Wisp Çeviri Türkçe
132 parallel translation
I refer, ladies and gentlemen, to that will-o'- the-wisp of the bounding main.
Sizlere okyanus yakamozundan bahsediyorum bayanlar ve baylar.
A sort of wisp of memory that can't be caught before it fades away.
Bir çeşit anı huzmesi, tam tutacakken, sönüp gidiyor.
Since the one he loves doesn't love him, he's a zero, a will-o'- the-wisp, an automaton, a bogeyman.
Onu sevmeyeni sevdiği için o bir hiç, bir bataklık yakamozu, bir robot, bir umacı.
and this delightful little wisp - let me kiss you there.
Ve o güzel gamzeli enseni - dur da seni oradan öpeyim.
There was hidden beauty in miniature seashells, so tiny that millions of them form only a wisp of powder.
# Kıracaktım ailemin kalbini ta derinden #
- I think I saw a wisp of a cloud.
- Bir tutam bulut gördüm galiba.
No, just the smallest wisp of a cloud floating across the moon...
Hayır ayın önünden geçiveren bir tutam bulut gördüm...
She's on the lean side, a mere wisp of a girl.
Hatta sıska. İncecik bir kız.
SOME WISP OF MEMORY NOT TOO IMPORTANT REALLY. SOME LAUGHING GHOST THAT CROSS A MAN'S M IND.
Alacakaranlık Kuşağı'nın bir parçası olan çok da önemli olmayan bir tutam anı insanın aklından geçen kahkahalar atan bir hayalet olduğunu düşünecek.
kind of like a wisp of smoke.
Tuhaf adamlar, bu dağ adamları. Evet, belli belirsiz şu duman gibi.
Even a wisp of smoke like that is better than- - what does that mean?
Her ne kadar bir dağ adamı da olsa yine de... Ağlıyor musun? Onun için ağlıyor musun?
Phil, isn't this just another will-o'- the-wisp?
Phil, bu da ötekiler gibi boş çıkmasın?
- A will-o'- the-wisp
- Ele avuca sığmaz.
- A will-o'- the-wisp
- Ele avuca sığmaz
A will-o'- the-wisp A clown
Vurdumduymaz Ele avuca sığmaz Soytarı
"... at the way in which the will-o'- the-wisp bandit, Clyde Barrow...
" çünkü zıpçıktı haydut Clyde Barrow...
"My son, it is a wisp of cloud."
Bu sadece bir sis dumanı oğlum.
Free will! It is a phantom, a will o'the wisp.
Hayır Taybor, cevabım hala hayır.
A bank of fog that doesn't change a wisp in 35 years.
35 senedir aynı yerde kalan bir sis yığını.
She probably felt them out, except for a wisp of hair.
Kadın göründüklerini hissetmiş olmalı, bir kaç saç telinden başka bir şey yok.
And then he went back to his bed. But outside, in the graveyard, in the wind there was still a faint wisp of sound. Almost like a song.
Ama dışarıda, mezarlıkta, rüzgarda, hala silik bir ses vardı, aynı bir şarkı gibi :
Turning into a wisp of smoke
"Bir tutam toza dönüşmüş gibi"
Like the will-o'- the-wisp, so it is with love.
Ölülerin ışığı gibi, büyük bir aşkla.
Like the will-o'- the wisp, so it is with love.
Ölülerin ışığı gibi, büyük bir aşkla.
Like the will-o'- the-wisp, love, too, vanishes...
Ölülerin ışığı gibi, aşk da gözden kaybolacak...
Like the will-o'- the-wisp, love, too, vanishes.
Ölülerin ışığı gibi, aşk da gözden kaybolacak.
Something that will spark some wisp of a memory.
Hafızamı canlandırmaya yarayabilecek herhangi bir şey.
What happened to that will-o'- the-wisp guy I love?
O tanıdığım ve sevdiğim adamın anı yaşayan adama ne oldu?
