English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / Willed

Willed Çeviri Türkçe

342 parallel translation
$ 22,000 in liberty bonds, and it's all willed to me.
Tahvil olarak 22.000 dolar ve hepsi bana kalacak.
Because you willed it. You willed me here across the sea.
Çünkü bunu sen istedin.Beni buraya denizin karşısına istedin.
Thus, as Allah had willed, so did it come to pass.
Allah böyle olmasını istedi.
You must've willed that boy to walk.
Tekrardan yürümesini çok istiyor olmalıydınız.
The gods willed it!
- Tanrılar öyle diledi!
You're just weak-willed.
Duygusuz bir iyimsersin!
She's a very strong-willed woman.
O çok inatçı ve kararlı bir kadın.
I am not a freckle face, and I'm very strong-willed, too!
Ben çilli surat değilim Ben de inatçı ve kararlı bir kadınım!
As for... Being strong-willed?
İnatçı ve kararlı olmak bakımından?
I was drawn to her, dreading something, something she wanted, something she willed me to do.
Bir şeyden, onun istediği, yapmamı istediği bir şeyden korkarak, ona doğru cezbedildim.
She seemed so strong-willed, determined, but I got the impression that it wasn't her own will.
Çok iradeli, kararlı görünüyordu ama ben bu sanki kendi iradesi değilmiş hissine kapıldım.
If Odin willed that Eric should die, Thor's hammer would sound his death knell.
Eğer Odin Eric'in ölmesini isteseydi, Thor'un çekici onun ölüm çanları olurdu.
But I cannot see you, a strong-willed girl, obedient to those bells.
Fakat senin gibi güçlü iradeli bir kızın, bu çanlara itaat etmesini anlamıyorum.
You just got strong-willed children.
Yalnızca iradeli çocukların var.
The strong-willed ruler of ten million people, sitting in her ivory tower... untouched, unwed and unapproachable.
Fildişi kulesinde oturan, güçlü iradeli hükümdar dokunulmamış, evlenmemiş ve yaklaşılmaz?
It was he who willed that I be Archbishop and it was for love of him alone that I accepted.
Benim başpiskopos olmamı isteyen o idi. Ve ona olan sevgimden dolayı, onu yalnız brakmak pahasına bile olsa bunu kabul ettim.
I'll be good-willed.
İyi niyetli olacağım.
So God willed that he was called to Leipzig, as Music Director and Cantor at the St. Thomas School, though it didn't seem proper to him at first to become a cantor after having been a chapel master.
Tanrı'nın da isteğiyle Leipzig'e St. Thomas Okulu'na müzik yönetmeni ve koro şefi olarak çağırıldı, orkestra şefliğinin ardından koro şefliği yapmak başlangıçta kendisine pek uygunsuz görünmüştü.
She is strong-willed, methodical and patient.
Azimli, metodik ve sabırlıydı.
Fate willed that I should be given leave in the last few days of the month April.
Nisan ayının son birkaç günüde kaderde izin almak da varmış.
Allah has willed it so.
Allah'ın hikmeti. Allah böyle olmasını istedi.
Because I dictated a paper that willed Jahil to him if I died on the road.
Vasiyetime, eğer yolda ölürsem, Cahil, Mukhi'nindir yazdırmıştım.
If you went out and had your morning fart'people would carry on until the whole county was willed with it's sound.
Sabah dışarı çıkıp yellensen millet bunu bir yayar, bütün ülkede sesi duyulur.
Don't flatter yourself that they have no such plan, they must of necessity have one ; and if chance willed them... not to have formed one, the very force of things... would lead them to one ;
" Kendini böyle bir planlari olmadiklarina dair kandirma. Tabii ki bir planlari olacak ; olmasaydi yalnizca kosullar bile onlari nbir tane gelistirmeleri için zorlayacakti.
" strong-willed and opinionated.
" iradesi güçlü ve dikkafalı.
God asks no more of me. He willed me this way.
Tanrı, benden daha fazlasını istemiyor, böyle olmamı O istedi.
Man undermining himself, causing a self-willed, self-imposed self-evident self-destruction. That's who it is.
Kendi iradesiyle, kendi eliyle, açık açık kendini yok eden insanoğlu.
