You heard what she said Çeviri Türkçe
108 parallel translation
You heard what she said.
Onun ne söylediğini duydun.
You heard what she said.
Ne dediğini duydunuz.
You heard what she said.
Söylediğini duydunuz.
You heard what she said.
Onun ne dediğini duydun.
You heard what she said, didn't you?
Ne dediğini duydunuz.
- You heard what she said.
- You heard what she said.
- You heard what she said.
- Ne dediğini duydun.
You heard what she said.
Dediğini duydun.
– You heard what she said.
- Ne söylediğini duydun.
You heard what she said. "Bright, witty, attractive, the perfect girl."
Neler dediğini de duydun. "Zeki. esprili, çekici, mükemmel kız." Kendinden bahsediyordu.
You heard what she said about you. Go get your stuff and let`s all three split.
senin hakkında söylediklerini duydun git içerden eşyalarını al ve üçümüz çekip gidelim
You heard what she said, about your mom too. Get your clothes.
Annen hakkında dediklerini de duydun git kıyafetlerini al.
- Look, you heard what she said.
- Dediğini duydun.
- Hey, you heard what she said.
Onu yapın. - Hey, ne söylediğini duydun.
- You heard what she said.
- Ne dediğini duydunuz.
You heard Madame. You heard what she said.
Sahibenin ne dediğini duydun.
You heard what she said.
Ne dediğini duydun.
You heard what she said.
- Ne dediğini duydun.
You heard what she said!
Ne dediğini duydun karının!
You heard what she said.
Söylediklerini sen de duydun.
You heard what she said.
Kadını duydun.
You heard what she said.
Ne dediğini sende duydun.
She had to check me. You heard what she said...
Beni kontrol etmesi gerekiyordu.
You heard what she said : "One down."
Ne dediğini duydun. Biri gitti, dedi.
- Get out! You heard what she said.
Ne söylediğini duydun.
You heard what she said?
Ona ne dediğini duydunuz mu?
If you are planning to try and nail Dawn for a third time while she's back, you heard what she said - she's going back the day after the party, so you've not got long if you wanna try...
Dawn döndüğünde onu üçüncü kez tavlamaya çalışırsan ki onun ne dediğini duydun, partinin ertesi günü dönecek o yüzden şansını denemek istiyorsan fazla zamanın yok...
You heard what she said, right?
Hikayeyi duydunuz, değil mi?
You heard what she said.
Onu duydunuz.
You heard what she said, she hates me.
Ne dediğini duydun, benden nefret ediyor.
- You heard what she said.
- Katie'yi duydun.
You heard what she said up there.
Yukarıda ne dediğini duymadınız mı?
Bree, you heard what she said.I can't let this poor kid go back to china and become someone's slave.
Bree, ne dediğini duydun. Bu zavallı çocuğun Çin'e gidip birinin kölesi olmasına izin veremem.
You heard what she said. If we don't get in there in four minutes, her friend dies.
Dört dakikaya içeri girmezsek arkadaşı ölecek.
- You heard what she said.
- Kızın ne dediğini duydun.
You heard what she said, now back up.
Uzatma kızın ne dediğini duydun.
You heard what she said, if I told you I'd never become a hairdresser.
Annenin söylediklerini duydun, eğer söyleseydim kuaför olamazdım.
You heard what she said.
Onun dediğini duydun.
You said she heard a kitten meow... and went to see what it was and accidentally missed her footing... and fell five flights to the courtyard below.
Yavru bir kedi sesi duyduğunu bakmaya giderken kazayla boşluğa basıp beş basamaklı merdivenden avluya düştüğünü söylemiştin.
When we heard from you that Gishiro was dead she didn't want to believe it, no matter what I said.
Gishiro'nun öldüğünü duyduğumuz zaman,.. ... Yuki, bana inanmak istemedi.
You heard what she said!
Ne dediğini duymadın mı?
Look, you heard what Buffy said. - She's a student.
Buffy'nin dediğini duydun.
You heard what she said.
Kızı duydun.
I think she- - I think you heard what I said.
Sanırım duydun. Bence beni dinliyordun.
- You've heard what she said...
- Ne dediğini duydun.
You should have heard what she said about you.
Senin hakkında söylediklerini duymalıydın.
Well, she said she heard some of the girls say that you were... what do you call it?
Bazı kızların seni... ne diyorsunuz?
Veronica, if you'd heard what she said...
Veronica, onun ne söylediğini duysaydın...
Tom, if you had been there and heard what she said... it doesn't matter.
Tom, orada olup dediklerini duysaydın... Önemi yok.
You know, the neighbor said that she saw a muzzle flash when she heard the gunshot, but what if it was a camera flash?
Komşu, silah sesini duyduğunda bir de alev parlaması gördüğünü söylemişti, peki ya bu bir flaş parlamasıysa?
She heard what you said to the principal, And she is blaming you For her not being allowed to go back to school.
Müdireye söylediklerini duymuş, okula gidememesinden dolayı seni suçluyor.