English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You're the lawyer

You're the lawyer Çeviri Türkçe

278 parallel translation
What a lawyer. A year out of school, you're using the same argument.
Ne avukat ama, okul biteli 1 yıl oldu halâ aynı muhabbet.
You're the lawyer.
Hukukçu sensin.
You're the greatest lawyer since Darrow.
Darrow'dan bu yana en iyi avukat sensin.
You're the same old sea lawyer.
Sen aynı adamsın işte.
- You're the young lawyer?
- Sen genç avukatsın ha? - Doğru.
- Cross-examine us, you're the lawyer.
Bizi sorguya çek. Avukat olan sensin.
Well, you're the lawyer.
Eh, avukat sensin..
Bubber, we're going to sell the house tomorrow so this time we can get you a lawyer.
Bubber, yarin evi satacagiz. Böylece bu kez sana bir avukat tutabilecegiz.
Well, if I see a lawyer on the road, I'll tell him you're here.
Yolda bir avukat görürsem burada olduğunu söylerim.
Young man, you're a lawyer, you haven't partaken any other sciences but the humanities.
Genç adam, sen bir hukukçusun, beşeri birimler haricindeki bir bilim dalına katılmamışsın.
Tony, you're the lawyer.
Tony, avukat olan sensin.
Oh, I got it. You're the Jap's lawyer.
Anladım, Japon'un avukatısın.
We're gonna get you the best lawyer in the country.
Ülkedeki en iyi avukatı sana getireceğiz.
Listen, I want to help, but the lawyer said you're just gonna use me and chump me off!
Yardım etmek isterim, ama şu avukat beni Kullanıp ortada bırakacağınızı söyledi!
You're the family lawyer, aren't you?
Sonuçta siz ailenin avukatısınız.
You're a lawyer and you work for the firm of...
Oh, evet. Avukatsınız ve şu şirketin adına...
You're the lawyer.
Bilmem ki. Avukat olan sensin.
Say, since you're a lawyer, why don't you go and talk to the people?
Hani avukat olduğun için... gidip insanlarla bir konuşsan?
"If you're looking for the lawyer from Dallas... " he's in room... " And he gave her the room number.
"Dallas'tan gelen avukatı arıyorsan o adam şu odada." diyerek, oda numarasını da söylemişti.
You're the lawyer, honey.
Sen hukukçusun hayatım.
And when you're a lawyer, Dr. Auster, some of the people you prosecute are convicted.
Ve savcı olduğunuzda Dr.Auster, Kovuşturduğunuz bazı insanlar Hüküm giyer.
How come you're the cheapest lawyer I could find... And you still cost me all this dough?
Ben en ucuz avukatı bulmanı istedim... ama hala çok paradan bahsediyorsun.
You're going to be the mother ofthis child, not her lawyer.
Siz bu çocuğun annesi olacaksınız, avukatı değil.
You're the greatest lawyer in the world!
Kaffee! Dünyadaki en büyük avukatsın!
I'm a lawyer and an officer in the United States Navy... and you're under arrest, you son of a bitch.
Ben Birleşik Devletler Donanması avukatı ve subayıyım ve sen de tutuklusun, seni aşağılık herif.
You're history, and no lawyer in the world can help you.
Tarih olacaksın ve bu dünyada sana yardım edebilecek bir avukat yok.
Lawyer Wu, you're the legal expert
Avukat Wu, siz bir uzmansınız.
You're meant to come here and defend me against these characters and the only one I've got on my side is the blood-sucking lawyer.
Siz buraya beni korumak için gelmiştiniz. Şimdi beni destekleyen tek kişi bu kan emici avukat.
Listen, if you're gonna go out with this lawyer, have dinner with us then maybe you can go to the auto show with her if you want.
Bu avukatla çıkmaya gönüllüysen bizimle yemeğe gel sonra onunla galeriye gidersiniz istersen.
You're the lawyer.
Sen avukatsın.
My lawyer has my will. You're the executor.
Vasiyetnamem avukatta, sen de uygulayıcısın.
He wired or rather the lawyer did to say I was to find you if you weren't in and you're to get there as soon as possible and I'd got him a nice piece of mackerel for his tea.
Telgraf çekmiş ya da daha doğrusu avukatın dediği, eğer içeride olmasaydınız sizi arıyordum Oraya mümkün olduğunca çabuk gidin. ve çayı için iyi bir parça uskumrum var.
In fact, if you're on trial for a serious crime and your lawyer recommends the insanity defense this is the hat to wear.
Aslında duruşmada bir şuçluysanız ve avukatınız size bu şapkayla deli taklidi savunmasını önerirse.
- The fact that you can cook, rolled into the fact that you're a successful lawyer and the fact that you are stunning to look at, just makes me insane.
Güzel olman ve yemek yapabilmen ne kadar başarılı bir avukat olduğunu ispatlıyor. Bütün bu özellikler bir arada beni çıldırtıyor.
You're the best lawyer I've ever seen.
Sen gördüğüm en iyi avukatsın.
You're the lawyer.
Sen avukat olmalısın.
And then you're nothing but another lawyer joke, just another shark in the dirty water.
Ve sonra bir diğer avukat esprisinden başka bir şey olmazsınız, yani "kirli sudaki bir diğer köpekbalığı".
You're the lawyer...
Hukukçu sensin.
The guy on TV says you're a snake-oil salesman and I told Jeff you're a lawyer, right?
olamaz dedim. Hala bir avukatsın, değil mi?
The reason I didn't call... You're a lawyer.
Aramamamın sebebi...
- You're lawyer and judge. Rule in the best interest of your client.
Ve bu davayı müvekkilinizin yararına yönetin.
You're the lawyer.
Senin avukat olman yeter.
So you're the President's lawyer?
Başkanın avukatı mısın?
What's the name of this lawyer this one you're after? Jane.
Şu peşinde olduğun avukatın adı neydi?
And if he did, with a record of sexual assault, coupled with a record of inaction by the school... See, you're a lawyer.
Ve yapmış olsaydı, okuldaki hareketsizlik rekoruna, bir de cinsel saldırı rekorunu eklemiş olacaktı.
You're lucky your lawyer knew the judge.
Hakim avukatının tanıdığı çıktığı için şanslısın.
They say you're about to marry Centorbi, the lawyer.
Diyorlar ki avukat Centrobi'yle evleniyormuşsun.
And she hired you as her lawyer, Mr. Fallow, because you're the tiniest one she could find and it will save timewhen it comes time to belittle you!
Bizi önemsiz kılmak, küçültmek için yaşarlar. Ve avukat olarak sizi tuttu çünkü siz şehrin en ufak tefek avukatıydınız. Böylece sizi küçük düşürme konusunda zaman kazandı.
You're a lawyer. I can tell that you think what you're saying is funny... but... no. Why are you living in the projects?
Projeler arasında niye yaşıyorsun?
You're asking for another lawyer on the trial day.
Mahkeme günü başka avukat istiyorsun.
You're the best lawyer available, but I'm still passing.
Sen işe en uygun avukatsın ama yine de reddediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]