You know something i don't Çeviri Türkçe
1,615 parallel translation
- I don't know, but he'll do something to try to knock you off your rhythm.
- Bilmiyorum fakat senin dikkatini bozmaya çalışacaktır.
I don't want you to turn on the TV next week and see the President dead, and know you could've done something about it.
Senin gelecek hafta televizyonu açıp başkanın ölümünü izlemeni istemiyorum, Bunu izlerken durdurabileceğini bilerek izleyeceksin.
Carter, you're not claiming, you know something, I don't?
Carter, benim bilmediğim bir şeyi bildiğini iddia etmiyorsun değil mi?
I should probably help him out a lot more than I do since he had a heart attack in the spring, and he's not supposed to do too much, but you know, he doesn't listen to anybody. And I'm always afraid I'm gonna find him, I don't know, dead, alone out in front of a cow somewhere or something.
Bu David'in bir çeşit, hobisi, ve ilk baharda kalp krizi geçirdiğinden beri ona daha çok yardım gerekiyor kendini fazla yormaması gerekiyor ama, biliyorsun işte kimseyi dinlemiyor ve, bu yüzden bir gün onu dışarıda tek başına bir ineğin yanında ölü bulmaktan korkuyorum.
I don't know if my Dad's fully caught on yet, but you can tell something's bugging him.
Babam bir şeyler mi yakaladı bilmiyorum ama, Onu rahatsız eden bir şeyler olduğunu anlayabilirsin.
If you don't call in an hour, I'll know something went wrong and he dies!
Bir saat içinde senden çağrı almazsam, ters bir şeyler olduğunu anlayacağım ve o ölecek!
Look, there's obviously something you're waiting for me to say, old man, some ancient grifters'code that you all know about and I don't.
Belli ki söylememi istediğin, beklediğin şeyler var. Senin bildiğin ama benim bilmediğim eskiden kalma dolandırıcılar kanunu gibi.
Do you know something I don't?
Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun?
OK, uh, tell me... tell me something that you know about Charlie from hanging out with him for a day, and then we'll ask, we'll ask Kyle, because I don't believe him.
Tamam, bana Charlie ile dışarı çıktığınız bir günden bahset sonra bir de Kyle'dan dinleyelim çünkü ona inanmıyorum.
Honey, I have something to tell you, and I don't know how else to say it, so I'll just say it straight out.
Tatlım, sana bir şey söylemeliyim ama başka nasıl söyleyeceğimi bilmediğimden hemen söyleyeceğim.
You tell me something I don't know.
Bana bilmediğim bir şey söyle.
I don't usually imagine myself stranded in a ski lodge with my friends, you know, and then the power goes out and we have to huddle together for warmth'cause a, a polar bear ate our clothes or something.
Genelde arkadaşlarımla bir kayak kulubesinde kapalı kaldığımızı, ve bilirsin, elektiriklerin gittiği ve ısınmak için birbirimize sarılmamız gerektiği çünkü bir kutup ayısının giysilerimizi yediği gibi şeyler hayal etmem.
Oh, come on, don't you have some kind of lucky shirt or, I don't know, socks or something?
Ah, sen yok, yok hadi şanslı gömlek çeşit ya, bilmiyorum, çorap falan mı?
I don't know. Didn't you say something about June 21st yesterday?
Bilmiyorum. 21 Haziran ile ilgili birşeyler dememişmiydin dün?
- I don't know if this is about you, but it's about something.
- Olanlar seninle alakalı mı bilmiyorum ama bir şeyler dönüyor.
You know, there's something I don't understand, marlon.
Burada anlamadığım bir şey var Marlon.
You know, I don't usually do something like this, but I'd love to have you over when the little one's asleep.
Vay be, yani pek böyle şeyler yapmam ama ufaklık uyuduğunda bir ara uğrarsan acayip sevinirim.
This may be the one time I can tell you something That you don't already know.
Sana belki de ilk kez zaten bilmediğin bir şeyi söylüyor olabilirim.
You are in dire need of psychological help, or, I don't know, a... conk on the noggin with a big hammer or something.
Acil psikolojik yardıma ihtiyacın var. Ya da bilmiyorum kafana bir çekiçle falan vurup seni düzeltmeli.
You know something I don't?
Bilmediğim bir şey mi biliyorsun?
I'm going to tell you something maybe you don't know.
Sana belki bilmediğin bir şey söyleyeceğim.
I don't know. It may be you, it may be Jim, but it's definitely something I have to pay attention to, and now you really think I'm insane.
Bilemiyorum, belki sen belki de Jim ama kesinlikle dikkatimi vermem gereken bişey ve sanırım sence ben bir deliyim
Sam, do you...... know something that I don't?
Sam, sen... Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun?
