English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You can call me

You can call me Çeviri Türkçe

3,633 parallel translation
Go ahead, baby, you can call me Mommy.
Devam et bebeğim, bana anne diyebilirsin.
Violet, you can call me.
Violet, beni arayabilirsin.
I'd like you to sit in with me, and you can call me Nick.
Yanımda oturmanı istiyorum. Ayrıca bana Nick diyebilirsin.
You can call me David.
Bana David diyebilirsin.
If you have any questions, you can call me anytime.
Bir sorunuz olursa, isteğiniz zaman arayabilirsiniz.
You can call me Will.
- Ben de Will.
But you can call me Vince.
Bana Vince diyebilirsin.
You can call me Amy or doctor.
Bana Amy ya da doktor diyebilirsin.
Sure, yeah, um, okay, yeah, you can-you can call me back after your dinner with Shelby.
Tabii, evet, tamam evet, beni-beni daha sonra arayabilirsin, Shelby'yle yemeğinden sonra.
You can call me Ice.
Bana Buz diyebilirsin.
Well, you can call me Mr. Alexander.
Pekala, bana Bay Alexander diyebilirsin.
I'm Dr. Cole, but you can call me Jason.
Ben Dr. Cole, ama siz bana Jason diyebilirsiniz.
Like you can call me Al.
"You can call me Al" şarkısı gibi.
You can call me Kan if you'd like.
Arzu ederseniz bana Kan diyebilirsiniz.
It's all right, you can call me sexy. I know I got it going on.
Sorun değil, bana seksi diyebilirsin.
You can call me "Your Honor."
Bana "Sayın başkan" diyebilirsiniz.
I am Galina, you can call me Galochka.
- Galina. Yoksa Galochka'yi mi tercih edersin?
But you can call me if you like.
Yine de isteyecek olursan beni ara, tamam mı?
If you don't believe me, you can call the accountant.
Eğer bana inanmıyorsan, muhasebeciyi arayabilirsin.
Call me when you can.
Müsait olduğun da ara beni.
Er, can you call me, please?
Beni arayabilir misin acaba?
Now you've had your hand on my tits, you can't call me "ma'am" anymore.
Şimdi mememe de dokunduğuna göre bana hanfendi diyemezsin artık.
But you can still call me Jim.
Ama bana hala Jim diyebilirsin.
I can't believe you didn't call me the second he woke up.
Gözlerini açtığı anda beni aramadığına inanamıyorum.
You don't believe me, you can call my quartermaster, Henry Friedler.
Bana inanmıyorsanız levazım subayım Henry Friedler'e sorabilirsiniz.
Now, listen, kid, uh, give me a call when you can.
Evlat, arayabildiğinde ara.
d Call me d d Irresponsible d d Call me d d Unreliable d d Go on and throw in d - What can I get for you?
- Size ne verebilirim?
You can call Howard and ask him about me.
Howard'ı arayıp beni sorabilirsiniz.
Um, can you call the university for me and arrange for someone to retrieve it from the airport?
Benim için üniversiteyi arayıp onu havaalanından almaları için birini yollamalarını ister misin?
Call me as soon as you can.
Beni hemen ara.
You can now call me Charlotte Clarke.
Artık beni Charlotte Clarke olarak anabilirsiniz.
Again, I don't believe in names, but feel free to call me "Roger" if it helps you.
Yine söylüyorum. İsimlere inanmam ama canınız isterse bana Roger diyebilirsiniz.
Maybe you can, um... call me in a few months.
Belki sen beni birkaç ay içinde ararsın.
Call me in the office, we'll discuss it, and then I can also keep a record, you know, for billing and so forth.
Ofise geçtiğimde beni ara. Konuşuruz. Sonra da hesap işleri için kayıt tutarız.
Wow, I never thought I'd hear you call me that again.
Vay canına. Bana bir daha bu şekilde sesleneceğini hiç düşünmemiştim.
Could you call me back please so we can talk?
Beni ara da konuşalım.
You can't call me at the embassy ever!
Beni bir daha büyükelçilikteyken arayamazsın!
Call me as soon as you can.
En yakın zamanda beni ara.
Okay, well, if you can think of anyone who wanted to hurt her - ex-boyfriend, a client-you can just give me a call.
Tamam, eğer onu incitmek isteyen biri aklıniza gelirse, eski sevgilisi, müşterisi gibi, sadece beni ara. Bu kartım.
How can you not call me or text me or just scream loudly?
Beni nasıl aramazsın, mesaj çekmezsin ya da bağırmazsın?
Look, I know that you can't call me back, but I keep thinking if I just leave these messages that when you do come home it'll be like you never left.
Bak, beni geri arayamazsın biliyorum ama tüm bu mesajları bırakırsam eve geldiğinde sanki hiç gitmemiş olacaksın gibi geliyor.
You can call me Harold.
Bana Harold diyebilirsiniz.
Kind of important, actually, so can you call me back when you, uh...
Önemli sayılır. Müsait olduğunda beni arayabilir misin?
Can you call Min Ki for me?
Min Ki'yi benim için çağırabilir misin?
You can call me Josh.
Bana Josh diyebilirsiniz.
Give me a call when you can.
Müsait olunca beni ara. Görüşürüz.
So I can spend time going after them and get 20 more, or you could let me have 10 and we call it a day.
Ya onların peşinden giderek 20 tanesini daha alırım ya da bana 10 tane verip izin yapabiliriz.
Now you can go to her and call me an asshole with conviction.
Şimdi onun yanına gidip bana göt herif deyip suç bulabilirsiniz.
Let me call one of your colleagues, they can drive you back.
- Sizi götürmeleri için iş yerinden birilerini çağırayım mı?
Can you tell him to call me back? Yep.
Beni tekrar aramasını söyler misiniz?
Can you just tell your mother to call me when she gets back?
Annen geldiğinde beni aramasını söyler misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]