You got to listen to me Çeviri Türkçe
341 parallel translation
Oh Tommy! Mum, you got to listen to me, you got to believe me!
Hem tüm gece boyunca orada kalmam gerekebilir ve orada senin için bir yer yok.
You got to listen to me.
Sözümü dinlemelisin.
Striker, you got to listen to me.
Striker, beni dinlemelisin.
YOU GOT TO LISTEN TO ME.
Beni dinlemek zorundasın.
You got to listen to me!
Beni dinlemelisiniz!
Now, you got to listen to me, Broken Arrow.
Beni dinlemelisin, Kırık Ok.
You got to listen to me.
Beni dinlemelisin.
Listen, you got to do me a favor.
Dinle, bana bir iyilik yap. Nerede, ne yaparsak yapalım beni
- Now you've got to listen to me...
— Şimdi beni dinleyeceksin...
You've got to listen to me.
Beni bir dinle!
Now, you've got to listen to me.
Şimdi beni dinle.
Look, Charlie, you've got to listen to me.
Charlie beni dinlemek zorundasın.
You've got to listen to me.
Beni dinlemelisin.
LISTEN, YOU GOT TO LET ME HAVE SOME MONEY.
Dinle, bana da biraz para vermek zorundasın.
- You've got to listen to me.
- Beni dinlemelisin.
You've got to listen to me.
Dinlemelisin.
You've got to listen to me.
Beni dinlemelisiniz.
You listen to me, I've got a little job for you to do.
Sen beni dinleyeceksin, yapacağın küçük bir iş var.
Now you've got that off your chest, I'd like you to listen to me for a second and shut up, will ya?
Peki hala içini döktüğüne göre, şimdi ya beni dinle ya da çeneni kapa, dinleyecek misin?
You've got to listen to me.
Beni dinlemek zorundasın.
- Mitch, you've got to listen to me, please.
- Mitch, beni dinlemek zorundasın, lütfen.
Now listen, you've got to find me that note.
Beni iyi dinle, o mektubu benim için bulmak zorundasın.
Listen, you've got to talk to me,
Dinle, benimle konuşmak zorundasın.
Listen, you've got to talk to me.
Dinle, benimle konuşmak zorundasın.
Jocelyn, you've got to listen to me.
Jocelyn, beni dinlemelisin.
Look, you've got to listen to me!
Bak, beni dinlemelisin!
You've got to listen to me!
Beni dinlemelisin.
Guy, you've got to listen to me.
Guy, beni dinlemelisin. Ne?
- Tarzan let me use the car tonight. - Listen, I've got to talk to you.
- Tarzan bu gece arabasını kullanmama izin verdi.
Dr. Cristo, you've got to listen to me.
Dr. Cristo, beni dinlemek zorundasınız.
You've got to listen to me.
Bu işte beni dinleyeceksin.
You've got to listen to me!
Beni dinlemek zorundasın.
- Listen, you got to help me.
- Dinle. Bana yardım etmelisin. - Yapabileceğim birşey y...
Hey, guys, you've got to listen to me, guys, or you'll end up back in the box!
Beni dinleyin beyler yoksa yine kutuyu boylayacaksınız.
Cora, you've got to listen to me.
Cora, beni dinlemelisin.
Just listen to me You've got a chance, take it.
Yalnız beni dinle, bir şansın var, al.
- Now, you've got to listen to me.
- Beni dinlemelisin.
Listen to me, smart-arse, when you're king of France you've got better things to do than go around all day remembering your bloody number.
Dinle beni ukala dümbeleği, insan Fransa Kralı olunca numarasını anımsamaktan daha önemli işleri oluyor.
Miss Ballard, now, listen now, you have got to put me on your show.
Bayan Ballard, dinleyin, beni şovunuza çıkarmalısınız.
Listen, You've got to let me out of here, I didn't do nothing!
Beni bırakın, ben bir şey yapmadım!
Listen, you've got to come quick and get me.
Buraya gelmelisin.
I've got to listen to people out here then listen to what you tell me?
I've got to listen to people out Buraya then listen to what you tell me?
Now, listen to me Albert,'cause you ain't got much time.
Şimdi, beni dinle Albert, çünkü fazla vaktin yok.
Listen, I know this is exactly what you want to hear now but we've got 26 pages, and I was wondering if you could come over and run some lines with me tonight.
Dinle, su an tam da duymak isteyecegin birsey ama 26 sayfamiz var. Acaba bazi replikleri beraber çalismak için bana gelir misin diyecektim.
Listen, you got to help me.
- Bakın, bana yardım etmelisiniz.
Lar, it's me. Listen, see if you've got anything on Stanwyk from the time he used to live in Utah.
Stanwyk'nin Utah'ta yaşadığı dönemle ilgili herhangi bir şey varsa bul.
Mr Lestrade, you've got to listen to me!
Bay Lestrade, beni dinlemelisiniz!
You listen to me, you son of a bitch, there's a kid out there using his car to kill people, not that it's such a big deal since it seems to be your gang he's got it in for.
Beni dinle, seni ( küfür )... dışarda ki velet arabasıyla insan gebertiyor... görünüşe göre çetenize kin beslemiş... biri varken böyle bir anlaşma olamaz.
You listen to me. You've got to stop it now.
Şimdi beni dinle, hemen bunu kesmek zorundasın.
You listen to me, you nut ball. I got big news for you.
Beni dinle seni kaçık.
I feel like John fucking Wayne! Whoo! Now, you got to listen to me.
Kendimi John Wayne gibi hissediyorum.