You've got to believe me Çeviri Türkçe
199 parallel translation
You've got to believe me.
Bana inanmalısın.
You've got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
Oh Tommy! Mum, you got to listen to me, you got to believe me!
Hem tüm gece boyunca orada kalmam gerekebilir ve orada senin için bir yer yok.
You've got to believe me.
Bana inanmalısınız.
You've got to tell me you believe.
Bana inandığını söylemelisin.
- You've got to believe me.
- Bana inan.
You've got to believe me.
Bana inanmanız gerek.
You've got to believe me!
Bana inanmalısınız!
You've got to believe me.
Bana inanmak zorundasınız.
- You've got to believe me.
- Bana inanmalısınız.
But you've got to believe me.
Fakat bana inanmanız gerek.
You've got to believe me, doctor. I am not.
Bana inanmalısınız doktor, çalışmıyorum.
YOU'VE GOT TO BELIEVE ME.
Bak... İşte kimliğim, bütün kartlarım.
I'M MARTI N. YOU'VE GOT TO BELIEVE ME!
Sana kim olduğumu söylesinler.
Tony, you've got to believe me.
Tony, bana inanmalısın.
I suppose you've got to see the kid before you believe me.
Sanırım, inanmak için bebeği görmen gerekiyor.
You've got to believe me.
Sen, bana inanmalısın. Acil bir durum var burada.
You've got to believe me!
Bana inanmak zorundasın!
Ben, you've got to believe me and trust me.
Ben... Bana inanmalı ve güvenmelisin.
You've got to believe me!
Lütfen, bana inanmalısın!
No, you've got to believe me.
Hayır, bana inanmak zorundasın.
Good God. Corie, you've got to believe me.
Corie, bana inanmalısın!
- You've got to believe me.
- Bana inanmak zorundasın.
You've got to believe me. Please.
Bana inanman lazım, lütfen.
Roberta, you've got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
Uncle, please, you've got to believe me.
Amca, lütfen. Bana inanmalısın.
Shirley, you've got to believe me.
Shirley, bana inan!
Now, you've got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
I mean... I believe you could kill me right now, and if that's what you want to do... then go ahead... but you've got enough heat on you already, and we can help you.
Yani eminim beni şu an öldürebilirsin ve eğer yapmak istediğin buysa o zaman durma ama zaten başın yeterince belada ve biz sana yardım edebiliriz.
Goddamn it, you don't have to believe me! I've got it all on tape!
Tanrı aşkına, bana inanmanıza gerek yok, zaten hepsini kasede kaydettim.
- You've got to believe me.
-... içinde yeniden başlayacak. - Bana inanmak zorundasınız!
I've got to know that you believe me, Peter.
Bana inanıyor musun bilmem gerek peter.
- You've got to believe me!
- Bana inanmalısınız!
And you've got to believe me, he's become a very dangerous man.
Ve inan bana o, çok tehlikeli bir adam oldu.
You've got to believe me.
Bana inanmalısın, Paulot, inanman lazım.
You've got to believe me!
Bana inanmalısın!
- You've got to believe me.
- İnanın bana. Doğruyu söylüyorum.
I'm beginning to believe that you got a wife... - and you're hiding her from me. - I wish I had the wife.
Bir karın olduğuna ve benden... sakladığına inanmaya başladım.
But you've got to believe me.
Ama bana inanmak zorundasın.
You've got to believe me. I don't have to do anything!
Bana inanmak zorundasın.
And made me believe you ´ ve got more thrills to spare, oh
"Ve sana inanmamı sağlıyorsun, daha birçok heyecan kaldığına dair"
Doctor, you've got to believe me.
Doktor, bana inanmanız lazım.
I believe you've got two items that belong to me.
Sanırım sizde bana ait iki şey var.
You've got to believe me!
Bana inanmalısın.
You've got to believe me.
Lütfen bana inanın.
- You've got to believe me.
- Bana inanmalısın.
You've got no reason to believe me, but yeah.
Bana inanman için bir neden yok, ama evet.
You've got to believe me, Micke!
Bana inanmalısın, Micke!
She did it. She's a killer! You've got to believe me.
O yaptı, yardımcısı bir katil Bana inanmalısınız
Okay, I'll give you that one but you've got to believe me, I didn't kill anybody.
Tamam, bu konuda haklısın. Ama bana inanmalısın, ben kimseyi öldürmedim.
I helped him move some crates a couple of weeks ago up to his garage. I can't believe it. You've got nothing to hold me on.
Bir iki hafta evvel ona taşıması için yardım etmiştim inanamıyorum.Beni burada tutacak hiçbir şeyiniz yok... satıyorum... satıyorum... saaaaatttım.