You better get used to it Çeviri Türkçe
110 parallel translation
Well, you better get used to it.
Buna alışsan iyi olur.
"There's that look again, Mortimer!" You better get used to it.
"Yine o bakış Mortimer!" Buna alışsan iyi olur.
AND SAY, "YOU BETTER GET USED TO IT " BECAUSE THAT'S WHAT MEN WILL DO WHEN YOU GET OLDER.
Kopçalarla, bıçaklarla ve plastik borularla canlarını yakmam.
Well, you better get used to it, darling, because that's what a damn marriage...
Peki, buna alışsan iyi edersin sevgilim. Çünkü bu lanet evlilik...
It's everywhere, so you better get used to it.
Bu her yerde aynıdır, alışsan iyi olur.
We're going to have to live together, so you better get used to it.
Birlikte yaşamak zorundayız, buna alışsan iyi olur.
I'm trying to let him know right now you gonna get hit, get knocked down... you gonna get banged around, so you better get used to it now.
Ona ileride darbeler alacağını, yerlere düşeceğini... itilip kakılacağını, o yüzden bunlara şimdiden alışması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.
If you're going to be a med student, you better get used to it.
- Bana baskı yapıyorsun. Eğer bir tıp öğrencisi olacaksan buna alışmalısın.
It's a new day, my friend, so you better get used to it!
Yeni bir gün başladı, dostum. Alışsan iyi edersin!
- You better get used to it, Will.
Will, sakin ol. Bununla başa çıkacağız, Will.
This is what I'm gonna be wearing from now on, so you better get used to it, missy, ok?
Şu andan itibaren bunu giyecegim. Yani alışsan iyi olur, küçük hanım. Tamam mı?
Well, you better get used to it.
Buna alışmaya çalış.
You better get used to it.
Alışsan iyi olur.
And you better get used to it...'cause y'all ain't selling shit until we bone-ass dry.
Alışsan iyi edersin çünkü bizdeki mallar bitmeden hiç bir şey satamayacaksın.
- You better get used to it, with me, baby.
- Benimleyken buna alışman gerek, bebek.
Yeah, well, you better get used to it.
- Alışsan iyi olur.
- Well, you better get used to it, pal.
- Alışsan iyi edersin.
Well, you better get used to it, Jamie.
Alışsan iyi olur, Jamie.
Yeah, well, you better get used to it because you're really very good.
Buna alışsan iyi olur. Çünkü gerçekten çok iyisin.
and if we're gonna be together, you better get used to it.
Ve eğer birlikte olacaksak, buna alışsan iyi edersin.
You better get used to it, Abrams.
Alışsan iyi olur Abrams.
You better get used to it if you come here often.
Buraya sık sık geliyorsan alışmalısın.
You'd better get used to it, cos we won't get much fun on your 32.50 a week!
Alışsan iyi olur. Haftada kazandığın 32.50 fazla işe yaramaz!
You'd better get used to it right now.
Buna alışsan iyi olur.
You'd better get used to it, kid.
Bu işe alışsan iyi olur evlat.
It's a bit like a cold shower at first, but once you get used to it, you'll feel better for it.
İlk başta biraz soğuk duş gibi ama alıştıkça daha iyi hissedeceksin.
For now you'll do your three years, so, better get used to it.
3 yıl burda kalacağına göre şimdiden alışsan iyi edersin.
It's just the way it is. You'd better get used to it.
Buna yeniden alışmalısın.
It's all a part of life's rich pattern, Brenda... and you better fuckin'get used to it.
Hayatın zor taraflarından biri bu, Brenda..... ve sen de buna alışsan çok iyi olur.
So you'd better get used to it.
Yani şimdiden alışmaya bak.
And you damn well better grow up and get used to it!
Ve sen asla büyüyüp bunu göremeyeceksin.
It'll be better, and you'll get used to it.
- Senin için daha iyi olacak.
You'd better get used to it.
Alışın buna.
- You'd better get used to it!
- Yapmaya alışsan iyi olacak.
You'd better get used to it.
Ve buna alışsan iyi edersin.
Meaning you'd better get used to it.
Alışsan iyi olur demek!
This is the way it is, so you better get used to it.
Racon bu, alışsan iyi olur.
- You'd better get used to it.
- Buna alışsan iyi olur.
It's over, it's finished and you'd better get used to that.
Bitti, sona erdi ve buna alışsan iyi edersin.
WELL, YOU BETTER GET USED TO IT.
Emmett bir yıldız.
Well, you'd better get used to it'cause we're stuck in a shoebox until I'm an old maid in a threadbare cardigan and you're an old maid in a threadbare caftan
Gel buraya Rob, çişim geldi.
Well, they do, Paris, and you'd better get used to it.
Evet, gidiyorlar Paris ve sen de buna alışsan iyi edersin.
Better get used to this'cause it's what you're gonna be driving in, you selfish, selfish...
Alış çünkü hep böyle olacak bencil.
You'd better get used to it, then.
Bunu daha iyi kullanmalısın o zaman.
You'd better get used to it.
Buna alışsanız iyi edersiniz.
- Yeah, well... no more, so you'd better get used to it.
- Evet, yani artık olmayacak, buna alışsanız iyi olur.
You'd better get used to it.
Bu fikre alışsanız iyi edersiniz.
You better get used to seeing this shirt, because I have to make up for 22 years of not wearing it.
Bu tişörte alışsan iyi olur çünkü onu giyemediğim 22 yılın acısını çıkarmayı planlıyorum.
So you'd better get used to it.
Buna alışsan iyi edersin.
He's now part of this family and you better get used to it!
O artık bu ailenin bir parçası ve buna alışsan iyi edersin.
so you'd better get used to it or find yourself someone else, are we clear?
Ya alışın ya da başkasını bulun, anlaşıldı mı?