Worth it Çeviri Türkçe
15,245 parallel translation
Worth it.
Değerdi.
Believe me, Brody, it's worth it.
İnan bana, Brody, buna yeter.
Totally worth it.
Tamamen buna değer.
Let's find out if their low-life client is even worth it.
Bakalım fakir müşteriniz buna değer mi?
Was it worth it, Bernie Waters?
Değdi mi bari, Bernie Waters'ı dövmek?
I hope it's worth it.
Umarım değer.
It's not worth it anymore.
Artık değmiyor.
You know, even though it took a lot of time, and I had to go to the store twice, you... are worth it.
Çok zamanımı almasına rağmen ve bakkala iki kez gitmeme rağmen sen buna değersin.
It'll be worth it.
Değecek.
It'll be worth it. Okay.
- Peki...
Worth it to bring you joy.
Seni mutlu etmek için değer.
Dr. Valack thinks it's worth it if she can answer the question.
Dr. Valack, soruya cevap verebilirse buna değeceğini düşünüyor.
It would've been all worth it, in my opinion.
Bana kalırsa buna değerdi.
It was worth it.
Buna değdi.
It'd be worth it to put Darhk away.
Darhk hapse girecekse değer.
If it's a cell next to Darhk, it'd be worth it.
Darhk'ın yanındaki hücrede geçireceksem değer.
I don't care. It's worth it to stop you.
Seni öldürmeye değer.
Whatever's so important, I hope it's worth it.
Kadar önemli olursa olsun, ben buna değer olduğunu umuyoruz.
And I'm sure he probably questioned in his mind, whether this was all worth it.
Eminim muhtemelen sorgulamıştır Zihninde, hepsinin buna değer olup olmadığı.
You're not worth it.
Buna değmezsin.
So all you have to do is convince them that marriage is still worth it.
O zaman tek yapmanız gereken, onları düğünün hâlâ yapmaya değer olduğuna ikna etmek olacak.
I hope it was worth it.
- Umarım değmiştir.
It's worth it to keep Hope from what's coming.
Hope'u gelecek şeylerden uzak tutmaya değer.
Was it worth it?
Buna değdi mi?
It's worth a shot.
Denemeye değer.
It's worth a fortune.
Bir servet eder.
It's worth a shot if it gets us closer to Malick.
Malick'e yaklaşabileceksek, denemeye değer.
For what it's worth, I think you're more than that. Thanks.
- Bence sen ondan fazlasısın.
It's a couple weeks'worth of security footage.
Birkaç haftalık güvenlik görüntüsü var.
Privileged guest might not be worth as much as cutting his head off and mounting it onto your fat Khan's wall.
Seçkin bir konuk, kesik kafasının şişman Han'ının duvarında sallanmasından değerli olmayabilir.
Well, for the rest of you, it's now time to decide whether the future is worth fighting for.
Sizin için de artık geleceğin savaşmaya değer olup olmadığını karar vermenin zamanı geldi.
Look, if I trust you with something guaranteed to get you what you want that's got to be worth something, hasn't it?
Bak, istediğini sana vermem için bir şeyler garanti altına alınırsa sana güvenirim. Güvenmeye değen bir şey olmalı, öyle değil mi?
It was worth a look, given what's happened to Ricky Parker, and the disappearance of Dr Moxem and Ingrid Hjort at Wytham.
Bakmaya bir değerdi, Ricky Parker'a olanlar ve Dr Moxem ve Ingrıd Hjort'un Wytham'da ortadan kaybolmaları ortada.
8th century. It's worth hundreds of thousands.
8.yüzyıl. Zibilyonluk değeri var.
What's it gonna take to make this thing worth the price tag?
Paramızın karşılığını ne zaman alacağız?
The guy said it's worth $ 7,000.
Adam 7.000 dolar eder dedi.
It's worth seven grand.
- Yedi bin dolar bu.
Is it worth a shot?
Denemeye değer mi?
It's worth a shot.
Denemeye değer. Gidin!
Look, you don't owe me anything, but for what it's worth, I'm just here to listen to whatever you need to say.
Bana bunu borçlu değilsin, ama önemli olan şu ki, ne söylersen dinlemeye hazırım.
Is it really worth all this grunt work?
Bu kadar hamallığa değiyor mu?
For what it's worth, you're in a tough spot, and you're trying to keep her safe.
Ne olursa olsun zor bir durumdasın ve onu güvende tutmaya çalışıyorsun.
Isn't it true that 5 months ago, you helped her buy $ 74,000 worth of cocaine?
5 ay kadar önce 74 bin dolar değerinde kokain almasına yardım ettiğiniz doğru mu?
And it's worth living for. All of it.
Ve bütün bunlar yaşamaya değer şeyler.
Humanity is feckless, and I wanted to cleanse it of a millennia worth of rot it has been infected by, and I will do it!
İnsanlık değersiz. Ve ben bin yıldır insanlık yüzünden çürüyen dünyayı temizlemek istedim. Temizleyeceğim de!
There are some things that are worth fighting for, and I'm asking you if you will fight for it with me.
Ve Benimle bunun için mücadele edecek soran edişinin.
It's just that, uh, some lives are worth more than others.
Sadece bazıları bazılarından daha çok para eder.
Kuroqi princess who recently lost her father and thinks that a month's worth of shopping in Beverly Hills will make her feel better about it.
- Babası öldüğü için yas içinde olan ve Beverly Hills'te alışverişin kendini toplayacağını düşünen bir prenses var.
'Cause it's worth a bloody fortune.
- Çünkü bilezik bir servet ediyor.
- I want to see what it's worth.
- Değeri ne kadar öğrenmek istedim.
But I think it's worth a try.
Ama bence denemeye değer.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72