Yards away Çeviri Türkçe
309 parallel translation
I was about a hundred yards away, I reckon.
Tahminen yüz metre ötedeydim.
"Hot chow and safety are waiting for you only 300 yards away."
"Sıcak yemek ve güvenlik 300 metre mesafede seni bekliyor."
Now, this means 50 yards away in the direction the snake is pointing.
Bu da, yılanın işaret ettiği yönde, 45 metre mesafede demek.
- Yes, there's a gateway about 50 yards away.
- Evet, kapıya elli metre kadar var.
It's only twenty yards away but there's a Dalek guarding it.
Neredeyse 20 metre ötede ama bir Dalek koruyor onu.
I sensed your presence when you were still 100 yards away.
Senin orada olduğunu hissettim daha sen 100 şaku uzaktayken.
The house is 200 yards away.
Ev 200 metre ileride.
Poe's is only 100 yards away.
100 metre bile değil?
At the last moment, not even 10 yards away... he goes behind me.
Aramızda nerdeyse 10 metre bile kalmamıştı yanımdan geçti.
He can kill a man 300 yards away with only one shot.
Tam üçyüz yard uzaklıktan tek bir atışta.. adamı mıhlar.
I don't mind the cockamamie machine breaking down twice a day. But why the hell does it always have to be 500 yards away from the nearest hatch?
Makinenin günde iki kez bozulması umurumda değil, ama neden hep en yakın deponun 450 metre uzağında bozulur?
On his way home he passed, less than eight yards away, the car of the attackers... exactly here.
Yolu üstünde saldırganların arabasını yaklaşık 8 metre geçti... Tam şurada.
a 100 yards away... a German... someone important.
100 metre uzaklıkta... bir Alman... önemli biri.
Now, when they're about 300 yards away, we'll start fallin'back to the second line.
Buradan yaklaşık 300 metre ileride ikinci bir hat oluşturmalıyız.
When I say fanatics, you could be holding a position and they're about 30 yards away from you, and all of a sudden they'd come flying at you, shouting and yelling.
Fanatik derken yani siz bir pozisyondasınızdır onlar da otuz metre ileridelerdir ve bir anda size doğru bağırarak çığlık çığlığa adeta uçarlar.
We were 200 yards away.
200 metre uzaktaydık.
I'm only 20 yards away from the hijacked train.
Trenden yalnızca 20 metre uzaktayım.
A member of the Albanian Diplomatic Corps was mugged today in Central Park despite the fact that two patrolmen were only 100 yards away.
Bugün Central Park'ta bir Arnavut kordiplomat, iki polis görevlisinden sadece 100 metre uzakta olmasına rağmen hırsızların saldırısına uğradı.
You have to see it on an outhouse wall 200 yards away going 60 miles an hour.
90 km. Hızla giderken 200 m. Ötedeki bir müştemilat duvarında görülebilmeli.
Keep everyone at least 50 yards away.
Herkesi en az 40 metre uzakta tutsunlar.
"The Vice-Consul of Lahore was ten yards away."
"Lahor Konsolos yardımcısı on metre uzaktaydı."
He's about 455 yards away.
Yaklaşık 415 metre ötede.
apart from his arsehole being about fifty yards away from his brains, and the choirboys playing hunt the thimble for the rest of him, he ain't too happy.
Başıyla kıçı birbirinden 45 metre uzaklıkta,... ve kilise korosundaki çocuklar onun geri kalanı ile misket oynuyorlar. O pek mutlu değil.
Hatch, the goalkeeper he'll have to be on his line, that's 12 yards away.
Hatch, kaleci.. ... kale çizgisinde 11 metrede olmak zorunda.
I've been in real estate for 14 years, and I can smell divorce from 100 yards away.
14 yıldan beri emlakçılık yapıyorum, Boşanmanın kokusunu 100 metre öteden bile alırım.
As they're walking back to their car, which is parked less than 10 yards away... they are attacked and robbed at gunpoint.
