You could have killed me Çeviri Türkçe
114 parallel translation
You could have killed me as I lay there.
Az önce beni öldürebilirdin.
You could have killed me, but you were injured instead.
Beni rahatça öldürebilirdin, ama onun yerine yaralandın.
You could have killed me
Beni öldürebilirdin!
You could have killed me back in that saloon.
O salonda beni öldürebilirdin.
You could have killed me! Tosh!
Ölü göz Wyke, malikanenin pelerinli silahlı soyguncusu yapmaz.
You could have killed me!
Neredeyse öldürüyordun beni!
You could have killed me, and you didn't!
Beni öldürebilirdin ve öldürmedin!
If you were the real Black Leopard you could have killed me ;
Çok garip! Sen kara leoparsan beni öldürebilirdin
You could have killed me.
Beni öldürebilirdin.
Sucker, you could have killed me.
- Sik kafası, beni öldürebilirdin.
You could have killed me with one shot
Beni bir atışla öldürebilirdin.
You could have killed me.
Ölebilirdim.
When I walked in on you in the holodeck, you could have killed me, knocked me unconscious.
Seninle, sanal güvertede karşılaştığımda, isteseydin beni öldürebilirdin.
You could have killed me easily by now!
Şimdiye kadar kolayca öldürebilirdin beni!
You could have killed me!
Beni öldürebilirdiniz!
You could have killed me. You didn't.
Beni öldürebilirdin ama öldürmedin.
You could have killed me, Brenna.
Beni öldürebilirdin, Brenna.
.. you could have killed me.
.. Beni öldürebilirdin.
You could have killed me!
Beni öldürebilirdin!
You could have killed me back there.
Beni orada öldürebilirdin.
You could have killed me.
İçine edeyim. Beni öldürebilirdin.
You could have killed me!
Beni öldürebilirdin.
I know. You could have killed me.
Evet, beni öldürebilirdiniz.
- You could have killed me!
- Beni öldürebilirdin!
You could have killed me on the island.
Beni adada öldürebilirdin.
You could have killed me, lady!
Beni öldürebilirdiniz, bayan!
You could have killed me!
- Beni öldürebilirdin!
- You could have killed me.
- Beni öldürebilirdin.
- You could have killed me.
Jack. Beni öldürebilirdin.
You would have killed me if you could.
Elinden gelse beni öldürecektin.
Anyway, now you'll owe me something. From now on we have an account to settle, you and I. Next time, remember that. I could have killed you, I didn't.
Hem artık bana borçlusun, seni öldürebilirdim ama öldürmedim.
You could have killed me...
Beni öldürebilirdin!
You could have sold me, bartered me, killed me, without having said a word.
Beni satabilirdin, takas edebilirdin tek söz bile söylemeden öldürebilirdin.
You could say that, since he tried to have me killed and conspired to strip Worf of his good name.
Onun beni öldürmeye çalıştığından bu yana ve Worf'u iyi adından ayırabilmek için komplo kurduğunda bunu söyleyebilirdiniz.
Hey! You could have fucking killed me!
Yavaş beni öldürebilirdin.
You could have killed me with one shot.
Beni bir atışla öldürebilirdin.
Well, then, let me ask you, Agent Doggett... if a Super Soldier is invincible... how could Mulder possibly have killed this man?
O zaman, şunu sormama izin verin, Ajan Doggett eğer bir Süper Asker yenilmez ise Mulder bu adamı nasıl öldürebilir?
But don't try and like kidnap me or anything...'cause my step-uncle's a bounty hunter and he could have you tracked and killed.
Çünkü üvey amcam avcıdır ve izini bulup seni öldürür.
You would have killed me if you could have, wouldn't you?
Elinde olsa, beni öldürürdün, değil mi?
I could have killed that Dalek in its cell, but you stopped me.
Dalek'i hücresinde yok edebilirdim ama sen beni durdurdun.
You could have get me killed.
Beni öldürtebilirdin.
Actually, if you could have your clients walk me through the house where Terry Crowley was killed, that would be great.
Aslında, müvekkilinizden beni Terry Crowley'in öldürüldüğü eve götürmesini isterseniz çok iyi olur.
You could've gotten killed and Jonah wouldn't have hurt me.
Siz öldürülebilirdiniz ama, ama Jonah bana zarar veremezdi.
You could have got me killed.
Beni öldürtebilirdin.
Wrong. I have to worry about you because you could get me killed.
Senin için endişeleniyorum çünkü beni öldürtebilirsin.
You're lucky I'm already dead, or that could have killed me.
Şanslısın ki ölüyüm, yoksa bu beni öldürürdü.
I don't give a shit that I'm not 70. You could have fucking killed me there!
- Çok da umurumda az kalsın korkudan öldürüyordun beni!
- You could have gotten me killed!
- Beni öldürebilirdin!
But you got to believe me, I... I could never have killed ted.
Ama bana inanmalısınız, Ted'i asla öldürmem.
Of course I could have liquidated you after you thought you'd killed me.
Beni öldürdüğünü sandıktan sonra seni ortadan kaldırabilirdim.
You know, Chase killed Carmelita. He could have killed me. Broke into my house, attacked your daughter.
Sanırım şükran günü trafiğine takılmadan gitmek istersin- -