Where's the camera Çeviri Türkçe
150 parallel translation
Glad to see you, Doctor. Where's the camera?
Sizi gördüğüme sevindim, Doktor.
Where's the slate your men took from my camera?
Makinemden aldığınız film nerede?
Where's the camera?
Kamera nerede?
Where's the camera?
Kamera nerede mi?
- Where's the camera?
- Kamera nerede?
Where's the camera?
Kamera nerde?
Where's that kid with the camera?
Fotoğrafları çeken o çocuk nerede?
Here's the piece where the camera jammed.
İşte kameranın sıkıştığı kısım.
You had a shot in Public Domain where you looked at the camera, into me and I loved you.
Public Domain'in bir sahnesinde kameradan bana bir bakışın vardı. İşte seni o an sevdim.
This is a clapperboard, yes. This identifies on the visual camera the scene number and the take number. And also, as you heard, on the soundtrack, the editor back at the studio puts the two pieces of film together, matches where the lips of the clapper meet, and there you are in synch.
Kafama takılan, Sayın Chomsky'nin bu kısıtlamaları zihne ya da insan doğasına koymasıdır.
Mostly things that mean that I have to go and sit outside... because the camera is set up where my chair is.
En mantıklısı dışarı çıkıp beklemekti çünkü kamera benim sandalyemin olduğu yere yerleştirilmişti.
And by the time that thing hit four that's how quick, from the time the punch started to where it landed was 4 / 100ths of a second, an eye blink, like a camera flash.
Ve o kadar hızlı ki o şey 4'ü bulduğunda yumruğun başlamasından, indiği yere kadar geçen zaman saniyenin yüzde dördüydü. Bir göz kırpması, kamera flaşı gibi.
Where's the tape for this camera?
- Bu kameranın kaydı nerede?
Where's the camera?
Kameran nerede?
Where's the camera? Over here.
İşte burada.
So take the photo, where's your camera?
Peki bir fotoğraf çek. Kameran nerede?
Hi. Where's the other camera?
Diğer kamera nerede?
On your left, the camera's trained on where Tammy, Darin and Adam entered.
Soldaki kamera Tammy, Darin ve Adam'ın girdiği yeri gösteriyor.
I know you know where that camera is. ( SIGHS ) What's it gonna take for you to spill the beans?
Jim, bunu sonlandırmak için neden karın için neyin önemli olduğuna dikkat etmiyorsun?
Where's the first camera the trucks go past?
İlk geçecekleri kamera nerede?
Where's the camera?
Fotoğraf makinesi nerede?
He grabs her and they have this struggle and that's where the camera dropped right there.
Kamera burada düşüyor. Tam burada.
Where's the damn camera?
Kahrolası fotoğraf makinesi nerede?
- It's the truth. You knew where the camera was.
Güvenlik kamerasının nerede olduğunu biliyordun.
- Dude, where's the camera?
Kahretsin, kamera nerede?
- Where's the camera?
Kamera nerede?
- Where's the video camera?
- Hey, video kamera nerede?
Where's the punk who kicked the camera?
Kamerayı tekmeleyen serseri nerede?
Where earlier today, Wnkw's Larkin Groves was attacked on camera by a deranged woman at the E.O.C.
Bugün erken saatlerde Wnkw'den Larkin Groves canlı yayında çılgın bir kadının saldırısına uğradı.
And if the camera is further away, where the perspiration doesn't show, where it's not like right in there with them in the bed... But if you see a touch of hip... It's that pelvic thrusting!
Eğer kamera daha uzaktaysa terlemenin gösterilmediği şekilde onlarla beraber yataktaymışsınız izlenimi vermediği bir şekildeyse ancak bir kalçanın temasını görüyorsanız bu kalça itişi sayılıyor.
Where's the camera?
Heidi'ye verdim.
Where's the nearest traffic camera?
En yakın trafik kamerası nerde?
Where's the video camera?
Kamera nerede?
There's nothing like this anywhere near where we found Kirk's remains or the camera.
Kirkün kalıntılarını ve kamerasını buldugumuz yerin yakınına benzemiyor.
I let the camera and y'all into, like, a lot of places where l-I didn't want to, but I figure everybody goes through this stuff in life, and it's the people who share it is really the strongest.
Kamera bu yüzden açık ve hepiniz bunları görüyorsunuz, istemediğim pek çok şey geldi başıma, fakat fark ettim ki herkesin hayatta bazı sıkıntılar var, ve bu sıkıntılarını paylaşan insanlar her zaman en güçlü olanları.
It's a camera technique where you narrow the angle to get the entire screen in focus.
Tüm görüntüye odaklanmak için açının daraltıldığı bir kamera tekniğidir.
You've got to stay on that mark, the blue mark down there, that's for you to stand on'cause that's where the camera is pointing and then we can see your face.
Yerinde durmalısın. Mavi işaretin orada durmalısın. Kamera oraya bakıyor.
Where's the camera?
Nerede?
That's where you put the camera.
Burası kamerayı koydukları yer.
There's no scenario where he's gonna let you leave the building with his camera.
Bu binadan kamerasıyla gitmene izin vereceği tek bir senaryo bile yok.
Where's the camera, Tiffany?
Makine nerede, Tiffany?
- Where's the second camera?
- Diğer kamera nerede?
I'm standing there, Where's the video camera?
Ben öylece duruyorum, Video kamera nerede?
That's where you put the camera. They call it a crash box. Here...
Kamerayı buradaki kasaya koyarlar.
There's a scene where people say that the camera caught a ghost on film.
İnsanlar bir sahnede kameranın bir hayaleti görüntülediğini söylüyordu.
What Brennan's camera captured was the moment right after extraction, but just before it passed through the portal to the other side where it would have been made coporial.
Brennan'ın kamerası tam çıkarma anında resmi çekmiş ve tam geçitten geçiş sırasında resme hapsolmuş ve diğer tarafa geçememiş.
Here's where I last had the camera.
Burası kamerayı en son bıraktığım yer.
Where's the nearest camera?
- En yakın kamera nerede?
Where's the video camera?
Kamera ne durumda?
I was wondering where they'd fit a camera crew during the confessions.
Ben de itiraflar sırasında kamera ekibini nereye sığdırıyorlar diyordum.
Where's the camera?
- Kamera nerede?
where's the food 36
where's the party 30
where's the money 275
where's the beef 28
where's the dog 25
where's the fun in that 85
where's the boy 85
where's the bathroom 87
where's the 130
where's the key 78
where's the party 30
where's the money 275
where's the beef 28
where's the dog 25
where's the fun in that 85
where's the boy 85
where's the bathroom 87
where's the 130
where's the key 78