You got to believe me Çeviri Türkçe
397 parallel translation
That's the truth you got to believe me.
Doğrusu bu, bana inanmalısınız.
Pop, you got to believe me, someone got to believe me.
Dün gece kötü bir şey oldu. Üst kattaki Kellersonları tanıyor musun? - Evet, gidip gelirken görüyorum.
Oh Tommy! Mum, you got to listen to me, you got to believe me!
Hem tüm gece boyunca orada kalmam gerekebilir ve orada senin için bir yer yok.
You got to believe me.
Bana inanmalısınız.
You got to believe me.
Bana inanmalısın.
You got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
You got to believe me!
Bana inanmalısın!
You got to believe me.
Banan inanmak zorundasın.
For god's sake, you got to believe me.
Tanrı aşkına. Bana güvenmek zorundasın.
You've got to believe me.
Bana inanmalısın.
- I think it's got a hunk of slug in it. It was the biggest pot of the game, but believe you me, I never even stopped to collect it. Yes, sir.
- Galiba içinde bir metal parçası var.
Mommy told me if things don't turn out the way you want them to you still got to believe.
Annem eğer istediklerin ilk seferinde gerçekleşmezse... yine de inancını kaybetmemelisin demişti.
You've got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
You've got to believe me.
Bana inanmalısınız.
You've got to tell me you believe.
Bana inandığını söylemelisin.
- You've got to believe me.
- Bana inan.
You gotta believe me, you got to.
Bana inanmalisin.
You've got to believe me.
Bana inanmanız gerek.
You've got to believe me!
Bana inanmalısınız!
You've got to believe me.
Bana inanmak zorundasınız.
- You've got to believe me.
- Bana inanmalısınız.
But you've got to believe me.
Fakat bana inanmanız gerek.
You've got to believe me, doctor. I am not.
Bana inanmalısınız doktor, çalışmıyorum.
YOU'VE GOT TO BELIEVE ME.
Bak... İşte kimliğim, bütün kartlarım.
I'M MARTI N. YOU'VE GOT TO BELIEVE ME!
Sana kim olduğumu söylesinler.
Tony, you've got to believe me.
Tony, bana inanmalısın.
I suppose you've got to see the kid before you believe me.
Sanırım, inanmak için bebeği görmen gerekiyor.
You've got to believe me.
Sen, bana inanmalısın. Acil bir durum var burada.
You've got to believe me!
Bana inanmak zorundasın!
Ben, you've got to believe me and trust me.
Ben... Bana inanmalı ve güvenmelisin.
You've got to believe me!
Lütfen, bana inanmalısın!
No, you've got to believe me.
Hayır, bana inanmak zorundasın.
Good God. Corie, you've got to believe me.
Corie, bana inanmalısın!
- You've got to believe me.
- Bana inanmak zorundasın.
You've got to believe me. Please.
Bana inanman lazım, lütfen.
Roberta, you've got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
Uncle, please, you've got to believe me.
Amca, lütfen. Bana inanmalısın.
Shirley, you've got to believe me.
Shirley, bana inan!
Now, you've got to believe me.
Bana inanmak zorundasın.
I mean... I believe you could kill me right now, and if that's what you want to do... then go ahead... but you've got enough heat on you already, and we can help you.
Yani eminim beni şu an öldürebilirsin ve eğer yapmak istediğin buysa o zaman durma ama zaten başın yeterince belada ve biz sana yardım edebiliriz.
Goddamn it, you don't have to believe me! I've got it all on tape!
Tanrı aşkına, bana inanmanıza gerek yok, zaten hepsini kasede kaydettim.
- You've got to believe me.
-... içinde yeniden başlayacak. - Bana inanmak zorundasınız!
I've got to know that you believe me, Peter.
Bana inanıyor musun bilmem gerek peter.
- You've got to believe me!
- Bana inanmalısınız!
And you've got to believe me, he's become a very dangerous man.
Ve inan bana o, çok tehlikeli bir adam oldu.
You've got to believe me.
Bana inanmalısın, Paulot, inanman lazım.
Believe me, you got every right to be.
İnan bana, tamamen haklısın.
I know you got no reason to believe me, but you have to trust me, OK?
Bana inanmak için sebebin olmadığını biliyorum ama bana güvenmelisin, tamam mı?
You've got to believe me!
Bana inanmalısın!
- You've got to believe me.
- İnanın bana. Doğruyu söylüyorum.
I'm beginning to believe that you got a wife... - and you're hiding her from me. - I wish I had the wife.
Bir karın olduğuna ve benden... sakladığına inanmaya başladım.