You expect me to believe that Çeviri Türkçe
457 parallel translation
You expect me to believe that?
Benden buna inanmamı mı istiyorsun?
- And you expect me to believe that?
- Buna inanmamı bekliyorsun.
You expect me to believe that?
Buna inanmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to believe that?
- Buna inanmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to believe that you didn't say any of that? That they were all Addison?
Bütün bunları senin değil, Addison'ın söylediğine inanmamı mı bekliyorsun?
You expect me to believe that?
- Buna inanacağımı mı sanıyorsun?
You expect me to believe that you aren't marrying him for his money?
Parası için evlenmeyeceğine inanmamı mı bekliyorsun?
- You expect me to believe that, Connor?
Buna inanmamı mı bekliyorsun Connor?
You expect me to believe that Wada's alive and that he took the money?
Benden buna inanmamı mı bekliyorsun? Wada yaşıyor ve parayı o aldı öyle mi?
- You expect me to believe that?
- Buna inanmamı mı bekliyorsun?
You expect me to believe that nonsense?
Bu saçmalığa inanmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to believe that?
Buna inanmamı mı bekliyorsunuz?
- You expect me to believe that?
- Buna inanayım mı?
You expect me to believe that Terry Lennox showed up, you drove him someplace and he didn't tell you?
Gece yarısı ortaya çıkan dostun Terry Lennox'u arabayla birkaç yüz kilometre öteye götürdün ve de sana hiçbir şey anlatmadı, buna inanacağımı mı ümit ediyorsun?
Do you expect me to believe that a traffic cop is killing off all the top criminals in the city?
Bir trafik polisinin şehirdeki tüm azılı suçluları... öldürdüğüne inanmamı mı istiyorsun? Kim?
And you expect me to believe that mary woodhouse died out of sheer fright while you were having a seance?
Ve benim, Mary Woodhouse'un bu seans sırasında korkudan öldüğüne inanmamı istiyorsun öyle mi?
You expect me to believe that report?
Bu rapora inanmamı mı bekliyorsun?
She kicks you out and you expect me to believe that you're a sweet guy that wants to do right by me?
Seni kapı dışarı ediyor, sen de artık bana iyi davranmak isteyen sevimli, mütevazı biri olduğuna inanmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to believe that you don't know left from right?
Sağını solunu bilmediğine inanmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to believe that?
Buna inanmamı mı istiyorsun?
But i don't really know frank salazar, so - you expect me to believe that a man you don't even know... loans you a car in a dark place?
ama bu nedenle gerçek frank salazar! ın kim oldugunu bilmiyorum. buna inanmamı bekleyebilirsiniz.
You expect me to believe that a beauty like you a woman any man would die to be with is throwing herself away on someone like that?
Senin gibi bir güzelin, her erkeğin birlikte olmak için öleceği bir kadının kendini böyle biri için harcadığına inanmamı mı bekliyorsun?
- You expect me to believe that? - He was.
- Buna inanmamı mı bekliyorsun?
You expect me to believe that a flying saucer came down and took your friend away to outer space?
Bir uçan dairenin inip arkadaşınızı alarak uzaya götürdüğüne inanmamı mı bekliyorsun?
What? You expect me to believe that?
Buna inanmamı mı bekliyorsun?
You expect me to believe that someone created a wormhole and now conveniently has disassembled it?
Birilerinin bir solucan deliği yaratıp şimdi de yok ettiğine inanmamı mı bekliyorsunuz?
You expect me to believe that you've come all this way just to tell me that the deal is off?
Yeto, fırtınaya göğüs gererek, bunca yolu anlaşmanın bittiğini söylemek için geldiğine inanmamı mı bekliyorsun?
You expect me to believe that horse shit?
Bu saçmalığa inanmamı mı bekliyorsunuz?
What, you expect me to believe that?
Ne, buna inanmamı mı bekliyorsun?
Do you expect me to believe that?
Buna inanmamı mı bekliyorsun? - Evet.
Do you expect me to believe that we " re being dumped?
Neye inanmamı bekliyorsun sen? Böylece terk edildiğimizi mi?
- You don't expect me to believe that?
- Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde?
You don't expect me to believe that, do you?
Buna inanmamı beklemiyorsun, değil mi?
Mr. Rassendyll, do you seriously expect me to believe that you of all people want the king back?
Herkesin kralı geri getirmenizi istediğine cidden inanmamı mı bekliyorsunuz?
You don't expect me to believe that, do you?
Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde.
Do you seriously expect me to believe that?
Buna inanmamı mı bekliyorsun?
Do you really expect me to believe that?
Buna inanmamı mı bekliyorsun.
Do you really expect me to believe that?
Gerçekten ona inanmamı mı bekliyorsun?
Not only that, but you also seem to believe that I'll pay your taxes for you, and on top of that, you expect me to send you money.
Sadece bu da değil, ayrıca vergilerini de benim ödeyeceğimi sanıyorsun galiba bir de üstüne üstlük, sana para göndermemi bekliyorsun.
Do you really expect me to believe that that mask can achieve intellectual equality for the Troglytes?
Bir maskenin Troglitler için eşitlik sağlayacağına inanayım mı yani?
Expect me to believe that you can whiff her when there ain't no other dog in the whole joint that's caught her yet?
Etraftaki onca köpek onu yakalayamamışken senin onu bulduğuna nasıl inanayım?
- You can't expect me to believe that...
- Bunlara inanmamı...
You can't seriously expect me to believe that Count Dracula is some hideous monster?
Kont Dracula'nın iğrenç bir canavar olduğuna gerçekten inanmamı bekliyor musunuz?
And I suppose that you expect me to believe in sorcery as weIl?
Sanırım, benim de büyüye inanmamı bekliyorsunuz?
Do you really expect me to believe that?
Gerçekten buna inanmamı mı bekliyorsun?
You can't expect me to believe that the layout of my ready room can be of interest to future historians.
Benim çalışma odamın yerleşiminin, gelecekteki tarihçilerin ilgi kaynağı olduğuna inanmamı, bekleyemezsin.
You don't expect me to believe that you're not well
Seni inandırmasmı benden bekleme!
I suppose you expect me to believe you planned that.
Sanırım bunu planladığını düşünmemi bekliyorsun.
You should get your head examined if you expect me to believe a stupid story like that!
Gidip kafanı tedavi ettirmelisin beni böyle saçmalıklara inandıracağını mı sanıyorsun!
You really expect me to believe that?
Buna gerçekten inanmamı mı bekliyorsun?
You don't expect me to believe that for one minute, do ya?
Bir dakika için buna inanmamı ummuyorsun değğilmi? - Ha?