- Look I know Lana's your friend and you don't wanna think of her as a two-timing backstabber but, you know, maybe she had something she couldn't trust you with.
Bak, Lana'nın senin arkadaşın olduğunu biliyorum ve onun ikili oynayan, sırttan bıçaklayan biri olduğunu düşünmek istemiyorsun, ama belki de sana güvenemeyeceği bir sırrı vardı.
Because I suck. I don't know. I think I'm trying to fix something that can't be fixed, you know?
Sanırım, düzeltilmeyecek bir şeyi düzeltmeye çalışıyorum.
I don't know. I think you're misunderstanding something about my plan.
Bence planlarımla ilgili bir şeyi anlamıyorsun.
But when you were talking about David maybe being your father, something, I don't know what, happened, where I was hoping that we weren't...
Ama David'in baban olması ihtimalinden konuşurken ne olduğunu bilmediğim bir şey oldu, kardeş olmamamızı umuyordum.
You know, I don't really think it's fair that you should profit from something that I designed.
Benim tasarladığım bir şeyden kazanç sağlaman bana hiç adil gelmiyor.
I don't know, it just seemed like something you'd be into.
Bilmem, ilgileneceğin bir şey gibi geldi.
I know something you don't know.
Senin bilmediğin bir şey biliyorum.
- And something else. You know, how come every time somebody says "I love you"... to somebody that they really don't, it's the opposite.
Peki biri her seferinde seni seviyorum derken, digeri niye hic sevmez?
Maybe. But I do know, you don't half-ass something just to get it done.
Ama bildiğim bir şey var ki, sırf yapmış görünmek için yarım yamalak iş yapılmaz.
I always hope maybe, you know someday, my dad would hear one of my songs and feel, I don't know, something.
Her zaman belki bir gün babamın şarkılarımdan birini dinleyeceğini ve bir şeyler hissedeceğini umuyorum.
I want you to know, you don't need somebody to write about you in order for your life to mean something.
Bilmeni isterim ki, hayatını anlamlı hale getirmek için, birilerinin senin hakkında bir şeyler yazmasına gerek yok.
And sometimes you should tell people the things that you love about'em, like something they're really great at or a quality they have that you admire, and I don't know, you did a really good job.
Bazen insanlara onlar hakkında hoşlandığın şeyleri... gerçekten harika yaptıkları bir şeyi... ya da seni hayran bırakan bir özelliklerini söylemelisin. Ve sen harika bir iş çıkardın. Cesaret.
Mumbles, there is something about Bob that I don't think you know.
Mırmır, Bob hakkında bilmediğini sandığım bir şey var.
You know that if I don't get something real you won't get your passes until the year 2050!
Bana gerçek bir şeyler getirmedikçe buradan 2050 yılına kadar çıkamayacağını iyi biliyorsun!
- Do you know something I don't?
Bilmediğim bir şey mi biliyorsun?
- Come... How do I know you don't have something great under there?
Ya elin iyiyse?
I don't know ; They fill you with something you never really knew you needed or wanted.
Bilemiyorum, içini daha önce hiç isteyeceğini veya... ihtiyaç duyacağını bilmediğin bir şeyle dolduruyorlar.
Do you know something I don't?
Bilmediğim bir şey mi biliyorsun?
I don't know if it's love or lust, but he's obviously got something for you.
Bu aşk mı şehvet mi bilmiyorum ama size bir şey vermek istiyor!
Do you know something that I don't?
Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun?
I mean, I don't know, he just looks at you like you're something to eat.
Sana yiyecek bir seymissin gibi bakiyor.
Well, I don't know what you're - What you're doing tomorrow, but... I don't know, if you want to go see a movie or something?
Yarın ne yapıyorsun bilmiyorum ama belki sinemaya falan gideriz diyordum.
Tell me something about you that I don't know.
Hakkında bilmediğim şeyler anlat.
I don't know if it's the drop or just'cause you get to see something disappearing behind you.
Düşünce ne olur bilemiyorum. Ya da sadece birisini görmek istediğinde arkana baktığında onun orada olmaması.
I don't know. You're the best or something.
Bilmiyorum.'En iyisi sensin'imajı herhalde.
I don't know if it's writ in our genes... but anytime you see something at a distance... and it piques your curiosity... the first thing you want to do is get a closer look.
Bu genlerimizde mi var bilmiyorum ne zaman bize uzak bir şey görsek merak edip yakından bakmak isteriz.
I know you're keeping something from me, and I'm sick of being the only one you don't talk to about it.
Benden bir şey sakladığını biliyorum. Ve sadece bana anlatmamandan bıktım.
I spent six and half years wishing I could do something and you don't know what you're doing tomorrow.
Altı buçuk senemi ne yapacağımı düşünerek geçirdim ve sen yarın ne yapacağını bilmiyorsun.