He willed himself to stay awake until my son arrived and then, comforted by his return, he dozed off.
Oğlum gelene dek uyanık kalmak istemişti oğlumun dönüşüyle, rahatça uykuya daldı.
But I also told him what I believed... that sex is not just a biological matter, but a spiritual one as well... that if God willed, he would fall in love one day.
Fakat aynı zamanda ona... seksin sadece biyolojik bir mesele değil, manevi birşey olduğuna inandığımı da söyledim... Ve eğer Tanrı isterse, bir gün aşık olabileceğini.
It is said Zenobia is a witch and willed her death.
Zenobia'nın cadı olduğu ve onu öldürdüğü söylenir.
I had no idea you were so strong-willed.
Bu kadar inatçı olduğunu bilmiyordum.
This council has a duty under the protection of Allah... and by the will of our king... to find a solution for the weak-willed Ceddo.
Bu meclis, Allah'ın himayesi ve kralımızın iradesinde kötü niyetli Ceddo sorununu çözmekle mükelleftir.
I was too strong willed and succumbed to my temper
Çok iradeliyimdir ama... Bu sefer ben de sinirlerime yenik düştüm.
He was obviously very attached to his wife who, like his mother... is a possessive and strong-willed person.
Açıkça karısına çok bağlıydı, ki karısı aynı annesi gibi mülkiyetçi ve güçlü iradeli bir kadındı.
" And from my personal estate, I have willed to thee all the money necessary.
" Kişisel mülkümden sana gerekli tüm paranın verilmesini vasiyet ettim.
I just wondered whether another man equally weak-willed and feeble might do just as well.
Merak ettim de, acaba başka biri benzer şekilde az istekli ve zayıf biri de bu işi yapabilir mi?
You're a very strong willed young lady.
Çok kararlı bir genç bayansın.
I'm intense and strong-willed.
İstekli ve inatçıyımdır.
The astonishing truth is that life was willed, desired, anticipated, organized, programmed by a determined intelligence.
Büyüleyici gerçek şu ki yaşam, belirli bir zeka tarafından,... istenmiş,... arzulanmış,... öngörülmüş,... planlanmış ve programlanmıştır.
But I also know that you know what a weak-willed person I am.
Ama irademin ne kadar zayıf olduğunu bildiğini de biliyorum.
Watson, Mrs. St. Clair is a very strong willed woman, you refuse her at your peril.
Watson, Bayan St. Clair çok güçlü iradeli bir kadındır, onu redderek kendini tehlikeye atıyorsun.
You realize, it takes an extremely intelligent, strong-willed, and imaginative individual to do this successfully.
Şunu anlayın, bunu başarabilmek için aşırı derecede zeki,... güçlü istekli, ve duygusal bir kişiliğe sahip olmak gerekir.
- Willed to Mrs Drablow for her lifetime.
- Bayan Drablow'un bütün yaşamını öğrenmek niyetindesiniz.
The only thing that is not encumbered is a gym, willed to your son by a Mickey Goldmill in 1982.
El koymadıkları tek şey oğluna Mickey Goldmil'in 1982 senesinde miras bırakdığı jimnastik salonu.
And how did you achieve a compromise between that young man - and the iron-willed woman of Beta?
Peki o genç adamla Beta'nın bükülmez iradeli bayanı arasında... uzlaşmayı nasıl sağlamıştınız?
I have willed my every heartbeat on your name.
benim her kalp atisimda senin iradeli adin var
The High Court has refused to accept my sister-in-law's will. In which she had willed half her property on my son's name.
Yüksek Mahkeme reddetti ablamin iradesini kabul edin oglumun adinin özelligi hangi yaninda iradesi vardi onun
And in it, she had willed all estates to her daughterinlaw... and the expected kid.
Ve, o bütün iradesini daughterinlaw için emlakta kullandi... ve beklenen çocuk
You're remarkably strong-willed.
Oldukça güçlü bir iraden var.
I may be... sentimental... or overreaching or weak-willed or whatever...
Belki ben duygusal veya zayıf iradenin ötesine geçiyorum ya da her neyse...
Allah, in his wisdom, has willed it so.
Allah'ın hikmeti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]