Yachts Çeviri Türkçe
154 parallel translation
- Of course not. Yachts must have changed since the last time I was on one.
Birine bindiğimden bu yana yatlar değişmiş olmalı.
Imagine it full of yachts, big and small.
Orayı büyük ve küçük bir dolu yat ile hayal et.
- Arkadin-he had a villa near Monte Carlo... a castle in Spain, one of the biggest yachts in the world... and at least three passports.
İspanya'da bir şatoya, dünyanın en büyük yatlarından birine... ve en azından üç pasaporta sahipti.
At home in Astrakhan, the rich also had yachts.
Evim Astrakhanda da, zenginlerin yatı vardır.
I could have told you playing around yachts. The poor thing.
Evet, yatlarda oynaşmanın ucuz bir şey olduğunu size söyleyebilirim.
But we don't have any yachts.
Tabii orada yat yok.
They don't have any yachts.
Orada hiç yat yok.
- But they're not watching yachts.
- Ama yatları tutmuyorlar.
And hell, yes, I want me some yachts!
Ve lanet olsun, evet, yat istiyorum!
Just cafes, yachts and cars.
Sadece kafeler, yatlar ve arabalar.
Oh, Georg, how do you feel about yachts?
Georg, yatlar hakkında ne düşünüyorsun?
Shipyards, boats, yachts.
Tersaneler, tekneler, yatlar.
Multimillionaire. Yachts, servants, country estates, a phone in the lav.
Yatlar, uşaklar, malikane, tuvalette telefon.
Some Greek millionaires find their pleasure inviting famous people on their yachts.
Bazı Yunan milyonerler ünlü isimleri yatlarına davet etmekten zevk alır.
There's no money in yachts.
Tekne işinde para yok.
Behind, berths for yachts.
Arkadaki, yatlar için iskele.
Merchant banks And yachts at Cannes Servants and cars And private sand
Bankada paralar, yatlar, uşaklar, özel plaj ve arabalar.
What are these, yachts?
Bunlar nedir, yatlar mı?
Where are the yachts?
Yatlar nerede?
You got the yachts, honey!
Yatları sen kazandın, şekerim!
You got the yachts!
Yatları sen kazandın!
- That's because they're on their yachts.
- Çünkü herkes tekneyle gezide.
Jet planes, penthouses, yachts.
Jet uçakları, lüks evler, yatlar.
Mansions, yachts, maybe even a new truck.
Çalıştır lütfen.
There are plenty little yachts and yawls in Calcutta or Madras, Well enough to serve our purpose.
Calcutta ya da Madras'ta bol miktarda yat ve filika var, amacımıza pekala hizmet edebilir.
I want to see who's in the top ten yachts.
En iyi on yat sıralamasında kim varmış ona bakacağım.
A countdown to the world's ten best luxury yachts.
Dünyadaki en lüks yatlar sıralamasında ilk on.
How many yachts can you water-ski behind?
Kaç yatın arkasında su kayağı yapabilirsin?
But mainly he sold stolen yachts.
Fakat buna rağmen çalıntı yat sattı bir ara.
They'll all be running for their yachts.
Onlar yatlarında keyif sürüyor.
I sell quality preowned yachts, you miserable fucking scuzz bucket...
İkinci el yat satıyorum, seni zavallı pislik...
It's from that guy on TV, the millionaire with all the houses and yachts. You know?
Şu televizyondaki adam, şu başarılı milyoner, yatları ve evleri olan adam bilirsin.
What any normal person would- - they make money, lots of it, and they spend it on clothes and yachts and presidential campaigns.
Her normal insanın yaptığını. Para kazanıyorlar. Hem de çok ve kıyafetlere, yatlara, seçim kampanyalarına harcıyorlar.
Stop it! You'll picture her wearing YOUR jewels, sailing in YOUR yachts, sleeping with YOUR gigolos - but, oh, you won't be sad, no, no, no!
Senin olacak mücevherleri takarken, yatlarınla gezerken ve jigololarınla yatarken onu hayal edeceksin.
An endless parade of parties and cotillions... yachts and polo matches.
Hiç bitmeyen davetler, kotilyon dansları... yatlar ve polo maçları.
Guys off yachts don't go for waitresses.
Yatı olan çocuklar garson kızlara bakmazlar.
I'm used to pent houses and yachts - gorgeous European lovers who buy me presents and sweep me off my feet.
Malikanelere ve yatlara... bana hediyeler alacak ve ayaklarımı yerden kesecek harika Avrupalı aşıklara alışığım.
Plastic surgeons make money to buy yachts for rearranging nature... in a more pleasing way.
Plastik operasyonlar daha memnun edici bir yönde doğayı yeniden düzenlemek için. yat almaya yetecek kadar yaparlar
I don't mean passion for... yachts or gin or dope or the goddamn Charleston!
Yatlar, içki, uyuşturucu veya olmaz olası çarliston tutkusunu kastetmiyorum.
All these yachts look alike these days.
Bu günlerde yatların hepsi birbirine benziyor.
Restaurants, stores, slips for luxury yachts.
Lokantalar, mağazalar, lüks yatlar için iskele.
The yachts at Marseille are ready to sail.
Gemi Marseille'e yelken açmak üzere.
- With the yachts and big estates?
- Yatları ve büyük evleri olan yer mi?
Women don't like to be called yachts.
Kadınlar yata benzetilmek istemez.
Right, well, not all of us have cocktail parties to go to on yachts.
Doğru, hepimizin yatlarda yapıIan kokteyl partilerine davetiyesi yok.
He doesn't buy expensive paintings, yachts, nothing.
Pahalı tablolar, yatlar falan almıyor.
You've got the $ 400 billion... you've gone the charity route, you have this perfect 100-room mansion... with matching his and her yachts and helicopter pads.
400 bilyon doların var ve hayırseverliğe başladın, 100 odalık bir yat limanı ve helikopter pisti olan muhteşem bir binan var.
It seems that the professor likes the ocean and yachts, and at the end of the thesis, he'll give you credit if you write "I like the ocean and yachts."
Profesörün yatları sevdiğini biliyordum.. Eğer bunu resmedebilirseniz, sınıfı geçmiş olacaksınız.
So I made some calls to see what was out there and I came across this company that charters yachts for sale in Maui.
Bu yüzden bir kaç görüşme yaptım... Ve bir şirket buldum. Yat satışlarıyla ilgili bir şirket.
Did you sell him a fleet of yachts?
Bir yat filosu satabildin mi ona?
That's what they build yachts for.
Halbuki yapılma amaçları buydu.