English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You can't go alone

You can't go alone Çeviri Türkçe

181 parallel translation
You can't go after him alone.
Yalnız başına onun peşine düşemezsin.
If you've got to go through with this, you can at least let him alone, can't ya?
Bu iğrenç saçmalığa devam edecekseniz... - en azından onu rahat bırakın, olmaz mı?
But you can't go through the jungle alone.
Ama ormandan tek başına geçemezsin.
I can't go alone if you say that I have an accent, especially when I use slang.
Bilhassa argo konuştuğumda aksanım belli oluyorsa, tek başıma gidemem.
- You can't go in there alone.
- Oraya yalnız giremezsiniz.
You can't go off alone with these strangers!
Bu yabancılarla yalnız gidemezsin.
You can tell Armin and tell him this - I ain't aiming'to go to no gallows alone.
Armin'e anlatıp ona bunu söyleyebilirsin- - Ben yalnız hiçbir dayak yemem için aimin değilim.
You can't go alone!
Yalnız gidemezsin!
- You can't go alone.
- Tek başına gidemezsin.
Oh, why can't you all go away and let me alone?
Niçin bir yerlere gidip, beni yalnız bırakmıyorsunuz?
You can't go alone!
Tek başına gidemezsin!
I can't let you go alone.
Yalnız çıkmana müsaade edemem.
I can't let you go on alone.
Seni yalnız bırakamam.
You can't go through life on Wheaties alone.
Mısır gevreğiyle yaşanmaz.
- You can't go in the woods alone.
- Ormana tek başına gidemezsin.
Listen, if you don't want to go all the way to Narayama, you can turn back alone from the Valley of the Seven Turns.
Dinle, Narayama'ya kadar yolu katetmek istemiyorsan Yedi Sapak Vadisi'nden tek başına geri dönebilirsin.
How can I be sure that you didn't go off and leave him to die alone on the ridge?
Onunla kaldığınızdan nasıl emin olabiliriz? Çekip gitmediğinizden ve yamaçta onu tek başına ölüme terketmediğinize nasıl emin olabilirim?
You can't go alone, Ian.
Yalnız gidemezsin, Ian. Ben de seninle gelmeliyim.
You can't let her go alone.
Yalnız gitmesine izin veremezsin.
But you can't go on alone.
Ama yalnız başınıza gidemezsiniz.
I can't go alone with you.
Seninle başbaşa gidemem.
You can't go up alone.
Tek başına uçamazsın.
You can't go through a whole winter here alone.
Bütün bir kışı burada yalnız geçiremezsin.
Didn't I just tell you you can't go through a winter alone here?
Kışı burada yalnız geçiremezsin demedim mi şimdi?
You can't go it alone!
Yalnız yapamazsınız!
But you can't go back there alone!
Ama oraya tek başına dönemezsin!
Why don't you go to a parrot's cage, so you can talk and leave me alone?
Neden kendine bir papağan bulmuyorsun, onla konuşur ve beni rahat bırakmış olursun.
Well, look, you can't go alone.
Yalnız gidemezsin.
But you can't go through life alone.
Fakat yaşamı tek başına sürdüremezsin.
The two of you can't go in there alone.
İkiniz oraya yalnız gidemezsiniz.
But you can't go alone!
Ama... Nasıl yalnız başına gidebilirsin?
Well, you can't go alone.
Tek başına gidemezsin.
I can't go alone! You're down, and Slade's not here!
Sen vuruldun, Slade de burada değil!
You can't go out to the desert alone.
Çöle yalnız başına gidemezsin.
You can't go alone.
Tek başına gitmemelisin.
- You can't go alone.
- Yalnız gidemezsin.
You can't go in alone.
Tek başına giremezsin.
You can't go alone
Yalnız gitmene izin veremem.
I can't let you go alone.
Seni yanlız bırakamam.
I can't let you go alone.
Seni yalnız gönderemem.
You can't go alone.
Yalnız gidemezsin.
You can't let me go in there alone.
Oraya yalnız gitmeme izin veremezsin.
I suppose you know you can't go back to England alone.
Herhalde İngiltere'ye neden yalnız gidemeyeceğini biliyorsun?
I can't let you go there alone.
Oraya yalnız gitmene izin veremem.
- She wants to go alone, can't you see?
- Yalnız gitmek istiyor, anlamıyor musun?
Guess I can't let you go up there alone. I'm with you.
- Oraya yalnız gitmene izin veremem.
- I can't let you go home alone.
- Seni eve tek başına gönderemem.
I can't stay here, and... you can't go through this alone.
Ben burada kalamam ve sen de bunu tek başına atlatamazsın.
If you would like, I can go with you, so you won't be alone.
İstersen sana eşlik ederim, böylece yalnız kalmazsın.
You can't go to the city alone.
Tek başına şehre gidemezsin.
Can't you go alone?
Tek başına gidemez misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]