You're going the wrong way Çeviri Türkçe
200 parallel translation
You're going the wrong way. Stop!
Yanlış yöne gidiyorsun Dur!
You're going the wrong way, Jeff.
Yanlış yöne gidiyorsun, Jeff.
Wait, you're going the wrong way.
Yanlış tarafa gidiyorsun.
You're going the wrong way.
Yanlış tarafa gidiyorsun.
You're going the wrong way, Roberta.
Yanlış yoldasın, Roberta.
You're going the wrong way! They're gonna stampede!
Yanlış tarafa gidiyorsun!
You're going the wrong way!
Durdur şunu!
Just one thing, ma'am... if you're dead set on making this trip to Texas... you're going the wrong way.
Sadece bir şey, bayan eğer Texas'a yolculuk yapmak için kararlıysan yanlış yoldan gidiyorsun.
Only you're going the wrong way.
Yalnız yanlış yoldan gidiyorsun.
But you're going the wrong way, you know.
Yanlış tarafa gidiyorsun ama!
You're going the wrong way.
Yanlış yöne gidiyorsunuz.
You're going the wrong way, damn it!
Tanrı'ın belası, yanlış yöne gidiyorsunuz!
You're going the wrong way.
Yanlış yönde gidiyorsun.
If you ask me, you're going about this the wrong way.
Bana sorarsanız yanlış yapıyorsunuz.
You're going the wrong way.
Yanlış yöne gidiyorsun?
- You're going the wrong way!
- Yanlış yolda gidiyorsun!
You're going the wrong way!
Yanlış yöne gidiyorsun!
You're going the wrong way.
Yanlış yoldan gelmişsiniz.
Son! You're going the wrong way!
Yanlış tarafa gidiyorsun!
You're going the wrong way.
- Yanlış yöne gidiyorsun.
You're going the wrong way!
Yanlış yola gidiyorsunuz!
I hate to tell you this, but you're going the wrong way on a one-way street.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama ters yönde gidiyorsunuz.
If that's what you wanted, you're going the wrong way about it.
İstediğin buysa, yanlış yoldasın.
You're going the wrong way.
Yanlış yöne gidiyorsun.
Well, you're going the wrong way.
İyi de yanlış yöne gidiyorsunuz.
- I-I said, you're going the wrong way.
Yanlış yöne gidiyorsunuz dedim.
You're going the wrong way, bimbo brain.
Yanlış yolda ilerliyorsun, sürtük beyinli.
You're going the wrong way!
Yanlış yere gidiyorsun!
You're going the wrong way.
Yanlış yere gidiyorsunuz.
You're going the wrong way!
Yanlış yöndesin!
- You're going the wrong way!
- Yanlış yöndesin!
You're going the wrong way!
Ters yönde gidiyorsunuz!
You're just going about it the wrong way.
Ama sen yanlış yapıyorsun.
Come on, now, stick with me. - You're going the wrong way.
- Tamam, yanımdan ayrıIma.
Come back. You're going the wrong way!
Yanlış tarafa gidiyorsun!
- You're going the wrong way!
- Ters yol! - Sakin ol.
You're going the wrong way!
Ters tarafa doğru gidiyorsun.
If you want this to happen, you're going about it the wrong way.
Bu işin olmasını istiyorsanız, sanırım yanlış yolda ilerliyorsunuz.
I'm tryin'to tell you you're going about this the wrong way.
Yanlış bir yoldan gittiğini sana anlatmaya çalışıyorum.
Here, you're going the wrong way.
Bak, yanlış şekilde yapıyorsun.
- Hey, Mario, you're going the wrong way!
- Hey, Mario, yanlış yoldan gidiyorsun!
Look, if you want tickets, you're going about it the wrong way.
Bilet istiyorsan, yanlış şekilde istiyorsun.
You're going the wrong way!
Bırak artık neyin var senin.
- We are. - Then you're going the wrong way.
- O zaman yanlış yoldan gidiyorsunuz.
# And the junkman found us # All right, you're going the wrong way. You're going the wrong way!
Yanlış yoldan gidiyorsun!
Maybe you're going about this the wrong way.
Belki de olaya yanlış yaklaşıyorsun.
You're going the wrong way!
Yanlış tarafa gidiyorsun!
- You're going the wrong way.
Ters yoldasın.
- You're going the wrong way.
- Yanlış yöne gidiyorsun.
You're going about finding your friend Marie the wrong way.
Arkadaşın Marie'yi bulma konusunda yanlış yönde ilerliyorsun.
- You're going the wrong way.
- Yanlış yoldan gidiyorsun.