You've seen them all Çeviri Türkçe
67 parallel translation
- See one island, you've seen them all.
- Bir ada gör, hepsini görmüş olursun.
I've seen one. lf you've seen one, you've seen them all.
Birini gördüm. Bir tanesini görünce hepsini görmüş oluyorsun.
If you've seen one, you've seen them all.
Birini görmüşseniz hepsini görmüşsünüz demektir.
You've seen one, you've seen them all.
Birini görmüşsen, hepsini görmüşsün demektir.
"If you've seen one, you've seen them all."
"Eğer birini görmüşsen, hepsini görmüşsün demektir"
They've all been told not to leave until you've seen them, sir.
Siz onları görmeden ayrılmamaları söylendi, efendim.
If you've seen one potato, you've seen them all.
Alt tarafı patates değil mi? Hepsi bir.
No matter. When you've seen one Stradivarius, you've seen them all.
Alt tarafı bir Stradivarius.
When you've seen one, you've seen them all.
İnan bana, birini gördüğünde, hepsini görmüş olursun.
"When you've seen one, you've seen them all."
"Birini görünce hepsini görmüş olursun." diyen sensin.
Once you've seen one yeti, you've seen them all.
Bir yeti gören, hepsini görmüş sayılır.
You've seen one, you've seen them all, huh?
Birini gördün mü, hepsini görmüş sayılırsın, değil mi?
You can't sail until we've seen them all
Aksi takdirde denize açılamazsınız.
You've seen them all.
Hepsini gördün. Kileri de görmek ister misin?
- In class, you've seen them all before.
- Sınıfta yaptım, daha önce hepsini gördün.
If you've seen one consumer electronics show, you've seen them all.
Eğer bir Tüketici Elektroniği Gösterisi gördüyseniz, hepsini görmüş sayılırsınız.
Displays of flying and courage like you've never seen before concluding with the most death-defying stunt of them all : The human Bomb!
Hiç görülmedik uçuş ve cesaret işleri burada bir de sonunda ölümü göze alan bir gösterimiz var İnsan Bombası!
Of course, you've seen one guy in socks, you've seen them all.
Ama tabii ki bir adamı çoraplarıyla gördüysen dahası yoktur, değil mi?
You know, I guess if you've seen one, you've seen them all, right?
Böyle bir şeyi bir kere görmek insana hayat boyu yeter, değil mi?
You've seen them all.
Hepsini gördün.
Why don't you make me a detailed list... of all these things - let's call them hallucinations - everything that you've seen or think you've seen... as if you were going to dramatize all these horrible scenes... and we can go over the material together.
Neden bana bütün bunlar hakkında detaylı bir liste hazırlamıyorsun? Şimdilik bunlara halüsinasyon diyelim, Gördüğüz veya gördüğünüzü sandığınız her şeyi...
"Yes, sir," you're aware they're all white, or "Yes, sir," you've seen them?
"Evet, efendim" mi? "Hepsi beyazdır. Evet, efendim" mi?
You've seen one rat ass, you've seen them all.
Bir fare kıçı gördüyseniz hepsini görmüşsünüzdür.
You should've seen the way they acted. Like this contest was all about them and how great they are.
Nasıl davrandıklarını görmeliydin... sanki, bu-bu yarışma tamamiyle onlarla ve onların nasıl büyük olduklarıyla ilgiliymiş gibi.
Once you've seen one sapphire, you've seen them all.
- Bence hiç gerek yok. Safir taşlar birbirine benzer.
If you've seen one giant firework, you've seen them all.
Bir devasa yılanlı fişek gördüyseniz hepsini gördünüz demektir.
You've seen one cybernetically enhanced species, you've seen them all.
Görüp görebileceğin, sibernetik olarak en gelişmiş ırktır.
But, if you've seen one turd, you've seen them all.
... bokçuğun birini gördün mü, hepsini gördün demektir.
You must've seen them with all the fires at the moment.
Bu aralar ateşlerin arasında görmüş olmalısınız.
I would tell you to imagine that they're all naked, but, I guess you've already seen a lot of them naked.
Sana hepsini çıplak olarak hayal et derdim ama, sanırım çoğunu çıplak olarak gördün zaten.
He received camilla's film sequences a few days ago, i got them three days ago, and you haven't seen them at all.
Kamilla " nın sahneleri birkaç gün önce eline geçti. Sahneler üç gün önce eline geçti ve henüz hepsini görmedi.
