Wimbledon Çeviri Türkçe
176 parallel translation
There's the ballet, and next week there'll be the Wimbledon tennis.
Bale gösterisi ve sonraki hafta da Wimbledon tenis turnuvası başlıyor.
For the number of lessons you've had, you ought to be ready for Wimbledon.
Aldığın derslerin sayısına bakılırsa, Wimbledon'a hazır olmalısın.
Ever been to Wimbledon?
Wimbledon'a gider misin?
- He had four Rolls-Royces and jewels to sink a battleship, but all he wanted was to play at Wimbledon.
Dört Rolls - Royce'u ve bir gemiyi batıracak mücevheri vardı ama tek istediği Wimbledon'da oynamaktı.
I saw him on TV in England, when he won at Wimbledon, but -
Onu İngiltere'de televizyonda, Wimbledon'ı kazandığında izlemiştim...
Mr. Aldridge, you were a... You are a stockbroker of 10 Savundra Close, Wimbledon?
Bay Aldridge, siz... 10 Savundra Close, Wimbledon'da borsacı mısınız?
- Look at Wimbledon, right?
- Şimdi, Wimbledon'dayız.
An entry form for the British Tennis Championships at Wimbledon town signed and seconded.
Wimbledon şehrindeki İngiliz Tenis Şampiyonası'na giriş formu imzalı, tasdikli.
You'd just shown your wife an entry form for Wimbledon when you turned round and saw her disappearing into a blancmange.
Wimbledon giriş formunu eşinize gösterirken bir baktınız eşiniz pelte içinde kayboluyor.
No, Wimbledon.
Hayır, Wimbledon.
With what sport is Wimbledon commonly associated?
Wimbledon en çok hangi sporla tanınır?
Wimbledon is most commonly associated with tennis.
Wimbledon en çok tenisle tanınır.
They order 48 million kilts from a Scottish menswear shop turn the population of England into Scotsmen well-known as the worst tennis-playing nation on Earth thus leaving England empty during Wimbledon fortnight.
İskoç erkek giyim mağazasına 48 milyon kilt sipariş veriyorlar İngiltere nüfusunu dünyada en kötü tenis oynayan ulusu İskoçlara çevirerek Wimbledon turnuvası sırasında İngiltere'yi boşaltıyorlar.
Empty during Wimbledon fortnight....
Wimbledon turnuvası sırasında boş...
They mean to win Wimbledon.
Niyetleri Wimbledon'u kazanmak.
They mean to win Wimbledon!
NİYETLERİ WIMBLEDON'U KAZANMAK Niyetleri Wimbledon'u kazanmak!
Well, here at Wimbledon, it's been a most extraordinary week's tennis.
Wimbledon'da olağanüstü bir tenis haftasıydı.
And so here on the final day there seems to be no players left to challenge the blancmanges and this could be their undoing, Dan as the rules of Wimbledon state quite clearly that there must be at least one human being concerned in the final.
Ve böylece final günü peltelere meydan okuyacak hiç oyuncu kalmadı. Bu ise onların sonu olabilir Dan çünkü Wimbledon kuralları açıkça diyor ki finalde en az bir insan bulunmalı.
And so it's Podgorny versus blancmange in this first ever Intergalactic Wimbledon.
Podgorny pelteye karşı galaksilerarası ilk Wimbledon'da.
And Angus Podgorny became the first Scotsman to win Wimbledon 15 years later.
Angus Podgorny, Wimbledon'u kazanan ilk İskoç oldu on beş yıl sonra.
- Yes. I went to his house in Wimbledon.
Wimbledon'daki evine gittim.
He lives at Wimbledon.
Wimbledon'da yaşıyor.
Wimbledon is a big place.
Wimbledon, kocaman bir yer.
I had an aunt who lived in Wimbledon.
Wimbledon'da yaşayan bir teyzem vardı.
If I had not managed to escape, you would have been up in front of Wimbledon beak this morning.
Kaçmayı başarıp Japp'e seni çıkarması için haber vermeseydim bu sabah Wimbledon yargıcıyla yüzleşecektin.
Lavington agreed to meet us in his house in Wimbledon, but he didn't show up, the dirty crook.
Lavington, bizimle Wimbledon'daki evinde buluşacaktı ama sahtekar ortalıklarda görünmedi.
I went to his house in Wimbledon.
Wimbledon'daki evine gittim.
- I wish I'd seen Perry at Wimbledon last year.
- Perry'yi geçen sene Wimbledon'da izlemiş olmak isterdim.
Are either of you going to Wimbledon?
- Wimbledon'a gidecek olan var mı?
Now I am off to Wimbledon!
Ben Wimbledon`a gidiyorum!
I'm waiting to see who wins Wimbledon.
Wimbledon'ı kim kazanacak diye bekliyorum.
Your doubles partner, however, goes on and wins Wimbledon.
Ama çiftlerdeki partnerin tenise devam ediyor ve Wimbledon'u kazanıyor.
- Wins Wimbledon?
- Kazanıyor mu?
- In Vladivostok, and ends in... - Wimbledon.
- Vladivostok'da ve şeyde bitiyor...
- Yes, where coffee beans come from.
- Wimbledon. - Evet.
A RICH WIDOW FROM WIMBLEDON.
- Wimledon'lı zengin bir dul.
'Defeat for Liverpool at Wimbledon this afternoon'and a win for Arsenal against Derby...'
"Bu öğlen Liverpool için Wimbledon'da bir yenilgi " ve Derby karşısında Arsenal'in kazanması... "
'.. when they meet Wimbledon.'
"Wimblodon'da karşılaştıklarında."
I greatly fear we shan't be in Wimbledon by noonfall.
Korkarım öğleden sonraya kadar Wimbledon'a varamayacağız.
And that time I snuck into Wimbledon.
Ve sonra gizlice Wimbledon'a * girdiğim zaman...
The international spring season that began with the polo matches at Palm Beach, Florida, draws to a close with a mandatory call at a south London suburb called Wimbledon.
Florida Palm Beach'te polo karşılaşmalarıyla başlayan uluslar arası bahar sezonu, beraberliği yakalamak için Wimbeldon isimli güney Londra kenar mahallesinde zorunlu çağrı haline geldi.
Bruce : I was at Wimbledon yesterday.
Dün Wimbledon'daydım.
Or maybe it was the kid who won Wimbledon for the second time.
Ya da belki de şu Wimbledon'ı... ikinci kez kazanan çocukla.
Well, we've to get on the horn to wigs of Wimbledon but pronto.
- Öyleyiz. Sanırım Wimbledon Perukçuluk'la görüşmeliyiz.
It's the head honcho from Wimbledon. Relax.
Wimbledon'dan büyük patron...
Wigs of Wimbledon are faced with a difficult decision.
Wimbledon Perukçuluk olarak zor bir karar aşamasındayız :
- Wimbledon.
- Wimbledon'dan.
The exact replica of those worn at Wimbledon in 1993... by Her Royal Highness, the Duchess of Kent.
Majesteleri Kent Düşesi tarafından 1993 yılında Wimbledon'da... takılan küpelerin aynısı.
[Colm] the scalper gave us his franchise for wigs of Wimbledon.
Kafadericisi bize Wimbledon Peruklarının dağıtımını verdi.
Venice or Wimbledon?
Venedik mi, Wimbledon mı?
Wimbledon.
Wimbledon.