You can find him Çeviri Türkçe
1,137 parallel translation
I know where you can find him.
Nerede bulacağını biliyorum.
L know where you can find him.
Onu nerede bulabileceğini biliyorum.
- You can find him.
- Onu bulabilirsin.
See if you can find him a detox bed.
Ona bir detoksifikasyon yatağı bul.
Where the hell do you think you can find him?
Nerededir sence? - Aman ya...
You can find him.
Sen onu bulamadın!
- you might know where I can find him.
- Bu yüzden onu nerede bulabileceğimi bildiğinizi düşündüm.
- You can't find him?
- Onu bulamıyor musun?
Can you help us find him?
Onu bulmamıza yardım eder misin?
"Every man's got a devil... and you can't rest till you find him."
"Herkesin bir şeytanı vardır ve onu bulana kadar rahat edemezsin."
- Do you know where I can find him?
Onu nerede bulabileceği mi biliyor musun?
Of course! Do you know where I can find him?
Onu nerede bulabileceğimi biliyor musun?
You're the only one who can help me find him.
Onu bulmama bir tek sen yardım edebilirsin.
See what you can find on him.
Neler bulabileceğine bir bak.
Cat, can you find Congressman Harrington and stick with him?
Cat, Kongre üyesi Harrington'u bulup ona yapışabilir misin?
See what else you can find on him from the NCIC..... and call me back - at this number, or on my cellular. - I just examined the girl.
- Kızı inceledim.
But I can help you find him.
Ama bulmana yardım edebileceğimden eminim.
And you are looking for him for years, but you can't... find him anywhere.
Ve sende onu yıllarca arıyorsun, ama onu bir... türlü bulamıyorsun.
Do you know where I can find him?
Onu nerede bulabileceğimi biliyor musun?
very hard to understand...,... but I'm just asking you to give him a second chance to find out if you can love the man that he really is.
Bunların hepsini anlamanın çok zor olduğuna eminim ama onun, gerçekten seni seven adam olup olmadığını öğrenmen için senden ikinci bir şans istiyorum.
And I was wondering if, uh, you might be able to tell him where he can find let's say, uh... a few hundred milliliters.
Acaba nerede bulabileceğini söyleyebilir misin? Diyelim ki, bir kaç yüz mililitre kadar.
We can help you find him.
Onu bulmana yardim edebiliriz.
- Genie, can you find him?
- Cin, onu bulabilir misin?
Are you saying you can't find him, or that he's absent without leave?
Onu bulamayacağını mı söylüyorsun yoxa çıkış almadan yok mu oldu?
- But you can't find him.
- Fakat onu bulamıyorsun.
Are you saying you can't find anything on him?
Ver onu bana. Pardon. Geri ver.
Because you can't fucking find him!
Neden? Çünkü onu bulamadınız!
You can search all day, you still won't find him.
Bütün gün arasanız da, hiçbir şey bulamayacaksınız.
Can you find him before the ceremony?
Törenden önce bulabilir misin?
Maybe you can tell me where I can find him.
Belki onu nerede bulacağımı söyleyebilirsiniz.
Father Cleary had a saying : "No boy is so bad that you can't find a scrap of goodness in him."
Peder Cleary, "hiçbir çocuk, içinde iyilik bulunamayacak kadar kötü değildir" derdi.
I'm just looking for Joe. Can you find him for me, please?
Onu aramama yardımcı olur musunuz?
Why can't you find him?
Niçin bulamıyorsunuz?
We need you to find a Nyrian scientist called RisIan and get him to Engineering as soon as you can.
Niriyanlı bilim adamı Rislan'ı bulmana ihtiyacımız var, ve kendisin hemen Makine Dairesi'ne getir.
Which is why I need you to spare any manpower you can to try to find him.
İşte bu yüzden bulabildiğin tüm adamlarla onu bulmaya çalışmanı istiyorum.
You need to tell us where we can find him.
Onu nerede bulacağımızı söyleyin lütfen.
Maybe you can tell me why they can't seem to find him.
Belki bana onu neden bulamadıklarını söyleyebilirsiniz.
Can you help me find him, yes or no?
Onu bulmama yardım edecek misin, evet mi hayır mı?
But unless you can write a cheque for millions of dollars... and-and-and find him a big backyard somewhere... then Joe's got nowhere to go.
Milyon dolarlık bir çek yazmadığın ve ona bir yer bulmadığın sürece Joe'nin başını sokacağı bir yer ayarlayamazsın.
If you can't find him dead someplace, he's running, folks.
Cesedini buIamıyorsanız, serbest demektir.
But even if you can't find him, you can still help me send him a message.
Ama O'nu bulamasan bile, O'na bir mesaj ileterek hala bana yardım edebilirsin.
See if you can find something to tie him up with.
Onu bağlayacak bir şey bulun.
But before you tell him, try to find one person who thinks it's a good idea. I bet you can't.
Ama ona söylemeden önce, bunun iyi bir fikir olduğunu düşünen birini bul.
Rachel, you didn't find anyone, so you can't tell him.
Rachel, kimseyi bulamadın, bu yüzden söyleyemezsin.
If you could videotape Eric's behavior then I can study him psychologically and find out what's wrong, m'kay?
Eğer Eric'in davranışlarını kasede çekebilirseniz onun psikolojik durumunu ve neyin yanlış gittiğini anlayabilirim. Tamam?
See if you can find out more about him.
Bak bakalım onun hakkında bir şey bulabilecek misin.
- Mulder, respond. - Can you find him?
Mulder, cevap ver!
Go back to New York. Or call him, if you can find a telephone that works, and tell him wild horses wouldn't drag me back to him or his shipyard.
New York'a dön ya da telefon et, çalışan bir telefon bulursan, ve ona vahşi atları bile ne ona ne de o tersaneye getirebileceğini söyle.
When you find him, you can kill him.
Ve bulunca da, onu öldür.
You meet me back here in ten minutes if you can't find him.
Eğer bulamazsan on dakika sonra burada buluşuruz.
Yes. Loudun. Can you find RÃ © gis Marchal and bring him in?
Loudun, bana Régis Marchal'ı bulup buraya kadar getirir misiniz?
you can do it 1412
you can 2818
you can't beat me 46
you can't 4106
you can't be serious 595
you can't miss it 64
you can't kill me 112
you can talk to me 162
you can't fool me 70
you can't go wrong 20
you can 2818
you can't beat me 46
you can't 4106
you can't be serious 595
you can't miss it 64
you can't kill me 112
you can talk to me 162
you can't fool me 70
you can't go wrong 20
you can't beat that 16
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78
you can't do it 187
you can trust me 449
you can't stop me 130
you can't have it 85
you can't leave me here 50
you can't be here 274
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78
you can't do it 187
you can trust me 449
you can't stop me 130
you can't have it 85
you can't leave me here 50
you can't be here 274