You just don't get it Çeviri Türkçe
922 parallel translation
You just don't get it!
Seni aptal!
It's just... I don't know that you can get over it.
Sadece... bunu sen yapabilir misin bilmiyorum.
If you want anything, just ask for it, and let me know if you don't get it.
Arzu ettiğiniz bir şey olursa, isteyin yeter. Alamazsanız haberim olsun.
Gerald, I don't know just how I'll work it... but somehow I'll get word to you and let you know what's up.
Gerald, nasıl olur bilmem ama nasılsa söz verdim, neler olduğunu bileceksin.
Well, you see, he just happens to need $ 99,000. And, after all, I don't see any reason why he shouldn't get it... if I'm throwing it out the windows.
Kendisinin 99 bin dolara ihtiyacı var ve bunu saçabilecek bir durumdayken ona vermemek için bir neden göremiyorum.
Now, Mr. Crackenbox, get it just a little bit higher, if you don't mind.
Sakıncası yoksa az daha kaldırın Bay Crackenbox.
You can get it wet and it don't do it any harm. You set fire to it, and it just burns.
Onları ıslatsanız zararı olmaz, ateşlerseniz yanmaz.
If anything happens to Frye after we get out into space... I don't suppose it makes any difference, crashing from 1,500 miles up, or dying on earth. Either way, you're just plain dead.
Uzaya çıktığımızda Frye'a bir şey olursa... 2400 kilometreden Dünya'ya çakılıp ölmekle Dünya'da olup Bellus'un Dünya'ya çarpmasıyla ölmek arasında bir fark göremiyorum.
I don't suppose you could spare someone for a while, Just till we get the hang of it?
Biz işi kavrayana dek, bir süreliğine birini bize verebilir misiniz?
We don't often get a chance to cooperate with you people... but if there's anything we can do, just name it.
Sizlerle işbirliği yapma şansımız pek olmuyor... Ama yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin yeter.
- Why don't you just shoot him in the back and get it over with?
Git onu arkadan vur ve bu iş bitsin.
I don't care how you get it there but just get it there.
Nasıl ulaşırsınız umurumda değil, ama mutlaka orada olun.
[sighs] You just don't get it.
Hâlâ anlamıyorsunuz.
Well, I don't mean to get personal, it's just that I like you.
İşine karışmak istemedim. Sadece senden hoşlandığım için söyledim.
Mayor, why don't you go back to your office, take it easy and just see that precious hide of yours don't get pierced by any foreign objects.
Başkan, neden ofisine dönüp sakinleşmiyor ve yabancı bir cismin postunu delip geçmemesi için çabalamıyorsun.
You're the only woman I could ever love. You just don't get it!
Sevebileceğim tek kadın sensin ama sen bunu anlamadın.
You don't have to think about it, just get married.
Düşünmenize gerek yok. Kabul edin.
Why don't you just get on with it and marry the girl?
Üzgünüm, efendim.
Sis, you just don't get it, do you?
Abla, anlamıyorsun değil mi?
Look, if you're trying to up the ante, why don't you just say so and get it over with?
Bak, eğer fazla para kopartmaya çalışıyorsan neden az konuşup işi halletmiyorsun?
- You just don't get it.
- Bir türlü anlamıyorsun.
I know it's difficult for you to understand, love, but people just don't get married at your age.
Anlaman çok zor aşkım biliyorum ama insanlar sizin yaşınızda evlenmezler.
Just that when you first came to visit me in prison... that you said... if they don't wanna spring you... and if you knew where the stone was... you could get it... and sell it.
Yalnızca beni ilk ziyaret ettiğinde... bana eğer... eğer beni kurtarmayacaklarsa... ve taşın yerini biliyorsam... onu alıp... satabileceğini söylemiştin.
Why don't you just turn me in and get it over with?
Neden beni teslim edip yoluna gitmiyorsun?
But don't you think it's possible that someone might have been able to get hold of it, the watch, I mean, and reset it just to make you think that the Commodore was murdered at 12 : 42.
