You found it Çeviri Türkçe
4,402 parallel translation
- You found it!
- Bulabildin.
Don't spill food on yourself, don't break any branches, don't step on any flowers, and just leave everything the way you found it.
Üstüne yemek dökme. Hiçbir dalı kırma. Hiçbir çiçeğe basma.
- You found it.
- Bulmuşsun.
You found it OK?
Beğendin mi?
You found it.
Buldun o zaman.
You and my sister should have told me the truth when you found it.
Gerçeği öğrendiğinizde kız kardeşimle sen söylemeliydiniz.
Ooh, and this is what was on when you found it?
Bulduğunda bu mu oynuyordu?
You found it?
- Buldun mu?
Two, you return Paris as you found it.
İki, Paris'i aldığınız gibi iade edeceksiniz.
it was just expensive swiss chocolate everywhere, and then finally, we found some mms after hours of searching, and mom bought you, like, 50 packs, bought out the store.
Her yerde pahalı İsviçre çikolatası vardı. Ve saatlerce aramanın sonunda MM'leri bulduk ve annem 50 paket falan aldı. Dükkanın tamamını aldı.
Were there others like it or was this the only one you found?
Bunun gibi baskalari da var miydi yoksa bu tek miydi?
What you found activates the ship, and if that ship takes off, it could kill everyone.
Sizin buldugunuz sey gemiyi aktive ediyor. VE eger o gemi aktif olur ve harekete gecerse, gezegendeki herkesi öldürür.
I don't know how it is you found me... but whatever it is you want...
Beni nasıl buldun bilmiyorum ama her ne istiyorsan...
Would it surprise you if you found out that this hot Tic Tac here worked for me?
Bu seksi şeyin benim için çalıştığını öğrenmek seni şaşırtır mıydı?
It seems any time a rape occurs on the reservation, you guys are nowhere to be found.
Görünüşe bakılırsa kasabamızda, ne zaman tecavüz olayı olsa sizi hiçbir yerde bulamıyoruz.
I found it in her car when I was waiting for you earlier.
Sabahtan seni beklerken arabasında buldum.
But when your friends the last time you were here, Paul tilting has been found in the garden, I've got it on my cap taken.
Son defa arkadaslarinla beraber takildiginda Paul arka bahçede küllük bulmustu ve ben üstlenmek zorunda kaldim. - inandi mi?
And you threw it away and- - and when I found it in your trash can, I-I got my heart broken.
Sense onu fırlatıp attın ve onu senin çöp kutunda bulduğumda cidden kalbim kırıIdı.
And I was watching it and I just found it so interesting how, you know, the natural progression of things, and how everything just seemed to link perfectly together.
Onu izlerken olayı çok enteresan buldum. Yani hayattaki her şey aslında birbiriyle o kadar bağlantılı gözüküyor ki.
It's just that all of you foreigners come here and think you found paradise.
Siz yabancılar, buraya gelip, cenneti bulduğunuzu düşünüyorsunuz.
When the investigating officers found out about it you killed them and blamed it on him.
Dava memurları bunu farkettiği zaman onları öldürdün ve suçu onun üstüne attın.
- If you remember, you actually missed most of it. They found his body.
Aslında, hatırlarsan çoğunu görmedin.
We found it. - You did?
- Bulduk.
I just found it, you know, over by the video store.
Sadece bunu buldum, yani, film dükkanında.
Well, if you've found the right one, the person that you click with, it's the best thing in the world.
- Doğru kişiyi, sana uygun kişiyi bulduysan, bu dünyadaki en güzel şey.
My wife found two pussies in my glove compartment. And I had to convince her, you know, it's a standard option on a Mercedes.
Karım torpidoda iki yapay vajina buldu bunların Mercedeslerde standart donanım olduğuna onu ikna etmem gerekti.
You probably haven't found much because it's still in the beta stage.
Fazla şey bulamamışsınızdır, çünkü hala geliştirme aşamasında.
