Would you like some more Çeviri Türkçe
181 parallel translation
Would you like some more?
Biraz daha ister misin?
Would you like some more coffee?
Biraz daha kahve ister misiniz?
Would you like some more coffee, Jack?
Biraz kahve istermiydin, Jack?
- Would you like some more coffee, madam?
- Kahve ister misiniz madam?
- Would you like some more champagne?
- Biraz daha şampanya ister misin?
- Would you like some more hot coffee...
- Biraz daha sıcak kahve istermisin...
- Would you like some more, sire?
- Biraz daha alır mısınız, majeste?
[British Accent] Uh, Colonel Statter, would you like some more tea?
Albay Statter, biraz daha çay alır mıydınız?
Would you like some more music?
Biraz müzik dinlemek ister miydiniz?
Would you like some more?
Daha ister misiniz?
Would you like some more tea?
Biraz daha çay ister misin?
Would you like some more cranberry sauce, dear?
- Biraz daha kızılcık sosu, canım? - Evet, canım.
Would you like some more mud? Isn't it...
Biraz kir suyu ister misin?
Would you like some more?
Biraz daha alır mısın?
Would you like some more coffee?
Bir fincan kahve daha ister misiniz?
- Would you like some more whiskey?
- Biraz daha viski ister misin?
- Would you like some more?
- Biraz daha şarap ister misin?
- Would you like some more?
- Biraz daha ister misin?
Would you like some more, Lallo?
Biraz daha ister misin?
Would you like some more gravy?
- Biraz daha alır mıydın?
This is not what an old person Wants to hear from a priest. Father howard, would you like some more cookies?
Yaşlı bir insanın rahipten duymak istemeyeceği bir şey bu.
Would you like some more, Helen?
- Biraz daha şarap alır mısın, Helen?
Now, would you like some more?
Ee, daha ister misin?
Would you like some more of this?
Bundan biraz daha ister misin?
- Would you like some more tea?
- Bir fincan çay daha?
- Would you like some more soup?
- Biraz daha çorba ister misiniz? - Hayır sağolun.
Would you like some more, Geraldo?
Biraz daha ister misin Geraldo?
Would you like some more tea, Comrade Khromov?
Yoldaş Khromov, biraz daha çay istermisin?
Would you like some more peaches?
Biraz daha şeftali ister misin?
would you like some more potatoes?
Biraz daha patates alabilir miyim?
- Would you like some more tea?
- Peki bir çay daha alır mısın?
Would you like some more?
Biraz daha içki? Tamam, numaranı yaptın.
- Would you like some more cake?
- Biraz daha pasta ister misin?
Would you like some more soup?
Biraz daha çorba ister misiniz?
Would you like some more butter on it?
Üzerine biraz yağ sürmek ister misin?
- Would you like some more?
- Biraz daha alir misin?
- Would you like some more?
- Biraz daha alır mısın?
Would you like some more time?
Biraz daha zaman ister misin?
Daddy, would you like some more gravy?
baba biraz daha et suyu?
Would you like some more gravy?
biraz daha et suyu ister miydiniz?
Sitting and chatting over a drink with the charming young lady herself. Would you like to see some more of his work?
O büyüleyici genç hanımın kendisiyle oturdum, muhabbet ettim ve içki içtim.
Would you like to shoot some more?
Biraz daha vermemi ister misin?
Would you like to do some more?
Biraz daha yapmak ister misin?
Would you like me to prepare some more hors d'oeuvres for the guests, sir?
Misafirler için daha ordövr hazırlamamı ister miydiniz, efendim?
I would like to suggest. I think they are some changes we could make in certain sports that would make them more e xciting you know?
Bence bazı spor dallarını daha heyecanlı kılacak bazı değişiklikler yapılabilir.
Would you like some more wine?
- Biraz daha şarap ister misiniz?
Would you like to try to drink some more of these peas?
Bu bezelyeden biraz daha içmek ister misin?
Would you like some more chicken, Bob?
Biraz daha tavuk ister misin, Bob?
Would you like to talk about what's bothering you or would you like to break some more furniture?
Seni rahatsız eden şey hakkında konuşmayı mı ; yoksa biraz daha mobilya kırmayı mı tercih edersin?
Sir Arthur would like you to take some more photographs for him.
Sir Arthua onun için daha çok fotoğraf çekmenizi istiyor.
What you're describing would be more like some kind of... Visual agnosia, An inability to recognize what's before one's eyes.
Anlattığın şey daha çok görsel tanıma yitimi gözlerinin önündekini tanıma ehliyetsizliği olur.