I rented it for you because... I've seen them all in the south.
Senin için kiralamıştım çünkü güneyde hepsini izledim ben.
- You've seen it, I've seen it, we've all seen it time after time and it doesn't even include what got them into this whole mess in the first place.
- Bunu gördük, ben ve Görüldüğü, hepimiz zaman sonra zaman gördüm ve hatta yok - Oh, lütfen. Ilk etapta bu bütün karmaşa içine ne var içerir.
But if you've seen pics of one chick sucking off a donkey you've seen them all.
Ama eğer bir eşeğin sikini emen bir çıtırn resimlerini gördüysen, her şeyi görmüşsün demektir.
You show them your ID with the letters "FBI" in all caps, it's instant compliance. I've seen it happen a hundred times.
FBl harflerinin bulunduğu bir kimlik ya da polis kimliğindeki insanlar hiçbiri içeri giremez
All those people, all coming together for one thing, and most of them you've never seen before in your life.
Bütün bu insanlar, hepsi bir şey için bir araya geliyor ve pek çoğunu daha önce hiç görmedin.
But if you've seen pics of one chick sucking off a donkey, you've seen them all.
Ama eğer bir eşeğin malını emen bir çıtırn resimlerini gördüysen, her şeyi görmüşsün demektir.
And based upon what I have seen, you all don't quite hate them as much as I do.
Ve bugün gördüklerime baktığımda,... siz pek de benim kadar nefret etmiyorsunuz.
Well, once you've seen one super-celiac aortic tear, you've seen them all.
Subraceliac aort yırtığını gördüysen, her şeyi gördün demektir.
Most of them ended up hereafter doing all the missions- - all the hot spots- - the Sierra Leone, Liberia, and inner Congo, Rwanda, and God knows what sights they'd seen living amongst mass murderers and cannibals, what have you.
Çoğunun son durağı burası olmuş. Sierra Leone, Liberya, Kongo, Ruanda gibi sorunlu yerlerde misyonerlik yaptıktan sonra. Katil ve yamyamların yanında yaşayıp, kim bilir neler görmüşlerdir.
You've seen one nova, you've seen them all.
- Bir nova gören, hepsini görmüş olur.
It's just sky, Beth. You've seen one star, you've seen them all.
Altı üstü gökyüzü Beth, ay ve yıldızlar.
And at first I was like going, you know, "That was just something I thought of", and then Bill explained everything that I had just seen and then the day went even further than that where it was like tapping into these other minds, like, thousands of them all at once.
Ve ilk başlarda, bilirsiniz, "Bu sadece düşündüğüm bir şey" diyordum, sonra Bill az önce gördüğüm her şeyi açıkladı ve sonra gün, bu diğer beyinlerden faydalanmanın bile ilerisine gitti, bir kerede binlercesi gibi.
Of course, if you've seen one elderly Asian sheepshead wrasse, you've seen them all.
Ne yazık ki, Asyalı Sheepshead Wrasse balıklarından bir tane görmüşseniz eğer, hepsini görmüşsünüz demektir bu.
" When you see one, you've seen them all.
birini gör, hepsini görmüs olursun.
He'll brief you, but you've seen the videos, ask them their arme, free T shits for titties out, 50 bucks for dyking in the bathroom and bla bla bla and all that funny stuff, okay?
İsimlerini sor.. tshirtlerini açtır memelerini göster 50 dolar koy aralarına falan filan
you could've seen them all.
Şehrin bulmacasını çözebilseydiniz hepsini görebilirdiniz.
You would've seen right through them all.
Doğru olanı hepsinden iyi bilirdin.
You know, I tend not to notice the staff, because honestly, if you've seen one busboy in Southern California, you've kind of seen them all - - if you know what I mean - -
Bilirsiniz, bu elemanlara pek dikkat etmem. Çünkü açıkçası, eğer güney Kaliforniya'da bir komi gördüyseniz hepsini görmüş gibi olursunuz, ne demek istediğimi biliyorsunuz çünkü onlar, çok fazla birbirilerine benziyorlar.
I mean, let's be honest, if you've seen one jungle, you've seen them all.
Demek istediğim, dürüst olalım. Başka bir ormana gitsekte, aynı şey olacak.
-... and then you asked them all if anybody had seen him with Quarles?
- Evet. Ve adamı Quarles'la gören var mı diye etrafa sordun?
you've seen them 46
you've seen it before 18
you've seen 27
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen it before 18
you've seen 27
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70