You're still mad at me Çeviri Türkçe
110 parallel translation
Then you're not still mad at me?
Sen bana kızgın değilmisin?
I get the word you're still mad at me.
Bana hâlâ kızgınmışsın.
You're still mad at me about the invitation, right?
Hala davetiye yüzünden kızgınsınız değil mi?
- Okay, so you're still mad at me.
- Peki, o halde hala bana kızgın mısın?
You're still mad at me, I guess.
Bana hâlâ kızgınsın galiba.
Dear Hillary, if you're still mad at me, you're gonna love this letter.
Sevgili Hillary, eğer benden hâlâ nefret ediyorsan bu mektuba bayılacaksın.
- You're not still mad at me, are you?
Çok teşekkür ederim, Linda Lue. - Hâlâ kızgın değilsin ya bana.
I know you're still mad at me but there were two people there that night.
Biliyorum, hala bana kızgınsın ama o akşam orada iki kişi vardı.
I hope you're not still mad at me.
Umarım bana hala kızgın değilsindir.
Hey, guys, I hope you're not still mad at me for making you look bad at practice.
Çocuklar, umarım antrenmanda sizi kötü gösterdiğim için bana kızmadınız.
Don't tell me you're still mad at him for calling you a phony.
Sana sahtekar dediği için hâlâ kızgın olduğunu söyleme.
If you're still mad at me, I'm gonna be really mad.
Eğer bana hala kızgınsan, cidden kızacağım.
You're still mad at me?
Bana hâlâ kızgın mısın?
Look, I know you're still mad at me for lying to you.
Bak bana hala yalan soyledigim icin kızgın oldugunu biliyorum.
So you're not still mad at me, are you?
Bana hala kızgın değilsin, değil mi?
You're still mad at me?
Hâlâ bana kızgın mısın?
- Well, I know you're probably still mad at me - - "Probably"?
- Pekâla. Muhtemelen bana hâlâ kızgınsın... - Muhtemelen mi?
I just said, "I know you're probably still mad at me."
"Muhtemelen hâlâ bana kızgınsın"
You're still mad at me.
Hala bana kızgınsın.
I know you're still mad at me about what happened with Josh.
Dinle, Joshla ilgili yaşadıklarından dolayı bana hala kızgın olduğunu biliyorum.
- I know. I know. You're still mad at me.
- Biliyorum hala bana kızgınsın.
I know you're still mad at me for blowing you off, and I'm really sorry I did.
Biliyorum, geçen gün seni ektiğim için bana kızgınsın ama çok üzgünüm, inan.
So legally, you're not allowed to still be mad at me for throwing this thing.
Yasal olarak bu partiyi verdiğim için bana kızamazsın.
You're still mad at me, huh?
Bana hâlâ kızgınsın, değil mi?
I know you're still mad at me, but can I just talk to you for a sec?
Kızgın olduğunu biliyorum ama seninle biraz konuşabilir miyim?
You're not still mad at me, are you?
Bana hâlâ kızgın değilsin, değil mi?
You're still mad at me?
Bu sabah için bana hâlâ kızgın mısın?
You're not still mad at me, are you?
Bana hâlâ kızgın değilsin değil mi?
I know you're still mad at me.
Bana hâlâ kızgın olduğunu biliyorum.
Craig, you're probably still mad at me.
Craig, muhtemelen sen bana hâlâ kızgınsın.
I know that you're mad at me, but I still care about you- -
Bana kızgın olduğunu biliyorum ama ben hala sana değer veriyorum...
You're still mad at me? You threw at my head, Dad. It was a brushback pitch, Dewey.
Boş yatağı eğlenceli bir çalışma alanına çevirebileceğimi düşünüyorum.
I'm guessing you're still mad at me.
Tahminimce bana hala kızgınsın.
You're still mad at me, huh?
Bana hala kızgınsın ha?
You're clearly still mad at me.
Belli ki hala bana kızgınsın.
You still mad at me? He's a scum, but it's hard to be mad at you when we're having a puppy.
Pisliğin teki ama köpek yavrumuz olacakken sana kızgın olmak çok zor.
You're still mad at me, aren't you?
Bana hâlâ kızgınsın, değil mi?
- You're not still mad at me, are you?
- Hala bana kızgın değilsin ya?
I know you're still mad at me, but I'm trying to get it right.
Hala kızgınsın, biliyorum. Ama durumu düzeltmeye çalışıyorum.
I take it you're still mad at me.
Bana hala kızgınsın değil mi?
I know you're still mad at me about the firing, but you get married and you don't tell us?
Hayır, yanılıyorsun. Hatırlamıyorsun.
I know you're still mad at me...
Bana hala kızgın oldugunu biliyorum.
You're not still mad at me?
Kızmadın mı bana?
I-I-I know that you're still mad at me, but I just got off the phone with carla hanson, and, uh, we passed.
Biliyorum hala bana kızgınsın, ama Carla Hanson ile henüz bir telefon görüşmesi yaptım, kontrolü geçtik.
You're the only one who knows, and I know you're still mad at me.
Bunu bilen tek kişi sensin ve bana hala kızgınsın.
- You're still mad at me, aren't you?
- Hâlâ bana kızgınsın, değil mi?
You're still mad at me?
Bana hala kızgın mısın?
I hope you're not still mad at me.
Umarım bana çok kızmamışsınızdır.
Alright, so you're still mad at me too, I guess.
Peki. Sen de hala bana kızgınsın sanırım.
you're still mad at me, aren't you?
Hala bana kızgınsın, değil mi?
You're not still mad at me, are you?
Bana hala kızgın değilsin, değil mi?