English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You'll never find it

You'll never find it Çeviri Türkçe

121 parallel translation
You'll never find it in there.
Sen asla orada bulamazsın.
You'll never find it.
Onu asla bulamazsınız.
That's why you'll never find it.
Bu yüzden sen de hiç bulamayacaksın.
You give up. You think you'll never find her, that it's a dream up inside your head.
Onu asla bulamayacağını, bunun bir hayal olduğunu düşünürsün.
YOU'LL FIND OUT WHEN YOU LEAST EXPECT IT, IN A PLACE WHERE YOU'D NEVER EXPECT IT.
Bir gün hiç beklemediğin bir anda, hiç beklemediğin bir yerde bulacaksın.
You'll never find it.
Asla bulamayacaksın.
- Well, I'm going. - You'll never find it.
Gidiyorum.
You'll never find it.
Yolu bulamayabilirsiniz.
If you report it, you'll never find a lord again!
Eğer ihbar edersen, bir daha asla efendi bulamazsın!
You kill me, you'll never find it.
Beni öldürürsen, asla bulamazsın.
- Well, you'll never find it.
- Onu hiç bulamayacaksın.
You'll never find it without my help.
Ben olmadan asla bulamazsın.
You'll never find it in the safety of this room.
Bu odanın güvenliğine sığınarak, onu asla bulamazsın.
Well, you may as well know it now as never. You'll find you'll have a few unpleasant things to do when you become a bishop.
Ve şimdi öğrenmelisin ki Piskopos olduğunda tatsız bazı eyler yapmak zorunda kalacaksın.
Take it from me, Leech, you'll never find it.
Bunu benden duy Leech, onu asla bulamayacaksın.
You'll never find anything like it!
Böyle bir şeyi asla bulamayacaksınız.
You'll never find it.
Asla bulamazsın.
I've hidden it and you'll never find it.
Sakladım. Hayatta bulamazsın.
- Somewhere you'll never find it.
- Asla bulamayacağınız bir yerde.
which means, newspaper or not, you can never be sure what's around the corner or what you'll do when you find it.
Yani, gazete olsun veya olmasın köşeyi dönünce ne olacağından asla emin olamazsınız. Ya da ne olacağını öğrendiğinizde ne yapacağınızdan.
Well, even if I did, you'll never find it.
Öyle olsa bile, asla bulamayacaksın. Şuna bak.
You shoot me and you'll never find it.
Beni vurursan, onu hiçbir zaman bulamazsın.
You'll never know where you'll find them or how you'll need to use it.
Onları nerede bulacağını ve nasıl kullanman gerekeceğini asla bilmeyeceksin.
Let it be, she'll never find another sucker like you.
Aldırma, seni gibi bir eziği asla bulamaz.
You'll never find it.
Ve inan bana bulamayabilirsin.
If I find out what I need to know from anybody else, you'll never see it again.
Eğer bilmek istediğimi başka birisinden öğrenirsem hiç göremeyeceksin.
- You'll never find it there.
- Orada asla bulamazsın.
- You'll never find it now, Anthony.
Niye ayakkabıları çıkarmıyorsun?
You'll never be able to find it.
Asla bulamazsın.
Kill me, and you'll never find it, and your shipmate dies anyway.
Beni öldürürsen, eti hiçbir zaman bulamazsın, ve gemi arkadaşın da her halükarda ölür.
Well, you'll never find it.
Asla bulamayacaksın.
- If you do, you'll never find it.
Düşünecek olursan asla bulamazsın.
But I find out that you're lying, it's solitary confinement and you'll never see Norma again.
Ama yalan söylediğini öğrenirsem, hücre cezası alırsın ve Norma'yı bir daha göremezsin.
I'll write it down, you never know if I find the one.
Bunu kaydedeceğim, ve birini bulursam sen asla bunu bilmeyeceksin.
So you kill us, you'll never find it.
Bizi vurursan, hayatta bulamazsın.
- I'll find out who's on the case make sure it never hits you. - Okay.
- Tamam.
"I found it, I found it." You'll never find this Garbo of yours.
Şu senin Garbo'yu asla bulamayacaksın.
You'll never find it without me.
Bensiz asla bulamazsın.
I'll write it down, you never know if I find the one.
Bunu kaydedeceğim ve birini bulursam sen asla bunu bilmeyeceksin.
Honey, you'll never find it out there.
Onu orada asla bulamazsın tatlım. Hem fiyatı ne kadardı ki?
It's in a safe deposit box, but you'll never find the key,'cause Earl keeps it on him.
Banka kasasında, ama anahtarı asla bulamazsın, çünkü Earl cebinde tutuyor.
You'll never find it without her even if you kill us.
Bizi öldürsen bile o göstermeden bulamazsın.
But I'm gonna change the location so you'll never find it.
Ama yerini değiştireceğim. Asla vaktinde bulamayacaksınız.
Somewhere you'll never find it!
Asla bulamayacağın bir yerde.
Now I can go to military school knowing you're as miserable as I am,'cause you'll never find it!
Şimdi benim kadar sefil olduğunu bildiğim için rahatça askeri okula gidebilirim.
you'll never find the boy in time... now... it can't be... it already began... the legend is true... where is the boy?
Çocuğu asla zamanında bulamayacaksın. Hayır. Olamaz.
- Remember. If they find out why you're really there, you'll never make it back.
Eğer niçin burada olduğunu öğrenirlerse, asla geri dönemezsin.
If they find it, you'll get thrown out of the country and you'll never get back.
eğer sende bulurlarsa sınırdışı edilirsin. asla geri dönemezsin.
It's on my mother's dresser, but you'll never find it.
Tuvalet masasında ama bulamazsın.
You'll never know where you'll find it and I'm gonna take my time, yeah
Nerede bulacağını asla bilemezsin, bunu ağırdan alacağım
- Exactly why you'll never find it on your own.
- Bu nedenle siz kendi başınıza onu bulamazsınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]