You don't have to apologize Çeviri Türkçe
291 parallel translation
Be careful you don't have to apologize again, Dubois.
Dikkat edin de tekrar özür dilemek zorunda kalmayın bay Dubois.
Oh, you don't have to apologize, I...
Hatırladım.
- You don't have to apologize for me.
- Benim için özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize, Sara, just ─ just go on being my friend.
Özür dilemene gerek yok, Sara. Sadece dostum olmaya devam et.
- You don't have to apologize for him.
- Onun yerine özür dilemene gerek yok.
Oh, you don't have to apologize, I know you're a busy man.
Özür dilemen gerekmez, meşgul biri olduğunu biliyorum.
You don't have to apologize.
- Özür dilemene gerek yok.
- You don't have to apologize, Dave.
- Özür dilemek zorunda değilsin.
I know that I don't have to apologize for what I said because I know that you know.
Biliyorum, söylediklerim için özür dilemem gerekmiyor çünkü bildiğini biliyorum.
- You don't have to apologize.
- Özür dilemene gerek yok.
- You don't have to apologize, Carol.
- Özür dilemek zorunda değilsin Carol. - En azından bizden değil.
Yeah, no, you don't have to apologize.
Özür dilemen gerekmez.
You don't have to apologize.
Özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize.
Özür dilemenize gerek yok.
You don't have to apologize...
Özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize to me.
Özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize as long as we're together.
Birlikte olduğumuz sürede benden özür dilemene gerek olmayacak.
Cousin, you don't have to apologize to me.
Kuzen, benden özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize.
Özür dilemek zorunda değilsin.
You don't have to apologize, Lowenstein.
Özür dilemen gerekmez.
You don't have to apologize.
Önemli degil. Sonuçta 100 dolar kazandim degil mi? Özür dilemen gerekmiyor.
Look, I know you've had some time to think about the mistake you've made... and I just want to let you know you don't have to apologize.
Bak, yaptığın hatayı düşünmek için yeterli zaman geçirdin, biliyorum... ve sadece özür dilemek zorunda olmadığı bilmeni istiyorum...
- You don't have to apologize.
- Özür dilemek zorunda değilsin.
You'll have to forgive me, it's a work in progress. Don't apologize, Dorothy.
Bunu hoş görmeniz gerek daha parçayı bitirmedim.
John, you don't have to apologize really
- John, gerçekten özür dilemen gereksiz.
Listen, you don't have to apologize for not wanting me.
Dinle, beni istemediğin için özür dilemek zorunda değilsin.
You don't have to apologize
Özür dilemene gerek yok.
- You don't have to apologize.
Özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize at all.
Hiçbir şey için özür dilemek zorunda değilsin.
You don't have to convince us of anything or apologize.
Eğer jüri kararını isterseniz bunu yaparız. Bizi ikna etmek zorunda değilsiniz.
Please, you know how I love doing this, and I don't want you to think that you even have to apologize.
Lütfen. Bunu yapmaya bayılıyorum. Ve özür dilemek zorunda olduğunu bile düşünmüyorum.
No, you don't have to apologize.
Hayır, özür dilemen gerekmez.
After all you've been through you don't have to apologize to me.
Başına gelen bunca şeyden sonra benden özür dilemek zorunda değilsin.
You don't have to apologize.
Özür dilememe gerek yok.
- You don't have to apologize to me.
- Benden özür dilemene gerek yok.
You don't have to apologize for your brothers.
Kardeşlerin için özür dilemene gerek yok.
But don't apologize, not yet You will have to exercise that right later on
Biliyorsunki nilüfer çeçeğin yaprakları günbatımında kapanır.
You don't have to apologize for me.
benim icin ozur dilemek zorunda degilsin.
You don't have to apologize now.
Özür dilemek zorunda değilsin.
You don't ever have to apologize for calling me.
Bunun için özür dilemene hiç gerek yok.
I don't need you to apologize for all the pain you've caused me and I don't have to forgive you.
Bana verdiğin acılardan dolayı özür dilemene ihtiyacım yok. Ben de seni affetmeye mecbur değilim.
You don't have to apologize to me.
Benden özür dileme.
See, this is why you don't know anything about anything. If I go up there and apologize to Geoffrey, then he thinks I have something to apologize about, and then all of a sudden it's a big deal when it's not a big deal.
İşte bak hiçbir şey bilmiyorsun, eğer özür dilersem, özür dileyecek bir şey yaptığımı sanır, olay birden büyür, oysa önemli bir şey değil.
YOU DON'T HAVE TO APOLOGIZE FOR EVERYTHING.
Her şey için özür dilemene gerek yok.
It's okay, you don't have to apologize.
- Önemi yok. Özür dilemen gerekmez.
Between friends you don't do something that you have to apologize for
Çünkü dostlar arasında böyle şeyler olmaz.
But you don't have to apologize, I'm fine, really.
Ama özür dilemen gerekmez. İyiyim. Gerçekten.
Listen, you don't have to apologize.
Ross, özür dilemene gerek yok.
No, you don't have to apologize.
Hayır, özür dilemenize gerek yok.
I just wanted to apologize and make sure that you don't have any problem with me that would interfere with the wedding.
Ben sadece, özür dilemek ve düğünü benim yüzümden düğünü engelleyecek hiçbir... problemin olmadığına emin olmanı istedim.
- You don't have to apologize.
- Özür dilemen gerekmez.