She had a fling and... you know, thing is, she broke it off before I found out but I... should have let it go.
Bir sevgilisi varmış ve... Bilirsin, ben öğrenmeden önce benden ayrıldı. Ama ben oluruna bırakmalıydı.
# AH I need is you # it And I'm so glad I've found you $ 1 it And I'm so glad I've found you $ 1
# AHsana ihtiyacım var # ve seni bulduğuma çok memnunum ve seni bulduğuma çok memnunum
- When we found you, it was cold.
- Seni bulduğumuzda hava çok soğuktu.
What if it had been one of my deputies that found you?
Sizi bulan kişi yardımcılarımdan biri olsa ne olacaktı?
I think you and I need to discuss the letter that Billy found... and why exactly it is that she believes you're gonna betray your crew.
Sanırım Billy'nin bulduğu mektup hakkında konuşmamız gerekiyor. Kadın neden tayfana ihanet edeceğini düşündü?
We found this at the scene, what do you make of it?
Bunu olay yerinde bulduk. Sence bu nedir?
Steve, if you found out, suddenly, That your sister was still alive, It would be a pretty big deal for you, no?
Steve, eğer birden kız kardeşinin hayatta olduğunu öğrenirsen bu senin için büyük bir olaydır, haksız mıyım?
So this DNA you found... you sure it doesn't belong to this Pierce guy?
Yani bu bulduğunuz DNA Pierce denen adama ait olmadığına emin misiniz?
Once I found my occupation at the theater it was a simple thing to slip out at night and hunt for you.
Tiyatrodaki işi bulunca geceleri gizlice çıkıp peşine düşmek kolaylaşmıştı.
I'll certainly let you know as soon as I've found it.
Bulduğum gibi derhâl sizi haberdar edeceğim.
That sniffer you've found, is it still up and running?
Bulduğun dinleyici, hâlâ orada çalışıyor mu?
So whoever's listening doesn't know that you've found it.
Dinleyen her kimse bulduğunu bilmiyor.
Now that I have found out, this is what you're going to do about it.
Artık öğrendiğime göre, yapacağınız şey bu.
How is it you all found this boy together?
Nasıl oldu da bu çocuğu aynı anda hepiniz buldunuz?
I hope you found my surprise and liked it.
Umarım sürprizimi buldun ve sevdin.
But I did it to protect you from the pain... the same pain I felt when I found out about J.R.'s infidelities.
J.R.'ın sadakatsizliklerini öğrendiğimde hissettiğim aynı acıdan seni korumak için yaptım.
I don't need to remind you how important it is they be found.
Onları bulmamızın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmama gerek bile yok.
It's the electricity that comes from... knowing you've found your soul mate.
Bu elektrik ruh ikizini bulduğunu bilmenden kaynaklanıyor.
I believe it was the next day when we went back with the video camera and just kind of reenacted, you know, how I found her.
Sanırım oraya kamerayla ertesi gün dönmüştük ve onu tekrar bulmaya çalıştım.
You actually found it.
Onu gerçekten bulmuşsunuz.
It's like you found this food truck in a junkyard.
Sanki onu araba mezarlığında bulmuşsunuz gibi.
It is, and it matched to the blood that you found on the wall in his house, which means there's an insanely high probability that Ben Logan is your bleeder.
Aynen öyle ve evin duvarında bulduğunuz kanla eşleşiyor. Yani bir yerleri kanayan kişi çok büyük bir olasılıkla Ben Logan'dı.
You know, the crime lab found traces of cacao-bean extract on it.
Suç laboratuvarı, üzerinde kakao tohumuna rastladı.
Did it ever occur to you guys that we found that book awfully easy?
Defteri çok kolay bulmadık mı sizce de?
you found me 135
you found us 32
you found out 26
you found her 91
you found him 147
you found them 39
you found something 73
you found the body 27
found it 395
it's fine 7136
you found us 32
you found out 26
you found her 91
you found him 147
you found them 39
you found something 73
you found the body 27
found it 395
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387