You've got company Çeviri Türkçe
191 parallel translation
You know how I got lost in crime and sin? Bad company.
Suçların ve günahların içinde yolumu kaybetmiştim.
Shut up! You've got the whole company upset.
Kapa çeneni.Bütün ekibin sinirini bozdun.
You just fell in with bad company at Butch's and got stinking.
Sadece Butch'un yerinde, kötü arkadaşlarına uydun ve faka bastın.
But I've got the address he took you to from the cab company's files.
Ama sizi götürdüğü adres şirketin kayıtlarında var.
I told you I was looking for company and I got lucky.
Dediğim gibi, bir arkadaş arıyordum ve şansım yaver gitti.
You've got company this morning. Hello, honey.
- Bu sabah ziyaretçiniz var.
You've got company, Tony.
Bir dostun var işte Tony.
I bet you're glad you've got company.
Yanında biz olduğuna seviniyorsunuzdur.
If you've got company coming, we'd better go.
Misafiriniz gelecekse gitmemiz daha uygun olur.
Aside from your work for the company, I've got a personal favor to ask of you.
Şirket için yaptıklarının dışında senden kişisel olarak bir şey yapmanı rica ediyorum.
I've got some nice friends who could come and keep you company.
Gelip sana arkadaşlık edebilecek çok hoş dostlarım var.
You've got me in classy company, anyhow.
Bana zaten sahipsin, öyle değil mi?
You know they've got company.
Yalnιz değiller.
You've got a factoring service, a computerized billing company... a few proprietary hospitals, a few nursing homes.
Tam bir şirket haline getirmişsiniz. Fatura bile yolluyormuşsunuz. Birkaç hastane, birkaç da huzurevi açmışsınız.
I'll tell them you've got business with the company, if you like.
İstersen onlara şirketle işin olduğunu söylerim.
Then you'd better put that drink down...'cause you've got company, Ace.
O hâlde içkiyi bıraksan iyi olur. Çünkü misafirin var Ace.
But the situation that he got placed in... through either his record company, the management... the promoters, the publicity men, all those guys you've gotta deal with... who were saying, " Hey, Jimi, we've gotta tour.
Ama içinde bulunduğu koşullar yüzünden... plak şirketiyle, menajeriyle... pazarlamacılarla, reklamcılarla uğraşmak zorunda kaldı. " Jimi, turneye çıkacağız.
Moss, you've got company!
Moss, ziyaretçin var!
Tell your father you've got company.
Babana misafiri geldiğini söyle.
Even if you want to ask, it'll have to wait. We've got company.
Sormak istesen bile, bu beklemek zorunda çünkü misafirlerimiz var
And that's a large interest you've got in Panco Company.
Ve Panco Şirketinde de büyük bir hisseniz var. Orayı satın almayı da bunun için istiyorsunuz... ama ben buna engel olacağım! Evet.
Shut up, you've got company :
Kapa çeneni, sana arkadaş getirdim :
Wake up, you've got company.
Uyanın, misafir geldi.
You've got a lot of company.
Bayağı misafirin var.
After I heard you today, I got on the phone to the company... and the upshot was I've been authorized to offer you a deal... to record for Burnside.
Bugün sizi dinledikten sonra şirketi aradım. Kısacası, size Burnside'da bir kayıt... teklif etmek için yetki aldım.
Now you've got the whole company.
Artık tüm şirkete sahipsin.
We've got to give him the opportunity... before we take him and his company apart, don't you?
Onu ve şirketini devirmeden önce ona bir şans vermeliyiz değil mi?
- You've got company.
- Arkadaşın geldi.
KITT, give me all you've got on Frank Sanderson's company history, will you?
KITT, Frank Sanderson'ın şirket geçmişi ile ilgili elindeki tüm bilgiyi verir misin?
You've got your dashboard to keep you company.
Sana arkadaşlık etmesi için bir konsolun var ya.
You've got company.
Birileri geliyor.
- Yes. I've got a delivery here for you from the Terry Faith company.
- Terry Faith şirketinden bir siparişiniz varmış.
- You've got company.
- Misafirin var.
You guys, I've got company up here.
Beyler, yukarıda ziyaretçilerimiz var.
Anyway, he's got his boss coming round, so he's told me to schlep round the streets... for a couple of hours, and I said I'd come and say hello to Isadora Duncan... keep you company.
Neyse, bizimkinin patronu gelecekti, ve bana bir kaç saat... sokakları arşınlamamı söyledi, ve ben de Isadora Duncan'a uğrayıp merhaba diyeyim... tanışayım dedim.
My, my, don't you all look serious. And we've got company, too!
Aman Tanrim, çok ciddi görünüyorsunuz, üstelik bir misafirimiz de var!
Old Man, you've got more company coming.
İhtiyar Adam, Gelen başka misafirleriniz var.
- For you, Mr. Brooklyn Cigar Company... - What've you got?
Bay Brooklyn Sigara Şirketi için.
You know, I've got some company- -
Ama misafirlerim vardı...
Do you see we ´ ve got some company?
Burada bir misafirimiz olduğunun farkında değil misin?
You've got company.
Ziyaretçin var.
So then you've got, like, this grandfather or this uncle... that, like, has, like, a... like a paper company or a paper mill... and-and he's, like, really into it, and the rest is history!
Senin de kağıt şirketi ya da matbaası olan... bir amcan ya da büyükbaban varmış... ve - ve o da fikri çok beğenmiş ve gerisini herkes biliyor!
Someday, many years from now, when you're all growned up, and you got your own oil company and $ 8 million of your own money on the contract, you can do whatever comes into that little A.J. idiotin'mind of yours you want.
Yıllar sonra bir gün büyüyüp adam olursan ve 8 milyon dolarınla kurduğun bir petrol şirketin olursa o kuş beyninle düşündüğün şeyleri yapabilirsin.
Well, at least you've got kitty to keep you company.
Hiç değilse sana arkadaşlık edecek bir kedin var.
- We've got you some company.
- sana arkadaş getirdik iş.
Because I have a company to run... and you've got midterms.
Çünkü benim idare etmem gereken bir şirketim var seninse vizelerin.
Honey, you've got more connections than a phone company.
Tatlım, senin telefon şirketiyle bile bağlantın var.
Captain, you've got company.
Kaptan, misafirleriniz var.
We've heard, you've got company now?
Bu aralar misafirin varmış?
Er, you don't work for British Rail and we've got to win contracts from the, er, Railtrack company.
British Rail için çalışmıyorsunuz ve Railtrack şirketinden ihale almalıyız.
But Sir, I got less than 80 men in my company. And if you don't mind me saying so, those Germans don't seem too pleased with you being here.
Ama efendim, yanımda 80'den az asker var ve bunu söylemek istemezdim ama Almanlar burada olmanızdan hoşlanmışa benzemiyor.
you've got this 65
you've got a point 16
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've got a deal 21
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got a lot of nerve 17
you've got it 213
you've gotta be kidding me 133
you've got a point 16
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've got a deal 21
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got a lot of nerve 17
you've got it 213
you've gotta be kidding me 133