.
Are you sure we're going to find Teresa when we get up there?
Orada Teresa'yı da bulacağımızdan emin misin?
You will get the other half when we get that girl there.
Kızı orada alınca diğer yarısını alacaksın.
- When will we get there?
- Ne zaman varacağız?
When we get back, they'll be right there, right in the palm of my hand.
Döndüğümüzde burada olacaklar, tam avucumun içinde.
And pray that when we get out of here, there'll be a train.
Ve dua edin ki, oraya vardığımızda, bizi bir tren bekliyor olsun.
You remember the day when we were in the vault and I kept saying if somebody got locked in, there'd be no way to get out?
Mahzende bulunduğumuz günü anımsarsın, sürekli, biri burada kilitli kalırsa, dışarı çıkması mümkün değil, deyip durdum.
When we get up there, maybe you could treat me too?
Oraya kadar belki benide tedavi edersiniz?
When you get there, you'll need some money. We passed the hat.
Oraya ulaştığınızda, paraya ihtiyacınız olacak.
- All right. You call it out when we get down there.
- Pekâlâ, geldiğimiz zaman söyle.
And when we get over there, there won't be any need for you to go inside.
Dükkana geldigimizde, içeri girmeniz gerekmeyecek.
We gotta get so excited, when we're there we have only one thought in mind.
Ne kadarda heyecanlanırdık, oradayken kafamızda tek bir düşünce vardı.
There'll be time when we get back.
Geri döndüğümüzde çok vaktimiz olacak.
When we get through this asteroid dust, there'll be a new galaxy.
Bu asteroit bulutunun içine girdiğimizde artık yeni bir galakside olacağız.
- We'll get there. We'll get there. When do I ever miss a train?
Yetişiriz, yetişiriz, ben ne zaman bir treni kaçırdım?
And when we get out there, we're gonna yank'em and tear'em and rip'em.
Ve çıktığımızda, paralayacağız, parçalayacağız geberteceğiz.
When we gonna get there?
Oraya ne zaman varacağız?
Get some rockers out their heads when we're there, knock'em off.
Rockçıların kafasını iyi yaparız, sonra onları döveriz.
And when they scatter how we gonna get there?
Havaya ateş et. Ve onları izleriz sonra.
when we first met 137
when were you born 26
when we were kids 120
when we were together 36
when we're together 26
when we were young 21
when we come back 37
when were you going to tell me 27
when we're alone 19
when we got there 24
when were you born 26
when we were kids 120
when we were together 36
when we're together 26
when we were young 21
when we come back 37
when were you going to tell me 27
when we're alone 19
when we got there 24