English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / Whitby

Whitby Çeviri Türkçe

55 parallel translation
Might I inquire if you are the Dr. Seward whose sanitarium is at Whitby?
Sanatoryumu Whitby'da olan Doktor Seward mısınız diye sorabilir miyim?
- We're going to wait, Mr. Whitby.
- Bekleyeceğiz, Bay Whitby.
Let me worry about that, will you, Mr. Whitby?
Bu konuyu endişe etme, Bay Whitby?
Very well, Mr. Whitby.
Pekala, Bay Whitby.
- Very good, Mr. Whitby.
- Çok iyi, Bay Whitby.
I must thank you for finding me an extraordinary house here in Whitby.
Burada, Whitby'de bana harikulade bir ev bulduğunuz için size müteşekkirim.
Whitby.
Whitby.
This is Whitby station.
Whitby istasyonu.
Pity my poor Lucy He's probably got them scattered all over Whitby.
Zavallı Lucy'ciğim. Dedikodu bütün Whitby'e yayılmıştır.
The only man found alive on that schooner that drifted into Whitby Harbor.
Batan gemiden canlı çıkan tek kişi oydu
Excuse me... are you the Dr. Seward whose sanitarium is in Whitby?
Affedersiniz... siz Whitbydeki arazinin sahibi Dr.Seward mısınız?
He wants you to come to Whitby immediately.
Derhal Whitby'ye gelmenizi istiyor.
The clasped hands. Here in Whitby. We knew that.
Ash kenetlenmiş eller şeklindeki broşu Ellen'a Whitby'de almıştı, bunu biliyoruz.
I just want to let you know that whatever happened in Whitby, which unfortunately was not much, is not because anything that you did.
Whitby'de ne olduysa olsun, ne yazık ki pek bir şey olmadı senin yaptığın bir şey yüzünden olmadığını bilmeni istedim.
Earl of Whitby,
Bay Z Witby.
You know, like Whitby has lucky glass ducks,
Tıpkı, Whitby Kasabası'nın şanslı camdan ördekleri olduğu gibi.
Talked to everybody on the street, but it's like Whitby fish market out there.
Sokaktaki herkesle konuştuk, fakat orada balık dükkanı var, Whitby gibi.
Dr. Whitby.
Dr. Whitby.
Listen, nobody knows more about fish and chips than me, and I'm telling you now the best fish and chips in the world are to be had in Whitby.
Dinle, kimse balıktan ve cipsten benim kadar anlayamaz. Dünyanın en iyi balığı ve cipsi Whitby'dedir.
I bring my lads from Whitby, North Yorkshire.
Ben Whitby'den dostlarımı getirdim, Kuzey Yorkshire'dan.
Mrs. Whitby?
Bayan Whitby?
Fortnight in a caravan in Whitby drinking Cup-a-Soup with Dad and trying not to kill Mum.
İki hafta karavanda, babamla Whitby ile bir kase çorba içip annemi öldürmemeyi denemek.
- Kirk Whitby?
Kirk Whitby mi?
Edith, you should take Rose to Whitby market on Wednesday.
Edith, Çarşamba günü Rose'u Whitby pazarına götürsene.
Then, uh, Billy met the fish-and-chips lady in Whitby, and he left to be with her.
Sonra Billy, Whitby'de "Fish Chips" kızı ile tanıştı... - onunla olabilmek için ayrıldı.
Also, something from North Yorkshire Police, about a killing on the cliffs in Whitby 15 years back.
- Ayrıca Kuzey Yorkshire Polisi 15 yıl önce Whitby'de uçurumda gerçekleşen bir cinayetten söz etti.
Sir, Jack Marshall used to live in North Yorkshire, five miles from Whitby.
- Efendim, Jack Marshall eskiden Kuzey Yorkshire'de yaşarmış, Whitby'ye sekiz kilometre ötede.
Her body was found on top of a cliff at Whitby.
Cesedi, Whitby'deki kayalıkların üstünde bulunmuş.
I'd no sooner got back than I was despatched to a tenant farmers'convention in Whitby.
Döner dönmez Whitby'deki bir çiftçi toplantısına gönderildim.
Was there really a conference in Whitby?
Whitby'de toplantı var mıydı gerçekten?
There's a town on the coast called Whitby not far from here.
Whitby adında buraya yakın bir sahil kasabası var.
And Whitby.
Ve Whitby.
Only we never got as far as Whitby, did we?
Ama hiç Whitby'ye kadar gidememiştik, değil mi?
Whitby's prospect, third race.
Whitby's prospect, üçüncü koşu.
And by the way, that nearly blinded four teenagers in Whitby in 1989.
Ve bu arada, o şey 1989 yılında Whitby'de dört genci kör ediyordu.
I was told our cousins in Whitby, Muirfield and Eyemouth gathered recently.
Bana, Whitby'deki kuzenlerimize Muirfield ve Eyemouth'un yakınlarda toplandıkları söylendi.
Whitby!
Whitby!
We're in the fishing port of Whitby.
Balıkçı kasabası Whitby'deyiz.
Now, Whitby, of course, is famous all around the world for its unbelievable fish and chips.
Bildiğiniz gibi Whitby inanılmaz balık-patatesiyle dünyaca meşhur.
James was very, very excited about coming to Whitby, because he'd heard that it's the centre of the British jet industry.
James Whitby'e gelme konusunda çok heyecanlıydı çünkü buranın İngiliz jet endüstrisinin merkezi olduğunu duymuş.
He was very much looking forward to spending a couple of days looking at old drawings of Concord, but then he discovered that Whitby jet is actually this.
Concord'un eski çizimlerine bakarak birkaç gün geçirmeyi iple çekiyordu ama sonra Whitby jetinin aslında bu olduğunu öğrendi.
That's interesting, this, cos I've got the blurb here from Whitby's oldest retailer of the stuff, and it says,
Bu çok ilginç, çünkü Whitby'nin en eski jet satıcısının tanıtım yazısında diyor ki :
And welcome to The Grand Tour, which, once again, is in Whitby.
Ve Grand Tour'a hoşgeldiniz. Bir kez daha Whitby'de.
I don't care how many stars he gives Oxfam Whitby, I'm not going there.
Oxfam Whitby'ye kaç yıldız verdiğini umursamıyorum, oraya gitmiyorum.
I went on Trip Advisor, OK, and there was a review of Whitby.
Seyahat Danışmanı, Tamam, gitti ve Whitby bir inceleme oldu.
"One aspect of Whitby is the large number of local chavs..."
"Whitby'nin bir yönü yerel şahinlerin çokluğudur..."
No, law enforcement in Whitby is like cricket.
Hayır, Whitby'de kolluk kuvveti kriket gibidir.
This is the Whitby Town Police we are talking about here?
Burada bahsediyoruzđumuz Whitby Kasabasý Polisi mi?
Right, a request to hire men and boats to collect barrels from the Prospect of Whitby pub and ferry them up the Fleet River to Hampstead.
Pekâlâ Prospect of Whitby meyhanesinden alınacak fıçılar için adam ve tekne kiralamak ve fıçıları Fleet Nehri üzerinden Hampstead'e götürmek istiyorsun.
So in whitby you turned a Romanian man
Böylece Whitby'de Rumen bir erkeği çevirdiniz.
Whitby?
- Whitby?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]