Worn Çeviri Türkçe
2,974 parallel translation
The night in question has worn on,
Gece yavaş yavaş ilerliyor.
Right, he heads straight for the first Chase Galactic jacket that he sees, which is worn by- - her.
Evet, ilk gördüğü Chase Galaktik ceketlinin yanına gidiyor. Ceketi giyen kişiyse... O...
I should have worn a tie.
Kravat takmalıymışım.
The Jew must be worn. He can not walk.
- Yahudi taşınmalı.. ayağı kötü
You should've worn a cup.
Taşaklık takmalıydın.
We could say rigor mortis had worn off.
'Ölü katılığının sona ermiş olduğu'diyebiliriz.
It was verified that rigor mortis had worn off in the arms and legs.
Ölü katılığının kol ve bacaklarda sona ermiş olduğu tespit edildi.
- You must be worn out after last night.
- Siz de bayağı yoruldunuz dün gece.
I'm worn out.
Acayip yorgunum.
He'd never worn this armor before.
Bu zırhı daha evvel hiç giymemişti.
It's obvious that Mom uses that setting because the color is worn out
En çok onu kullanmış olmalı.
With 12 pairs of shoes worn out in a day
Bir günde oniki ayakkabı toplattı.
Because I had worn it to their wedding.
Çünkü onu düğünlerine de giymiştim.
He'd be completely worn out.
Tamamen tükenmiş olmalı.
You ever worn a burka?
Burka giydin mi hiç?
Until the East Sea dried up and Mt. Baekdu worn away, God watch over our land forever.
Tanrı, Doğu Denizi kuruyana ve Baekdeu dağı aşırı ısınana kadar sonsuza dek bizi koruyacak.
The bark is worn around the circumference.
Kabuk ağacın çevresi boyunca soyulmuş.
For a hundred years, the women in our family Have worn that dress when they took their vows.
Yüzyıldır, ailemizden her kadın yemin ederken o gelinliği giymiştir.
Playing Star Wars is worn out and immature.
Star Wars'u oynamak modası geçmiş ve çocukça.
Miss Volkoff's patience has worn very thin.
Bayan Volkoff'un sabrı tükenmek üzere.
A word of advice... when you shoot a man and leave him for dead, you better be sure his kryptonite hasn't worn off.
Sana bir tavsiye vereyim. Bir adamı vurup onu ölüme terk ettiğinde kriptonitinin etkisinin geçip geçmediğinden emin olmalısın.
He may have worn an ugly shirt.
Çirkin bir gömlek giymiş olabilir.
They'd just hack away at the muscle until they get worn out.
Kasların pestili çıkana kadar çekiştirip dururlar.
I've never worn boxer shorts before.
Daha önce hiç baksır giymemiştim.
And every pair of pants you've ever worn.
Ve her giydiğin pantolon!
These have never been worn.
Bunlar daha önce hiç giyilmemiş.
His strong thighs crossed So beautiful during the where worn hip curtain So hot and so sweaty under the hot sun.
güçlü hali.. .. vücudu.. bedeni.. ve düşünsene.. Ne kadar seksi.. ne kadar azdırıcı
And what was weird was that the edge of the billboard was worn, almost like it was in a sandstorm.
İşin enteresan kısmı, panonun kenarı yıpranmış sanki bir kum fırtınasında kalmış gibi.
You look strong enough I'm the one who's worn-out
Yeterince güçlü görünüyorsunuz. Asıl bitkin düşen benim.
And you wore the same clothes all day that you'd worn the day before!
- Ayrıca, bir önceki gün giydiğin kıyafetleri giymiştin yine.
It's thick and designed to be worn in like a baseball glove.
Kalındır ve bir beysbol eldiveni giymiş gibi tasarlanmış.
After 84 years, his body is worn out.
84 yıldan sonra, bedeni yıpranmış.
Guess I should've worn my air bag today.
Bugün hava yastığımı takmalıydım sanırım.
Luckily we found a worn down temple here.
Şanslıyız ki burada eski bir tapınak bulduk.
I never thought I would say this, but I'm actually worn out from shopping.
Bunu söyleyeceğim aklımdan dahi geçmezdi ; ama sahiden de alışveriş etmekten yoruldum.
I could've worn a wetsuit, but who tries to commit suicide in a wetsuit, right?
Dalgıç kıyafeti giyebilirdim ama kim onunla intihar etmek ister, değil mi?
But have you worn something?
Birşey giyseniz?
Everything you ever were, everything you ever wanted to be, it just gets worn away till there's nothing left.
Sahip olduğun her şey, istediğin her şey hiçbir şey kalmayana kadar kendini tüketiyor.
You've washed clothes that haven't even been worn yet.
Daha giyilmeyen kıyafetleri yıkadın.
It's nice to know my welcome is still a bit worn out.
Burada hala hoş karşılanmak güzel.
I guess I haven't worn this jacket since the first time I met you.
Sanırım ilk tanıştığım zaman seni bu şapka hakkında uyarmamıştım.
- That specs worn guy
- Şu gözlüklü adam!
Mini themselves say it's styled to look like a baseball cap being worn backwards.
Mini'dekiler ters takılmış bir beysbol şapkası stilinde olduğunu söylüyorlar.
I was just in the closet upstairs, and I noticed that the carpet was worn down right in front, and the door didn't touch the floor, so you can see right under there.
Az önce yukarıdaki dolaptaydım, halının ön tarafının aşındığını farkettim. Ve kapı yere değmiyordu. Yani kapının altından içerde ne olduğuna bakabilirsin.
I knew I shouldn't have worn heels today.
Bugün topuklu giymemem gerektiğini biliyordum.
I hope you have worn many layers.. Because right now I am in form.
Umarım fazlaca giymişindir çünkü bugün formumdayım.
Thank God, I haven't worn anything under this.
Tanrıya şükür, bunun altında hiçbir şey yok.
Should've worn the hoodie.
Kapüşonlu ceketi giymeliydin.
The conditions of your release state that no gang colors or identifying clothing may be worn in public.
Tahliye şartlarınıza göre, halk içinde çete renklerini ya da çeteyle ilgili kıyafetler giymeniz yasak.
Wow, I should've worn my cocktail helmet.
Vay, kokteyl kaskımı takmalıymışım.
Just should've worn more comfortable shoes.
Hadi, hadi, hadi!