You have to stop her Çeviri Türkçe
200 parallel translation
You have to stop her.
Onu durdurmalısın.
- You have to stop her.
- Buna bir son vermelisin.
You have to stop her.
Rachel'ı durdurman gerek.
Okay, well you have to stop her.
Tamam, onu durdurmalısınız.
Tonight you have to stop her murder.
Bu gece, cinayetini durdurmalısın.
- You have to stop her.
- Onu durdurmalısın.
Will you promise to stop the traders? You have this promise, that any man who interferes with a military permit will make the acquaintance of the hangman.
Söz verdim, her kim askeri izinle yolsuzluk yaparsa cellatın ipi ile cezalandırılacaktır.
You should have gone after her, shouted for her to stop.
Peşinden gidip, durması için bağırman gerekirdi.
If she tries to escape you have my permission to do anything to stop her.
Kaçmaya çalışırsa durdurmak için her şeyi yapabilirsiniz.
I'll make you so funny, your only problem will be to get her to stop laughing long enough to have babies.
Tek derdiniz, bebek yapabilmek için kızı gülmekten alıkoyabilmek olacak. Hayır.
Did you really tell her to stop trying to have a baby?
Gerçekten bebek yapma denemesine son vermesini mi söyledin?
You'll have to go round and stop her.
Dönüp O'nu durdurmak zorundasın.
We often have to stay alone at night, and you just won't stop saying'so what'.
Her gece yanlız kalıyoruz, sen hala daha'ne olmuş'diyorsun.
Coach? Stop her. Lock her in the car if you have to, but stop her.
Koç kızını durdur, gerekirse arabaya kilitle ama kızını durdur.
I can do anything I want to you but if you cry out I have to stop straightaway.
Emirlerime uymalısın. İstediğim her şeyi yapacaksın. Bağırırsan dururum.
If you're gonna get mad at me every time I do something stupid... then I guess I'll just have to stop doing stupid things.
Aptalca birşeyler yaptığım her seferde bana kızacaksan sanırım aptalca şeyler yapmayı bıraksam iyi olur.
You'll have to stop seeing her for a while.
Onu bir süre görmemen gerekir.
Do you have to kill someone every fuckin time we stop the car? !
Arabayı her durduğumuzda, birisini öldürmek zorunda mısın?
You know, your man has the head of a fly and he's chasing his wife all over the place, she's trying to hide the jam so as he won't get stuck in it... – I have to stop you there.
Biliyorsun, senin adamda sinek kafası var... her yerde karısının peşine düşüyor, kadın da... kocası reçel kavanozuna düşmesin diye reçeli saklamaya çalışıyor... - Orada dur bakalım.
Of course every now and then you would have to stop to clean off the wall.
Tabii her seferinde durup duvarı temizlemek gerek.
If it fails and you're unable to reason with her... you have my authorization to stop her... with any force necessary.
Eğer başarısız olursan onu durdurmak için güç kullanaman gerekebilir.
- Wretch, and the whole next week, we have to put up with your... - suicide attempts because your date didn't like you! - Verena, stop.
Her şey mahvoldu, artık teknik üniversiteye giremem!
You gotta stop listening to that guy, man. He sees all the angles, but he doesn't have the balls to play one.
Her şeyi görüyor ama adam gibi oynamaya cesareti yok.
I'll want to call her. You'll have to stop me.
Siz de beni durduracaksınız.
You have to stop her.
Onu durdurmalısın!
Molly, I cannot have you speaking so to Lady Harriet, and do stop putting yourself into her conversation!
Molly, Leydi Harriet'le bu şekilde konuşmana izin veremem ve onun konuşmalarına bu şekilde karışmayı da bırak!
You have got to stop calling her.
Onu aramaktan vazgeçmelisin.
- You don't have to stop, you know looking out for her.
- Sen durmuyorsun, biliyorsun dikkat et onun için.
Well, you just have to stop doing whatever it is you're doing.
Her ne yapıyorsan vazgeçmen gerek.
But you have to stop looking for her.
Ama onu aramayı kesmeniz lazım.
You have to stop exploding... I have to do everything myself.
Benden faydalanmayı kesmen lazım.... Her şeyi benim yapmam lazım.
Bucum, I don't know what you're lookin'for here... so you're gonna have to hit the lottery... with Pam over there... or stop buying $ 600 fuckin'fish... that are gonna die in a week anyway... and maybe you can put that Bentley on layaway, huh?
Bucum, burada ne aradığını bilmiyorum o yüzden oradaki Pam ile lotoyu tutturmak zorundasınız ya da her halükarda bir hafta içinde ölecek olan 600 dolarlık kahrolası balıkları almayı bırakırsın ve belki o Bentley'i piyasaya çıkarabilirsin? !
