Wishful thinking Çeviri Türkçe
251 parallel translation
Pure wishful thinking.
Tam bir hüsnükuruntu.
- What's wrong with wishful thinking?
- Fikir yürütmenin nesi yanlış?
My dear Miss Frances, my life, my career... has been founded on facing facts as I discover them... never by wishful thinking.
Sevgili Miss Frances, hayatım, kariyerim keşfettiğim gerçekler doğrultusunda kuruludur asla arzulu düşünceler üstüne değil.
They said my story was wishful thinking.
Anlattığım hikaye hayal ürünüymüş.
Wishful thinking.
Sadece bir dilek.
Wishful thinking Jaume, wishful thinking.
İyimser düşünce, iyimser düşünce.
Just wishful thinking.
Sadece bir hayaldi.
That's wishful thinking, if ever I heard it.
Bu duyduğum en inanılmaz hayal.
I'm not against wishful thinking, not now.
Hayallere karşı olan biri değilim. Artık değilim.
Wishful thinking, Mr. Strock?
Hüsnükuruntuya kapılmayın Bay Strock.
Such wishful thinking is where these ronin go wrong.
Bu roninlerin yanıldığı nokta da bu tarz bir hüsnükuruntu.
Such were my thoughts, but I see now it was nothing but wishful thinking.
Bu şekilde düşünüyordum ama şimdi görüyorum ki bu tamamen kendi hüsnükuruntummuş.
You can call it wishful thinking, son... but life is built on wishing.
Sen buna hüsnükuruntu diyebilirsin, evlat... ama hayat arzu üzerine kurulmuştur.
Seems is just wishful thinking.
Görünüşe göre iyi.
- Wishful thinking.
- Hüsnükuruntu.
Pre-existing will is wishful thinking!
Varoluş öncesi irade, hüsnükuruntudan ibarettir.
That's just wishful thinking.
Buna hüsnükuruntu denir.
That's wishful thinking. The x-ray treatment didn't help.
X-ışını tedavisi işe yaramadı.
What we got here, ladies, is a case of wishful thinking.
Sanırım bizi buraya çağırmanızın nedeni, tedirgin olmanız, bayanlar.
Does he mean it or is this some kind of wishful thinking from Mr Bakunin?
Bunu kastetmiş mi yoksa yalnızca Bay Bakunin'in dileği miymiş?
That's wishful thinking.
İyimser düşünüyorsun.
Wishful thinking!
O senin hüsnükuruntun!
What this suggests, Diana... is that your strategy is based on nothing but speculation and wishful thinking.
Bu da Diana, senin stratejinin spekülasyon ve arzu hariç... hiçbirşeye dayanmadığını gösteriyor.
I fear that may be wishful thinking, Majesty.
Hüsnükuruntu olacağından korkarım Majesteleri.
- Wishful thinking.
- Çok iyimsersin.
Wishful thinking.
O senin hüsnükuruntun.
- Yeah, wishful thinking.
- Yok ya, nerde o günler.
It's wishful thinking.
Bu senin hayalindi.
A little wishful thinking never hurt anyone.
Dilekte bulunmaktan kimseye bir zarar gelmez.
And while it may be wishful thinking, I'd like to believe you're the better of the two.
Ve belki hüsnükuruntunuz iken, 2 kişiden daha iyi olduğunuza inanmak isterim.
Don't let wishful thinking guide your decision.
Kararınızı, istekli düşüncenin yönlendirmesine izin vermeyiniz, Danışman.
It's also possible that since your two fields of expertise are feline leukemia and hepatitis B what looks like a scientific eureka might only be a case of wishful thinking.
Aynı zamanda senin iki uzmanlık alanın kedi lösemisi ve hepatit B olduğundan bilimsel bir keşif gibi görünen senin kendi kuruntun olması da mümkün.
I know it was wishful thinking, Professor, for the tumor is inoperable.
Tümörün ameliyat edilemeyecek durumda olmasını anlıyorum.
Part fact part wishful thinking?
Biraz gerçek,... belki de hayal ürünü?
All these answers, except perhaps Olle's, are the result of wishful thinking.
Tüm bu cevaplar, belki sadece Olle'ninki hariç, hüsnükuruntunun sonuçları olsa gerek.
This is no time for wishful thinking.
- İyimser olmanın zamanı değil.
sometimes you need a little wishful thinking just to keep on living. I see your point.
Hey, yaşamda korunmak için bazen küçük dileklere ihtiyaç duyarsın
- Nothing but wishful thinking.
- Hüsnükuruntudan başka bir şey değil.
- Wishful thinking.
- O senin hüsnükuruntun.
This is wishful thinking on my part.
Ben anca rüyalarımda görürüm bunu.
The contrary opinion, that violence never solves anything, is wishful thinking at its worst.
Şiddetin hiçbir şeyi çözmeyeceğine dair karşı düşünce en kötüsünden bir hüsnü kuruntudur.
You accuse Gegen of having his objectivity clouded by... wishful thinking, but aren't you guilty of the same charge?
Gegen'i, şehvetli düşüncelere sahip olduğundan dolayı suçluyorsunuz, ama aynı suçu sizde işliyorsunuz?
- Or maybe that's just wishful thinking.
- Belki de bu benim dileğim.
SURE THAT'S NOT WISHFUL THINKING?
Bunun bir dilek olmadığından emin misin?
- I kinda think it's wishful thinking.
- Sanırım, bu daha çok bir temenni.
- It is not wishful thinking!
- Bu bir temenni değil!
Forgive me, sir. I know how important SG-1 is to you,..... but this is wishful thinking.
SG-1'in sizin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum,..... ama bu sadece bir temenni.
Wishful thinking will only make the truth more painful.
Olumlu düşünmek gerçekleri daha da acı verici hale getirir.
But it's lies and wishful thinking.
Ama yalandılar ve güzel düşler.
I mean, unless this is all wishful thinking anyway.
Tabi hepsi benim hüsnükuruntum olabilir.
Wishful thinking
Böylesi nerede bulunur?