Why don't i believe you Çeviri Türkçe
164 parallel translation
If you don't believe a word I say, why this pretence?
Eğer dediklerimin tek kelimesine inanmıyorsanız, bu uğraş ne için?
I don't know why you journalists believe you have the right to pry into other people's lives.
Siz gazeteciler başkalarının hayatlarına burnunuzu sokma hakkına sahip olduğunuzu nereden çıkarıyorsunuz anlamıyorum.
Why, Mrs. Teleton, I don't believe you trust me.
Bayan Teleton, bana güvendiğinizi sanmam.
I don't know why you want me to believe you, but I believe you.
Sana inanmamı neden istiyorsun bilmiyorum, ama sana inanıyorum.
Why have you come to me, when you really don't believe... that I can help you?
Size yardım edebileceğime inanmıyorsanız neden bana geldiniz?
If you don ´ t explain to me why, I ´ ll believe that it ´ s an excuse.
Bana nedenini açıklamazsan, bunun bir bahane olduğuna inanacağım.
Why don't you believe I love you?
Seni sevdiğime neden inanamıyorsun?
Why don't... you believe I'm under arrest?
- Neden şüphelendin?
Why don't you ever believe that I love you?
Sana aşık olduğuma neden hiç inanmadın?
Mother, I believe you. Why don't you believe me?
Anne, ben sana inanıyorum, sen bana neden inanmıyorsun?
King Salool, why put your head on the floor 5 times a day praying? I don't believe you
İbni Selül dua etmek için günde beş kez yüzünü yere sürecek öyle mi?
It's not that I don't believe you but this matter involves grave issues and is incredible lf Brother Cao has killed teacher... I only said there are such rumours and that's why I ask you back to find the truth
Sana inanmadığımdan değil! Ama söylediğin şeyler çok inanılmaz.... ve aşırı kötü! Biraderin Ustamızı öldürmesi..
You don't really believe that's why I'm here, do you?
Gerçekten neden burada olduğuma inanmıyorsunuz değil mi
I don't know why you won't believe me.
Bana niçin inanmadığını bilmiyorum.
And I know why you don't want to believe it.
Buna neden inanmak istemediğini biliyorum.
I didn't know they were doing a story, or why you don't believe me.
Haber yazdıkIarını biImiyordum, inanmaIısın. - Boş ver!
Why don't I believe you?
Niçin bana yalan söylüyorsun?
Why don't I believe you?
Neden sana inanmıyorum?
Why don't I believe you?
Niye inanmayayım sana?
Why don't I believe you?
- Neden sana inanmıyorum?
- Then why don't I believe you? - Oh, look.
- O zaman neden sana inanmıyorum?
I don't know why I believe you, but I do.
Neden bilmiyorum ama sana inanıyorum.
Why don't I believe you?
Neden size inanmıyorum?
Why don't I believe you?
Neden sana inanmıyorum acaba?
I understand why they don't believe us, but why not believe you?
Bize neden inanmayacaklarını anlayabilirim, ama size neden inanmıyorlar?
And believe it or not, I don't care why you were there.
İnan ya da inanma, orda olman umurumda değil.
I can't believe you came through my window. I was just sitting at home, thinking about you... and I thought, why don't I crawl up the side of his house and say hello. I know.
İçeri pencereden girdiğine inanamıyorum.
Nick, I don't know why you don't believe me.
Nick, Bilmiyorum. Neden inanmıyorsun?
I can't believe you're even acting like you don't know why we're not invited.
Neden davet edilmediğimizi bilmiyormuş gibi yaptığına inanamıyorum.
You see, that's why I don't believe he really did it.
İşte bu yüzden gerçekten bunu yaptığına inanmıyorum.
I don't know, but why should I believe anything you say?
Bilmiyorum ama neden söylediklerine inanmalıyım?
- Why don't I believe you?
- Neden sana inanmıyorum acaba?
So, why won't you believe me when I say I don't know?
Peki bana neden inanmıyorsunuz, bilmiyorum.
I don't know why you're going to believe that kind of crap. You want to know why I might?
- ufak bir tipe benziyor neden böyle bir saçmalığa inanıyorsunuz
Why should I believe you? Don't.
- Sana niye inanacakmışım?
- Why don't I believe you?
- Neden sana inanmıyorum?
I don't understand why you can't just go to the grand jury and tell them what Sam told you. They'II believe you.
Niye Büyük Jüri'nin karşısına çıkıp Sam'in söylediklerini anlatamıyorsun?
Why don't you girlsjust figure this out and tell me where you want me? I can't believe he just sat there and did nothing.
Neden bunu aranızda halledip, gideceğim yeri söylemiyorsunuz?
I want to find out why you don't believe me
Bana neden güvenmediğini anlamak istiyorum.
06, 00 : 33 : 24 : 04, " Why? - You don't believe anything I've said.
Friday'ın keskin alayı hiç sona ermez.
No, I don't, and I want to help, believe me, but I can't help unless you tell me, you know, why you were fired.
Hayır, yok, ve ben yardım etmek istiyorum, inan bana, ancak ateş edildi neden beni, biliyorsun, söylemezsen ben yardım edemem.
You know, I can't believe that you're saying this, because I was- - I was just thinking to myself... why don't you like me?
Bunu söylediğine inanamıyorum çünkü ben de kendi kendime senin beni neden sevmediğini düşünüyordum.
I don't know why you don't believe that.
- Hiçbir sözüne inanmıyorum...
Gee, why don't I believe you?
Gee, neden değil mi sana inanıyorum?
- Why don't I believe you?
- Nedense sana inanmıyorum.
Well, you lied to met about her before, so why should I believe you you don't believe me?
şey, bana daha öncede yalan söyledin, neden şimdi sana inanayım? bana inanmıyor musun?
I don't know why I expected you to believe me about anything.
Bana neden herhangi bir konuda inanmanı beklediğimi bilmiyorum.
- No. I should've known that she wouldn't believe me, but why don't you?
Onun, bana inanmayacağını bilmeliydim ama sen neden inanmıyorsun?
Why don't I believe you?
Neden sana inanamıyorum?
Why don't you ever believe what I tell you?
Neden sana söylediğim hiçbir şeye inanmıyorsun?
If you're asking why a science major would believe in something non-scientific I don't.
Eğer böyle bilimsel olmayan bir şeye inanıp inanmadığımı soruyorsanız inanmıyorum.