English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You didn't say that

You didn't say that Çeviri Türkçe

1,846 parallel translation
Didn't you say that you'd protect me?
Beni koruyacağını söylememiş miydin?
Why didn't you say that before?
Neden daha önce söylemedin?
Huh. If I didn't know you any better... I would say that you'd developed a little crush.
Eğer seni gerçekten tanımasam ona âşık olduğunu düşünürdüm.
I tell you I'm one of the only people in the world thinking that plane on the bottom of the ocean is a hoax. - You didn't think I'd believe you?
Sana, okyanusun dibindeki o uçağın bir aldatmaca olduğunu bilen sayılı insanlardan biri olduğumu söyledim ama sen sana inanmayacağımı mı düşündün?
What can you say that his moniker didn't?
Daha ne söylenebilir ki?
Didn't you say that it made her happy to hear them?
Bunları duyduğunda mutlu oldu demedin mi?
Didn't you say that last year about the Giants? What did you say?
- Bunu geçen yıl devler için söylememiş miydin?
You knew the contract said that and you didn't say anything to me? .
Sözleşmede yazılanı biliyordun ama söylemedin, ha?
Guess you could say that, well, he just didn't pan out.
Tahmin edeceğiniz üzere hiçbir branşta başarısı da yoktur.
You didn't say that.
- Öyle demedin.
Then why didn't you just say that? A cold?
O zaman niye soğuk algınlığı demedin?
I didn't say that. You don't wanna marry me, because you think I'm a whore?
Ne?
And could you pretend that I didn't say anything to you.
Sana hiç bir şey söylemediğimi farz edebilir misin?
I didn't mean to say that to you.
- Öyle bir şey demek istememiştim.
Why didn't you say that?
- Neden öyle söylemedin?
Why didn't you just say that in the first place?
En baştan bunu niye söylemedin?
Why didn't you say that to begin with?
Neden bunu en başta söylemedin?
I'd like to say that you should be happy you didn't have to be my lifeline.
Demek istiyorum ki umarım ben, yani cankurtaranın olmadan daha mutlu olursun.
You didn't say that.
Bunu söylememiştin.
- No, I didn't, because I don't believe that it's my job to tell him things that you both find painful to say to him.
- Hayır, açıklamadım... çünkü ikinizin de söylemeyi can sıkıcı bulduğunuz bu durumu ona açıklamamın benim işim olmadığına inanıyorum.
So you told your doctor that you were having trouble sleeping, but you didn't say anything about the panic attacks.
Yani doktoruna uyku problemin olduğunu söyledin ama panik ataklardan bahsetmedin.
Then, why did you say that you didn't get the money?
O zaman neden para almadığını söyledin?
- Then why didn't you say that to her?
- O zaman neden bunu ona söylemedin?
She would say because you weren't loved by your father and I was not loved by my mother, that having sex is our way of making up for the intimacy we didn't get as children.
Sen baban tarafından, bense annem tarafından sevilmediğim için çocukluğumuzda elde edemediğimiz yakınlığı seks yaparak elde ettiğimizi söylerdi.
Yeah, didn't you say that...
E, az önce dedin ya- -
Okay, first of all, let me just say that I didn't want to double cross you.
Tamam, öncelikle sana ihanet etmek istemedim.
The way you say that... You didn't even bother to read "age of innocence."
Öyle diyorsun ama, "Masumiyet Çağı" nı okumaya tenezzül bile etmedin.
House told you to say that, didn't he?
Bunu söylemeni House söyledi, değil mi?
I know you didn't just say that.
- Bunu demediğini farzediyorum.
I'm gonna pretend you didn't say that, okay?
Dediklerini görmezden geleceğim, tamam mı?
You heard me say that, didn't you?
- Evet duydum.
You didn't have to say that.
Öyle demek zorunda değildin.
So, why the hell didn't you say something that night?
Peki o gece neden bununla ilgili hiç bir şey söylemedin?
Didn't you say that you liked the photographs in this magazine?
Dergideki fotoğrafları beğendiğini söylememiş miydin?
You got the nerve to say that lf you didn't piss off the client by being late
Bunu söylemek asabımı bozdu. Eğer geç gelip müşterileri kızdırmasaydın,..... bu gün çalışmak zorunda olmazdın.
But you didn't say... that my survival depended upon hers.
Ama benim kurtulmamın ona bağlı olduğunu söylemediniz.
Didn't Lincoln say that if the Company caught you...?
Lincoln demedi mi, Şirket seni yakalarsa...
But he didn't say that, did he, The first time that he spoke to you on - - on - - on the radio?
- Ama bunu radyoda ilk defa konuştuğunuzda söylemedi, değil mi?
You didn't just say that.
Şunu, şu an demedin.
Well, now that's a filthy thing to say to me, to say about a man you didn't even know.
- Kocamla ilgili hiçbişey bilmiyorsun
I'll pretend you didn't say that.
Bunu söylememişsin gibi yapacağım.
Okay, you're not saying anything that I didn't say.
Benim söylediklerimin aynısını söylüyorsun.
Didn't you say you thought that your purse was still in the car?
Çantanın hâla arabada olabileceğini söylemiştin.
Didn't you say he's a, like a registered surgeon at that hospital?
Hastanede cerrah olduğu söylememiş miydin?
Didn't you say that I should break up with her, that I needed to move forward with my life?
Sen ondan ayrılmam gerektiğini hayatımda ilerlemem gerektiğini söylememiş miydin?
Didn't you say that you'd do everything you can?
Her şeyi yapacağını söylemedin mi?
Didn't I say that you'd be dead if you were late?
Sana gecikirsen seni öldürürüm demedim mi ben?
Didn't you say that the club Kong Su Pyo worked at was in this area?
Kong Su Pyo'nun çalıştığı barın buralarda olduğunu söylememiş miydin?
Didn't you say last time that you were starting some diet?
En son ne zaman diyet yaptığını söyler misin?
You didn't just wanna say it like that, like a normal person?
Normal bir insana söylermiş gibi söylemek istemedin mi?
You know, when you told me this was a singles party I didn't know it meant the number of people that'd actually be here.
Bana bu bekarlar partisinden bahsettiğinizde partiye katılan insan sayısının tek haneli olacağını bilmiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]