You're wrong about that Çeviri Türkçe
202 parallel translation
You're wrong about that attack.
O saldırı hakkında yanılıyorsun!
Does it annoy you to find out that you're wrong about something?
Yanlış bir şeyler yaptığınızı anlamak canınızı sıkar mı?
I didn't mean to say that, but you're all wrong about the book.
Öyle demek istemedim. Ama kitap hakkında yanılıyorsunuz.
No, Sebo, you're wrong about that note.
Hayır, Sebo, Bu not hakkında yanılıyorsun
- Of course you're wrong about that.
- Tabii ki yanılıyorsun. - Öyle mi dersin?
You're Wrong about that, Danny.
O konuda yanılıyorsun Danny.
Now, you see, you're wrong about that too.
Bakın, gördünüz mü, yine yanıldınız.
You're wrong about that.
Yanılıyorsun.
If I'm not mistaken, sir, you're wrong about that.
- Yanılmıyorsam, bilgileriniz yanlış.
I didn't hate. You're wrong about that. I worked hard, very hard.
nefret etmedim, yanlışınız var onun için çok çalıştım ve hiç şikayet etmedim elimden gelen herşeyi yapmaya çalıştım peki neden ona zarar verdin?
If that's what you wanted, you're going the wrong way about it.
İstediğin buysa, yanlış yoldasın.
You're wrong about that,
Ama bir konuda yanıldın.
Sorry, Dick, you're wrong about that one.
Hayır, yanılıyorsun.
If that's what you're mad about, I was wrong.
Eğer buna kızdıysan, yanlış söylemişim.
Well, I think you're wrong about that.
Bence, bu konuda yanılıyorsun.
- You know, you're wrong about that.
- Biliyor musun, yanılıyorsun.
I realize that you're not a - a person in the the strictest sense of the word, but... No, maybe you're right about that too, you know, maybe what's what's wrong isn't it's not us!
Katı bir biçimde düşündüğümde, senin bir kişilik bile olmadığını görüyorum ama belki bu konuda da haklısın, belki de yanlış olan biz değiliz!
You're wrong about that.
Bu konuda yanılıyorsun.
You're wrong about that.
Bu konuda haksızsın.
You're wrong about that robot trying to be your friend.
Baba, o robotun dostun olmaya çalıştığı konusunda yanılıyorsun.
I think, I hope, that you're wrong about that.
Sanırım, umarım, bu konuda hatalısın.
I think you're wrong about that, Scully.
Bence bu konuda yanılıyorsun.
I think you're wrong about that.
Yanlışsınız.
The problem with somebody giving you shit about being gay... it's not that they're wrong about you, it's that they're giving you shit. - Get it?
Birisi geylikle ilgili bi b * k söylerse problem... senin hakkında kötü düşündüklerinden değil, sana b * k atmalarındandır.
You're dead wrong about that, you know.
Bu konuda yanılıyorsun.
People don't give a shit about what's going on there. Well, that's where you're wrong.
orada neler olup bittiği halkın çok da umrundaydı işte, senin yanıldığın nokta bu.
- You're very wrong about that.
- Bu konuda çok yanıIıyorsun.
You're dead wrong about that zero.
Şu sıfır hakkında çok yanılıyorsun.
Oh, you're wrong about that, my friend.
Oh, siz onun hakında yanıIıyorsunuz, dostum.
You're wrong about that first year.
İlk yıl konusunda yanılıyordun.
- l think you're wrong about that.
- Bence bu konuda yanıIıyorsun.
That's true, but you're wrong about one thing.
Bu bir gerçek, fakat bir konu hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about that.
İşte burada hata yapıyorsun.
You're wrong about that, too.
İşte bu konuda da yanılıyorsun.
GABRIELLE, XENA'S SIDEKICK I'm here to tell you that you're wrong about Xena.
Gabrielle, Zeyna'nın Arkadaşı. Zeyna hakkındaki yanlışlar için buradayım. - Yanlış olan ne?
When you say, "Mom, I don't want to marry that girl. I think you're wrong about her."
"Anne o kızla evlenmek istemiyorum bence onun hakkında yanılıyorsun." dersen,..
No, you're wrong about that.
Hayır, bu kez yanıldınız.
But I can assure you that you're wrong about everything else.
Ama emin ol, diğer söylediklerinde haklı değilsin.
You`re wrong about that, l`m telling you.
Yanılıyorsun. Minnettar kalacak.
Question for you, do you think it's wrong that we're about to sign a mortgage to live in a house together for 30 years, and it just came out this week that we've nothing in common?
Sana bir sorum var. Daha bu hafta hiç ortak noktamız olmadığı ortaya çıkmışken... 30 yıl aynı evde yaşamak üzere kredi almamız yanlış mı sence?
Look, Ryan, we're glad that you're okay, but Clark did go about this the wrong way.
Bak Ryan, iyi olduğuna sevindim ama Clark'ın yaptığı yanlıştı.
You're wrong about that, too.
Bu konuda da hatalısın.
You're very wrong about that. I don't think so.
Ben öyle düşünmüyorum.
I think you're wrong about that.
Bence yanılıyorsun.
What's wrong with that? Nothing, unless you're writing about women in Manhattan. In which case, where do I begin?
Hiç, tabi Manhattan'daki kadınlar hakkında yazmıyorsan.
I'm saying you need to think about what you believe is a system that it is corrupt and immoral and wrong and hurtful, but you're gonna be a part of it.
Benim söylemeye çalıştığım, senin inandığın sistem kötü, ahlak dışı, yanlış ve zararlı bir sistem. Ama sen de bunun bir parçası olacaksın.
I hope that you're wrong about Dr. Clark.
Müsaadenizle.
- Yeah, that's exactly why I was hoping you're wrong about the rain.
- Evet, işte bu yüzden yağmur konusunda yanılıyor olmanı umuyordum.
You do realize, if you're wrong- - about the big picture, that is- - you're going to burn, right?
Yanılıyorsan ipe gideceğinin farkındasın, değil mi?
That's okay. You're allowed to be wrong about him.
Onun hakkında yanılmış olabilirsin.
That's where you're wrong, Mr. College. Honey, what are you going on about?
- Tatlım, yine neyin peşindesin?
you're wrong 1807
you're wrong there 18
you're wrong about him 17
about that 749
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're wrong there 18
you're wrong about him 17
about that 749
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're so pretty 112
you're sorry 317
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're sorry 317
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39