You haven't got a clue Çeviri Türkçe
65 parallel translation
Well to tell you the truth sir, I haven't got a clue sir,
Doğruyu söylemek gerekirse hiçbir fikrim yok, efendim.
Finally she says, "OK, but I hope you fuck well, because you haven't got a clue about business."
Sonunda "Tamam," diyor. "Ama umarım sevişmeyi becerirsin, çünkü ticareti hiç beceremiyorsun."
This time you've got me. I haven't a clue.
- Ben kılıcımla konuşurum.
They haven't got a clue. They're hoping you know.
Ama ya bu tarayamayacağımız bir şeyse, onu enjektörlere geçirmiş olabilirsin.
What are you doing? I haven't got a clue.
Ne napıyorsun?
You haven't got a clue, have you really, love? Er, yeah.
Bu işten hiç anlamıyorsun.
And you haven't got a clue
Hiç umut vermez bir sürüsünüz
You haven't got a clue what's wrong with that girl.
Kızımın ne sorunu olduğuyla ilgili en ufak bir fikrin bile yok.
- You haven't got a clue.
Hiçbir fiıkrin yok.
Torkild, you haven ´ t got a clue.
Torkild, en ufak bir bilgin yok.
You haven't got a clue.
Hiçbir fikrin yok.
And you haven't got a clue.
Seninse hiçbir şeyden haberin yok.
You haven't got a clue.
Kafan hiç çalışmıyor mu be?
You haven't got a clue... what's required to lead the kind of life I lead, to maintain a balance between two lives and protect my daughter in the process.
Benim yaşadığım hayatı yaşamak için neler gerektiğini bilmiyorsun. İki yaşam arasındaki dengeyi kurmaya ve bu arada da kızımı korumaya çalışıyorum.
- You haven't got a clue, do you?
- Bu sana hiç ipucu vermiyor mu?
- Haven't got a clue, have you?
- Hiçbir fikrin yok, değil mi?
You haven't got a clue, do you?
Hiçbir fikrin yok.
Paul, I swear to you, I haven't got a fucking clue where he is.
- Paul, yemin ediyorum, nerede olduğuna dair en ufak bir fikrim yok.
Listen, friend, I haven't got a clue what you're talkin'about. By the way, I'm the one who normally does the fuckin'mood here!
Dostum neden bahsettiğini hiç anlamıyorum ve normalde burada baskın olan kişi ben olurum.
You haven't got a clue.
Hiçbir şeyden haberin yok.
Haven't got a clue what to do next, have you?
İlerde ne yapacağımıza dair aklınızda bir ipucu var mı?
Listen mick, you might be good at all the laady-daady, complicated, haven't got a clue, what's going on till the very end stuff, but when it comes to out there, down on the streets.
Dinle, Mick. Uzun muzun, karışık marışık bitene kadar ne halt döndüğünü anlamadığım işlerde iyi olabilirsin.
You haven't got a clue about what happened.
Neler olduğundan haberin bile yok.
God, you haven't got a clue, have you?
Tanrım, senin hiç bir fikrin yok değil mi?
You girls... you big Marys with your guns, you haven't got a clue.
Siz kızlar... silahları olan siz koca Mary'ler, bir kanıt bile bulamadınız.
You haven't got a clue what a woman is.
Kadından ne anlarsın ki sen.
You know, if I'm so good, how is it that I haven't got a single clue about what we're going to do tomorrow?
Eğer bu kadar iyiysem nasıl olur da yarın ne yapacağımıza dair en ufak bir fikrim olamaz?
I haven't got a bloody clue what you're on about, sir.
Neden bahsettiğiniz hakkında hiç bir fikrim yok, efendim.
You haven't got a clue.
Senden bir şey olmaz.
You've seen them fight, they... they haven't got a clue.
Onları dövüşürken gördün. Ne yaptıklarının farkında değiller.
You haven't got a clue about lots of stuff.
Birçok konuda feci hatalar yapmışlığın var.
You haven't got a clue, have you?
İpucun yok, değil mi?
Haven't got a clue where you're gonna get the blood you need.
İhtiyacınız olan kanı nereden bulacağınız hakkında bir fikriniz var mı?
And I'm thinking, "I haven't got a clue who you are or if that story is even remotely true."
Ve ben de "Senin kim olduğun ya da bu hikayenin ne kadar doğru olduğu konusunda hiçbir bilgim yok." diye düşünüyorum.
You haven't got a clue, have you?
- Hiçbir fikrin yok, değil mi?
Probably. And then you're all going to tell me how to do it with Tommo because basically, I haven't got a clue.
Muhtemelen.Ve sonra siz bana tommo ile nasıl yapacağımı anlatacaksınız.
Rani, you haven't got a clue what we're dealing with!
Rani neyle karşı karşıya olduğumuz konusunda en ufak bir ipucun yok!
You haven't got a clue.
Hiçbir şey bilmiyorsun.
Shut up, you haven't got a fucking clue.
Kapa çeneni, ne olduğu hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
I haven't got a clue what you're on about.
Ne yapmaya çalıştığına dair en ufak bir fikrim yok.
How are you going to evade the angry bikers? Oh, I haven't got a clue.
Kızgın motorculardan nasıl kurtulacaksın?
You know, I mean, the adrenaline, I was shaking for about 15 minutes after, you know, that happened, but it makes me realize I haven't got a clue, really.
Bilirsiniz, adrenalin. Yaşadıklarımdan 15 dakika sonra bile hala titriyordum, ama bu bana yaşadıklarımla ilgili en ufak bir fikrim olmadığını hatırlattı.
You join up, but you haven't got a clue.
Orduya katıldığında hiçbir fikrin olmuyor.
You haven't got a clue where I come from, how hard a climb I had!
Buraya nasıl kazıyarak geldiğim hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
You haven't got a clue!
Hiç bir fikrin yok senin!
Well, I'm a police officer and I think I'm a good one, and I haven't got a clue what you were trying to say.
Ben de polis memuruyum ve iyi olduğumu düşünüyorum ve ne demek istediğini anlayamadım.
You haven't got a clue, have you?
Bir ipucunuz var mı, yok mu?
You haven't got a clue.
Bir fikriniz dahi yok.
I haven't got a bloody clue what you're talking about.
Şu dediğinden hiç bir şey anlamadım.
I haven't got a clue who you are.
Kim olduğunuza dair hiç bir fikrim yok.
You haven't got a clue.
Hiçbirşey bilmiyorsun.