I mean, here you have her driving a bus and the state police trooper wants to stop over, we've got a whole bus full of people, because he sees hijabs.
Bir otobüs sürdüğünü düşün. Ve trafik polisleri sizi durdurmak istedi. Bir otobüs dolusu insanız ve onlar arasında tesettürü görüyorlar.
Stop complaining. There're two Chunin exams each year. You'll have plenty of chances to see it.
Şikayet etmeyi bırakın, bu sınav her yılda iki kere oluyor zaten.
Daddy, I don't care who she's... No, I will not tell her! You have to stop putting me in...
Şu kaçırılma şeyiyle ilgili sadece şaka yapıyordum.
I'm making a superhuman effort to not ask you anything,.. .. but you have to stop, if you don't want it all to end.
Sana hiçbir şey sormamak için insanüstü bir efor sarfediyorum ancak her şeyin bitmesini istemiyorsan, buna bir son vermelisin.
"I am Death and I have come to take you with your husband", stop whatever you're doing and let him do what he has to do.
"Ben ölümüm ve... "... kocanla seni almaya geldim " Sonra her şeyi bırakıyorsun ve kendini tamamen ona teslim ediyorsun.
Why are you so when we stop talking to her she doesn't want she doesn't want any record, any record at all as if they were can you believe these kids, that they have to persecute me?
- Onunla konuşmuyoruz ya bu yüzden istemiyor. Hiçbir şey istemiyor. Hiçbir kaydı olmasın istiyor.
You have got to stop assuming that I take pens with me everywhere I go.
Gittiğim her yere kalem götürdüğümü düşünmeyi kes artık.
Man, I can't stop thinking about Brooke. I mean, both you and me know that every girl in here wants me... except for the couple of weirdo's that seem to want you... but I don't care about any on them. Look Kelso, are you sure you don't just have a crush on Brooke because she's a librarian, and you've seen some librarian layout in Playboy?
adamım, Brook u düşünmeden duramıyorum yani, ikimizde biliyoruz ki buradaki her kız beni ister... seni isteyen birkaç ucube dışında... ama onlardan hiçbirini umursamıyorum bak Kelso, kütüphanede çalıştığı için Brooktan hoşlanıyor olabilir misin, ve sen playboyun kapağında bazı kütüphaneciler gördüğün için?
All we have to do is go to the party, keep an eye on Mark... and if the ex shows up, you and I will be there to stop her.
Tüm yapmamız gereken ; partiye gidip, Mark'ı izlemek eski sevgilisi ortaya çıkarsa da, onu durdurmak.
- "I don't know." If you can't stop this worm, then I have to tell Jack to reroute that plane... - to wherever Nina wants.
Chloe, eğer bu solucanı durduramazsan, o zaman Jack'e uçağı yeri döndürmesini ve Nina her ne isterse yapmasını söyleyeceğim.
If you stop blaming her I'll have to do the same.
Onu suçlamayı kesersen ben de aynı şeyi yapmak zorunda Kalacağım.
Whatever you have done to anger her, you'd be wise to stop now.
Onu kızdıracak her ne yaptıysan buna son versen iyi olur.
Out there you have to play by the rules, you can't stop when you want, even if you're a good guy.
Dışarıda, oyunu kuralına göre oynamak gerekir. İnsan iyi biri olsa bile, öyle her istediğinde duramaz.
Each and everyone of you would have killed Cora Gallaccio to stop her revealing your murder of Richard Abernethie.
İçinizden herhangi biri, Richard Abernethie'yi öldürdüğünüzü söylememesi için Cora Gallaccio'yu öldürebilirdiniz.
You have an opposing counsel who will stop at nothing to impress an old boyfriend.
Karşında eski sevgilisini etkilemek için her şeyi yapacak bir avukat var.
I would have thought, out of deference to me, out of some sort of consideration for the fact that we're all going to have to look at this for the next 50 years, that maybe, maybe you could stop indulging her eccentricities and take a stand!
Bazı gerçekleri göz önüne alarak düşündüm. Hepimizin 50 yıl boyunca bu resme bakacağı gibi. Belki belki de sen onun eksantriklerini hoş görebilirsin.
- I was just bringing her down to you. - I cannot stop myself saying so that I have seen many people.
Sadece sana eğiliyorum Söylerken kendimi durduramam..
Dude, you have got to stop thinking about her as the person you were meant to be with.
Dostum, onu illa da birlikte olman gereken kişiymiş gibi düşünmeyi bırakmalısın.
We'll have to stop every 20 feet for you to take a leak.
İşemen için her 5 metrede bir durmamız gerekiyor.