When I was... young..... l remember watching my... grandfather deteriorate from a powerful, intelligent figure to a... frail wisp of a man, who could barely make his own way home.
Ben... gençken... büyükbabamın güçlü ve akıllı bir bireyden... kendi evine bile zar zor dönebilen... çelimsiz, ufacık bir adama... dönüşmesini izledim.
There's nothing between your legs, it's like a wisp of cotton candy framing a paper cut.
Bacaklarınızın arasında hiçbir şey yok. Tıpkı bir tutam pamuk helvaya kağıt kesiği atılmış gibi.
Even a wisp of iron like Regina Krumm, the Lilliputian editor of Elle magazine, is here for the blood sport.
Elle Dergisi'nin editörü "Demir Pençe" Regina Krumm bile kan sporu için burada.
This will-o'- the-wisp thing.
Bu işe yarar.
And, like the baseless fabric of this visión the cloud-capp'd towers the gorgeous palaces the solemn temples the great globe itself ye all which it inherit shall dissolve and, like this insubstantial pageant faded leave not a wisp behind.
Bu hayali görüntünün aslı olmayan kumaşı gibi tepeleri bulutlara karışan kuleler, ihtişamlı saraylar vakur tapınaklar, koskoca yerkürenin kendisi evet, ona miras kalan her şey çözülüp dağılacak ve bu cisimsiz gösteri solup giderken ardında bir tutam bir şey bile kalmayacak.
And, like the baseless fabric of this visión the cloud-capp'd towers the gorgeous palaces the solemn temples ye all which it inherit shall dissolve and, like this insubstantial pageant faded leave not a wisp behind.
Bu hayali görüntünün aslı olmayan kumaşı gibi tepeleri bulutlara karışan kuleler, ihtişamlı saraylar vakur tapınaklar evet, ona miras kalan her şey çözülüp dağılacak ve bu cisimsiz gösteri solup giderken ardında bir tutam bir şey bile kalmayacak.
Whining, insignificant wisp of fluff, she is.
Sürekli ağlama, manasız bir tutam yumuşak tüy, bu o.
- Nothing. It's just a wisp of cloud.
- Hiç Birşey Sadece Küçük Bir Bulut.
- A little wisp of hair on top
- Kafanda birkaç tel saç. - Evet.
When we were outside, we saw a wisp of vapour penetrate him.
Dışarıdayken bir tutam buğu içine girdi.
Wisp.
Tutam.
You should just concentrate and it should wisp you right to her.
Sadece konsantre olmalı ve doğru ona tutam yapmanız gerekir.
You're after the will-o'- the-wisp out West.
Sen ise hayali bir batının peşindesin.
All I'm saying is acting's so will-o'- the-wisp.
Benim tek söylediğim, oyunculuk ulaşılması güç bir hayaldir.
If you ever remove it you will become a wisp of air - vanished forever...
Eğer çıkarırsan havaya karışıp sonsuza dek yok olursun.
It's like a wisp of smoke or something.
İnce bir tutam duman gibi bir şey.
A wisp of knowledge can be an infinitely slippery slope.
Bir tutam bilgi bile sonsuz kayganlıkta bir yokuşa dönebilir.
The so-called evidence for psychic phenomena is not robust but'will o'the wisp'-
çok meşhur doğaüstü bu kavram bu özelliğini yitirmişti.
It was aunt Lily who found the ad on the back pages of the thrifty nickel in a fleeting wisp of something resembling maternal instinct.
Annelik içgüdüsüne benzeyen bir demet şeyin hızla gelip geçmesiyle sarı sayfalardaki ilanı bulan.. ... Lily teyzeydi.
Shar is a Night Wisp.
Shar, bir gece perisi.
Where are you hiding the Night Wisp?
Gece Perisi'ni nerede saklıyorsun?
- Adie don't have no Night Wisp.
- Adie'nin Gece Perisi yok.
- Awill-o'- wisp?
- Işık saçan top gibi mi?