On metre uzaktaki arabalarına geri dönerlerken, silahlı saldırıya uğradılar.
I needed to start the engine when I was 50 yards away and five minutes into the future.
Motoru ben 45 Metre ve 5 dk ilerideyken çalıştırmak istiyorum.
The train it's 40 yards away from here.
Tren buradan 40 km uzakta.
But Lady Westholme was sitting at her tent 200 yards away.
Fakat Leydi Westholme 200 metre uzaktaki çadırındaydı.
I was 100 yards away, and I missed it.
100 metre ötedemdeydi ve kaçırdım.
He eats breakfast 300 yards away... from 4,000 Cubans that are trained to kill him.
Kendisini öldürmek için eğitilmiş 4,000 Kübalıdan 250 metre uzaklıkta kahvaltı yapıyor.
I tried to convince myself that it might take that long for someone to notice their loved one waiting a few yards away.
birinin, biraz ötede beklemekte olan sevdiğini fark etmesinin de bu kadar sürebileceğine ikna etmeye çalıştım kendimi.
Officers are in a circle around them 100 yards away.
100 metre mesafede polis çemberi var.
Hey, you know what's a hundred yards away?
100 metre ileride, ne var biliyor musun?
He was about sixty yards away.
Benden 50 metre uzaktaydı.
Blares if I'm, like, a hundred yards away from camp.
Kamptan 100 metre kadar uzaklaşırsam ötmeye başlıyor.
I attended his funeral at Arlington through eight-power binoculars... from a thousand yards away.
Arlington'daki cenaze törenine, birkaç yüz metre öteden dürbünle izleyerek katıldım.
I'm yards away from where the body was found with a gang-style shot to the head.
Kafasına bir kurşun sıkılmış cesedin bulunduğu yerden birkaç metre ötedeyim.
The restraining order says you have to stay 100 yards away.
Mahkeme emrinde, bizden en az 900 metre uzakta durman gerektiği yazılı.
That house is 400 yards away.
O ev 400 yard uzaklıktaydı.
Then he lead me and some others a few yards away and showed us the sky.
Arkadaşım birkaç metre ilerisini gökyüzünü gösteriyordu.
Embassy's only about 100 yards away.
Elçilik sadece yüz metre kadar ileride.
But they're about 1 00 yards away.
Ama 90 m uzakta.
When you're in your foxholes, the Krauts are gonna be less than fifty yards away.
Siz, siperlerinizde olduğunuzda lahanacılar size 50 metreden yakın olacak.
You got a machine gun nest protecting you on your right flank, twenty-five yards away.
Sağ tarafında, 25 metre kadar ileride seni koruyan bir makinalı yuvası var.
Man, if I lived 50 yards away from her I swear to you, I'd go insane.
Adamım, ondan 50 metre uzakta otursaydım yemin ederim, delirirdim.
This particular tree is by far the most suitable for the take-off, and that bird may have come from as far as 30 or 40 yards away, wandering across the forest floor in order to climb it and get to the launch pad.
Bu özel ağaç şimdiye kadarki en uygun havalanma pisti ve bu kuş 30-40 yard öteden geliyor olabilir. Orman tabanında dolaşıp buraya gelir ve kalkış rampasında yerini alır.
That last remark fell about thirty yards away... from making any sense whatsoever.
Bu son cümlenin mantıkla uzaktan... yakından alakası yoktu.
May I remind you this is the man who's required by law to stay at least 100 yards away from William Shatner.
Adamın William Shatner'a.. ... doksan metreden fazla yaklaşması yasaklandı.
Away with the yards!
tekneleri çekin!
The best thing for you would be to get further away, not a few yards nearer.
Senin için en iyi şey, bir kaç metreden daha fazla uzaklaşmayacak olman
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away from you 37
away present 49
away party 43
yards 491
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away from you 37
away present 49
away party 43
yards 491