English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You did well

You did well Çeviri Türkçe

8,222 parallel translation
For a woman who's never worked a day in her life, you did well.
Hayatı boyunca bir gün bile çalışmayan bir kadın için iyi iş çıkardın.
You did well.
İyi iş çıkardın.
Well, how did you kill it?
- Ve daha önce onu öldürdü?
Well, did you check the witness statements from the shooting?
Saldırının görgü tanıklarının ifadesini kontrol ettin mi?
Well, the hand signals used in the bank says you did.
Mimiklerin seni ele verdi.
- Pardon? Well, you didn't even ask me what Andrew did.
Andrew'in ne yaptığını sormadın bile bana.
Well, did you...
Şey, siz
Well, did you also know that the Thomsons and the Morgans...
Thomson ve Morgan aileleri arasında...
Did you know Sarah well?
- Sarah'yı iyi tanır mıydınız?
How well did you know our second president?
İkinci başkanımızı ne kadar iyi tanıyorsun?
Well, at the very least, I'm grateful you arrived when you did.
Pekala, ne olursa olsun tam zamanında geldiğin için teşekkür ederim.
Well, there's no mention at all of the magic that you did in the war.
Savaşta yaptığın büyüden neredeyse hiç bahsetmemiş.
Well, tell us, where did you disappear to?
- Söyle bakalım nereye kayboldun?
Well, how far out of town did you get?
- Şehirden ne kadar uzaklaştın?
Well, how did you learn to do that?
Peki bunu yapmayı nasıl öğrendin?
Well, I did grab his throat first, but, I got to tell you, it felt good.
İlk önce ben boğazını sıktım, ama,... kendimi iyi hissettim.
Well, you did say that...
- Öyle söylemiştin.
Well, you did an awesome job.
Mükemmel bir iş çıkarmışsın.
Well, did you tell that to Washington?
- Bunu Washington'a anlattın mı peki?
Well, perhaps you did.
Belki de vardı.
Well, what did you get her?
Ona ne aldın?
Well, you, Kimmy Schmidt, are no O.J. Simpson'cause you did it.
Kimmy Schmidt, sen O.J. Simpson değilsin, çünkü sen gerçekten yaptın.
Did you sleep well?
İyi uyuyabildin mi, bakalım?
Although you did manage to resist well enough to throw me over.
Ama beni kenara itecek kadar karşı koymayı becerebildin. - Ava...
Well, I got to say, you did do a pretty good job... all that smoke you were blowing up my ass.
Havaya sokmak için attığın yalanlar da gayet iyiydi. - İtiraf etmeliyim.
What did you do? Well, I pulled him off of her, and I told him to get the hell out of my house.
Onun kapalı, ve ben söyledim Peki, onu çekti evimden defolup için.
Mr. Herrara, how well did you know her?
- Bay Herrara, onu ne kadar iyi tanıyordunuz?
Well, why don't we just say that if you did answer, we forgot so we're asking again.
- Hayır, hayır. Cevapladıysan bile unutmuşuz diyelim. Yeniden soruyoruz.
Well then how did you mean it, Phil?
- Nasıl demek istedin peki Phil?
Well, what daytime talk show did you hear that on?
Hangi sabah programında duydun bunu?
Well, then why did you pick hers?
Peki, neden onunkini seçtin?
- How well did you know Alice Patrick?
- Alice Patrick'i ne kadar iyi tanıyordunuz?
- How well did you know her?
- Onu ne kadar iyi tanıyordunuz?
You know perfectly well that I did.
Öyle söylediğimi pekala biliyorsun.
Well, how did you find Henrietta?
Henrietta'yı nasıl buldun peki?
Well, paige did come to me, And I told her it was a wonderful thing. But that we needed to discuss it with you first.
Paige bana geldi, ben de harika bir şey olsa da önce sizinle konuşması gerektiğini söyledim.
- Did you sleep well?
İyi uyudun mu? - Joe nerede?
Well, you did the right thing.
Dogru olani yaptiniz.
Well, did you put out a wire just in case - - He runs for the border, yeah.
- Telgraf gönderdin mi şey ihtimaline karşın.
I-I did get shot at. Well, it looks like it went right through you.
Sana kalıcı bir zarar vermemiş gibi.
Right. Did you know him well?
Onu iyi tanıyor muydun?
Well, h-how did you get up with Criolla?
Criolla'ya nasıl ulaştın?
Well, you know, I just did.
Az önce konuştum ya.
How did you get a paint sample from the museum? Uh... well, I-I was... I was meaning to tell you that.
Boya örneğini müzeden nasıl aldınız? Ben de, tam sana onu söyleyecektim.
Well, after what I did to your house, I felt you deserved it.
Evine bu yaptıklarımdan sonra, bunu hak ettiğini düşündüm.
- Well, what I think... is that you did it to distract me.
- Düşündüğün... dikkatimi dağıtmaktı.
- Well, what did you say? - W...
Peki sen ne dedin?
You and your brother did well.
Sen ve kardeşin iyi iş çıkardınız.
Well, what did you expect?
Ne bekliyordun ki?
Well, I did, but, uh, you do know there is such a thing as good bacteria, right?
Yıkadım ama bazı bakterilerin yararlı olduğunu biliyorsun değil mi?
Well, did you at least have a good time?
İyi vakit geçirdin mi bari?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]