English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You can go ahead

You can go ahead Çeviri Türkçe

637 parallel translation
The moment they agree, if they do, you can go ahead.
Bir anlaşmaya vardıkları anda, tabii varırlarsa, başlayacaksın.
You can go ahead and take the rest as they suggest, you know... without stopping the Slade Saunders books.
Önerdikleri gibi gidin, dinlenin ve Slaude Saunders kitapları yayınlanmaya devam etsin.
Now you can go ahead and marry that girl.
Artık gidip, o kızla evlenebilirsin.
You can go ahead on that proposition
Teklifi verebilirsin.
You can go ahead, the lady can share it with us.
Buyurun anlatın, bayan yabancı değil.
you can go ahead and...
onu kucağına alabilirsin ve...
- Right, you can go ahead, Mr. Sullivan.
- Tamam. Gidebilirsiniz, Bay Sullivan.
You can go ahead and get dressed.
İstersen üstünü giyinebilirsin, istersen biraz daha devam edebiliriz.
You can go ahead with it.
Devam edebilirsiniz.
Contract or no contract I am going to cut your picture and you can go ahead and sue.
Sözleşmeli ya da sözleşmesiz filmini elden geçireceğim, gidip dava açabilirsin.
If you can, go ahead.
Söyleyebiliyorsan söyle devam et.
Go ahead, you cross-bred rat!
Devam et seni melez sıçan!
- The gym is open, you can go now if you like, go ahead.
- Isınmamız gerek. - Salon açık. İsterseniz şimdi gidebilirsiniz.
But I can't go ahead without more confidence in you than I've got now.
Fakat devam edebilmek için sana daha çok güvenmem lazim.
Go right ahead, if you think you can talk faster than GIennister.
Glennister'den daha hizli Konustugunuzu zannediyorsaniz.
You just can't hit me, can you? Go ahead, Eddie.
- Hadi ama Eddie.
If you can convince people to vote for you... you go right ahead.
Sana oy vermeye ikna edebilirsen durma et.
We can't go ahead without you.
İşe sensiz başlayamayız.
Go ahead if you can stand that filthy stuff.
İsterseniz biraz yüzünüzü yıkayın.
There's a turnoff to everywhere and you can go straight ahead too, if you only know how.
Ya her yöne ayrılan kavşaklardan birine sapabilir eğer yolu biliyorsanız da hiç sapmadan dosdoğru gidebilirsiniz.
If there's anything special you want to do, you can feel free to go ahead and do it...
İstediğin özel bir şey varsa, gidip yapmak için kendini özgür hisset ve onu yap...
You've been dying to say something about it all evening. Go ahead.
Onun hakkında bir şey söylemek için can atıyorsun.
Go ahead, you can be frank.
Devam et, açık konuşabilirsin.
You go ahead, darling. Go right ahead.
Sen devam et, canım.
Go ahead and see what you can come up with.
Yap da görelim nasıl bir çözüm bulacakmışın.
You can? Go ahead.
Yapabiliyor musun?
I can hear the old man. "You boys go on ahead, see what we have to clear out."
Yaşlı adamı duyabiliyorum. "siz çocuklar gidin gidebildiğiniz kadar."
If you think you can do it, go ahead and try.
Öldürebileceğini düşünüyorsan, öldür.
Go at any cost, if you can make at least one step ahead.
Yapabildiğin kadar, en azından bir adım daha.
Go ahead, if you think you can.
Sanki cesaretin var.
Go ahead, you can yell if you feel like it.
- İstiyorsan bağırabilirsin.
I can't go ahead while you're hanging round eating food, you naughty thing.
Sen burada oturmuş yemek yerken, istediğim şeyi... -... yapamam ki.
- Go ahead, shoot. You can kill each other.
Birbirinizi öldürebilirsiniz şimdi.
If you think you can do better, go right ahead.
Daha iyisini yapabileceğini düşünüyorsan, devam et.
If you want to arrest me, go ahead But you can't prove anything
Tutuklamak istiyorsanız, buyurun fakat hiçbir şey kanıytlayamazsınız.
You can go right ahead.
Haydi durma devam et.
Go ahead, smart guy. Punch me in the stomach as hard as you can.
Haydi, yakışıklı adam, mideme atabileceğin en güçlü şekilde yumruk at.
If you have to wait for permission to save your own life, go ahead.
Canını kurtarmak için izin almanız gerekiyorsa, devam et.
I just want to catch my breath. Well, you go ahead. I can split my concentration.
Göz kamaştırıcı bir kahvaltı arkadaşı bulduğunuzu sanıyorsanız, efendim, derim ki, beni en kötü halimle yakaladınız.
Whatever you want to do, dear... you just go right ahead with if it makes you happy.
Yapmak istediğin ne olursa olsun... seni mutlu edecekse, durma yap canım.
You can just go ahead and sing it out screaming loud.
Hiç durmayıp bağıra çağıra söyleyebilirsiniz.
I mean... I believe you could kill me right now, and if that's what you want to do... then go ahead... but you've got enough heat on you already, and we can help you.
Yani eminim beni şu an öldürebilirsin ve eğer yapmak istediğin buysa o zaman durma ama zaten başın yeterince belada ve biz sana yardım edebiliriz.
Get the whole thing full and go on down to the check-out counter and look for somebody with just one item, and ask them if you can get ahead of them.
Arabayı komple doldurup kasaya gidin tek bir ürünü olan birine bakınıp önünüze geçebilir miyim diye sorun.
If you think you can get along on your own in America, go ahead.
Amerika'da kendi başına ayakta kalabileceğini düşünüyorsan, devam et.
I can't deny you this opportunity, you lucky fellow. Go right ahead.
Bu altın fırsatı almanıza engel olamam.
You wanna kill yourself, go ahead.
Çanına susadıysan durma.
Now I'm sorry, so you can just go ahead and fire me.
Yaptıklarım için çok üzgünüm. Şimdi beni kovabilirsin.
I'm sorry about what happened to Archie, but since you boys kicked me out you can just go ahead and fight your own fights.
Archie'ye olanlar için üzgünüm, ama seninkiler beni kovduğu için kendi kavgana devam edebilirsin.
Go ahead, if you think it's fun and you can still squawk.
eğlenceli olduğunu düşünüyor ve hâlâ cıyak cıyak bağırabiliyorken.
You just go ahead and be... as poopy as you want, to quote Chelsea... and I'll be as receptive and as pleasant as I can be... but I want you to bear one thing in mind... while you're jerking me around, making me feel like an asshole...
Devam et ve... Chelsea'den bahsederken istediğin kadar alaycı ol. Olabildiğince anlayışlı ve uyumlu davranacağım.
You just go ahead and make the best deal you possibly can.
Gidin, en iyi anlaşma neyse, yapmaya çalışın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]