Fakat birinin onu, yani saati ele geçirmiş olabileceği, demek istiyorum ki, onu Kaptanın saat 12 : 42'de öldüğünü düşündürecek şekilde ayarlayabileceği hiç aklınıza gelmiyor mu?
Don't worry, Braddock, you'll get over it just like I did.
Merak etme, Braddock. Sen de alışırsın, tıpkı benim gibi.
Gee, I don't know about you, but I just get a great big lump in my throat every time I hear it.
Sizi bilmem ama her duyuşumda benim boğazımda bir şeyler düğümlenir.
I mean, don't you find - Isn't it pleasant just to get up in the morning... and there's Chiquita, there are the children... and The Times is delivered, you can read it.
Sabahları uyandığında, bir yanında Chiquita'nın diğer yanında çocuklarının olması, gelen Times gazetesini okuyabilmek hoş değil mi?
Look, if you don't like it, just get out!
Bak, eğer burada olmak istemiyorsan çıkar gidersin!
In just a little bit, you're gonna get it, if you don't tell me who you are.
Kısa bir süre sonra, kim olduğunu söylemezin sen alacaksın onu.
But I had some fun. It just was strange, like the people you meet... that remember shit you did when you used to get fucked up... and you don't wanna remember.
Kafayı bulmuş hâldeyken yediğiniz haltları insanların hatırlaması çok tuhaf.
You know, this thing with Lucy, I just don't get it.
Biliyorsun, bu şeyi sadece Lucy ile almam.
Jesus, you just don't get it, do you?
Tanrım, anlamıyorsun, değil mi?
Isabel you just don't get it.
Isabel hiç anlamıyorsun.
there's no need to fight we must just get out of here wait, there's something you don't know ah... the Magnabeam it is fully charged
Savaşmamız gerekmiyor. Buradan çıkmalıyız. Dur, bilmediğin bir şey var.
You just don't get it do you?
Anlamıyorsunuz, değil mi?
You just don't fucking get it.
Kahrolası anlayamıyorsun.
Why don't you just nail her and get it over with?
Neden onunla yatıp, bu işi bitirmiyorzun?
Why don't you and the young lady just get away from the van... and let us handle it?
Neden sen ve o genç bayan o kamyonetten uzaklaşmıyorsunuz... ve gerisini bize bırakmıyorsunuz?
It's just I don't want you to get into trouble.
Seni sıkıntıya sokmak istemiyorum.
It's just that I don't get to talk to you too much anymore.
Sadece, seninle bu aralar pek konuşamıyorum.
You just... You don't get it.
Sen anlamadın.
Why don't you just get a knife and stick it in here?
Neden sırtına bir bıçak saplamıyorsun?
Isn't it just possible that you don't get to be a Starfleet captain without knowing whether it's safe to beam down or not?
Acaba ışınlanmanın güvenli olup olmadığını bilmeden... bir Yıldız Filosu kaptanı olmak mümkün müdür acaba?
Well, you know, honey, I don't know much about these things, but it seems to me that when they take a buzz saw to your credit card in public, it's just their way of saying, "Get lost, deadbeat."
Canım, bildiğin gibi bu işlerden ben pek anlamam ama bence bankalar toplum içinde kredi kartı isteğine bakarlarsa, "kaybol bedavacı" derler.
I just don't get it. You don't get it, wimp?
Anlamıyor musun, ezik?
If you don't want to get married, why don't you just come and say it instead of trying to hallucinate yourself into a section eight.
Eğer evlenmek istemiyorsan neden sanrılar görmek yerine gelip söylemiyorsun?
Why don't you just attack Mom once and for all and get it over with?
Niçin birden anneme saldırıp bu işi bitir miyorsun?
Hey, look, don't you get it? I just don't wanna go out with you no more.
Artık seninle olmak istemiyorum.
You know, this whole jogging thing, I just don't get it.
Şu koşma olayını, hiç anlamıyorum.
I don't get it. Are you saying that Pinker is alive somehow? And he just jumps in and out of people like a goddamn crab or something?
Demek, Pinker hayatta ve insanların bedenlerine girebiliyor?