You know what you did Çeviri Türkçe
5,053 parallel translation
You know what you did.
Ne yaptığını biliyorsun.
Only you know what you did.
Ne yaptığınızı bilen tek kişi sizsiniz.
Look I know what you did.
Bak ne yaptığını biliyorum.
I know what you did.
Ne yaptığını biliyorum.
You know... when you and your wife did what you did to me, I enthusiastically requested your executions.
Şunu söylemeliyim ki karınla birlikte bana yaptıklarınızdan sonra idam edilmenizi talep ettim.
How did you know what to do?
Ne yapacağınızı nasıl bildiniz?
You know what your wife did to me?
Bu kadın bana ne yaptı biliyor musun?
You know what would be great is if we did that girls weekend we talked about.
Biliyor musun ne güzel olurdu? Hani seninle şu konuştuğumuz "kızlar hafta sonu" olayını yapsaydık.
I'm not trying to make excuses, but I want you to know why I did what I did.
Yaptığımı mazur göstermeye çalışmıyorum, ancak niçin yaptığımı bilmeni istiyorum.
I don't know what you did, Richard, but I hope it works.
- Ne yaptığını bilmiyorum Richard ama işe yaramasını diliyorum.
But you know what I did?
Ama ne yaptım, biliyor musun?
Oh, you don't want to know what we did to that guy.
- O herife yaptıklarımızı öğrenmek istemezsin.
I know what you did.
Ne yaptığını da.
Like you don't know what your own people did?
Kendi insanlarının ne yaptığını bilmiyormuşsun gibi sanki.
Because I know why you did what you did.
Çünkü bunu neden yaptığını biliyorum.
Rachel - and I'm telling you this because I know what he did and I still love him.
-... yeni bir hayat kuruyoruz. - Rachel- - Ve bunu sana söylüyorum çünkü ne yaptığını biliyorum ve onu hala seviyorum.
I want to know what my boss did to make you so angry that you sent him to do a job that any clerk could do.
Patronum, seni kızdıracak ne yaptı da, onu herkesin yapabileceği bir göreve gönderdin merak ediyorum.
You know, I don't take what you did lightly.
Biliyor musun, yaptıklarını hafife almıyorum.
That's what I said when I married into the Avery family, and you know what I did next?
Ben de evlendiğim zaman Avery ailesine bunu söylemiştim. Sonra ne yaptım biliyor musun?
Ellen, I know you see flashes of the Daria that you remember, the strong woman, the woman who escaped, and the woman who wants to get better, but your sister is permanently damaged because of what he did to her.
Ellen, Daria'yı tanıdığın gibi gördüğünü biliyorum güçlü, kaçan ve iyileşmeyi isteyen bir kadın ama kardeşin adamın ona yaptığı şey yüzünden kalıcı hasar almış.
Well, when I was younger, one of the reasons I would rob a farm or get drunk or join one of those stupid causes was because I thought that's just what Howards did, you know?
Gençken çiftlik soyma, sarhoş olma veya eylemlere katılmakta başlıca nedenim Howardların bunu yaptığını sandığım içindi yalnızca.
I don't even know what I did. Oh, well, let me remind you.
Zevkle hatırlatayım.
You know, Chris, what you did on that stage took a lot of guts.
Var ya, Chris o sahnede yaptığın konuşmayı yapmak cesaret ister.
You know what I did before the war?
Savaştan önce ne yapıyordum biliyor musun?
You know, I just want to march next door and ask that bastard what he did to my father, but I know that would put Pascal on alert.
İçimden yandaki kapıyı çalıp o piçe babama ne yaptığını sormak geçiyor. Ama o zaman Pascal'ı uyandırmış oluruz.
You know, the ones that come in the blue pack. What did you find out?
- Hani şu mavi paketli olanlar var ya.
Oleg will find a way to let the FBI know about what you did with the surveillance reports.
Oleg, gözetim raporlarıyla ne yaptığını FBI'ın öğrenmesi için elbet bir yol bulur.
I did think when I first met him he was a bit square for me, but... you know what?
İlk tanıştığımızda bana biraz eski kafalı gibi geldi ama nasıl desem.
You're just trying to cover up what you did, because the Alec Sadler I know -
Yaptığını örtbas etmeye çalışıyorsun, çünkü benim tanıdığım Alec Sadler...
Wade, I know that you feel like I let you down, but no matter what either one of us did, Charles and Vivian...
Wade, seni hayal kırıklığına uğrattığımı düşünebilirsin ama ne yaparsak yapalım Charles ve Vivian...
You know, I was, uh... I was really angry and hurt by what you did.
Yaptığından dolayı çok kızmıştım ve incinmiştim.
When we were in there, you said, uh... you know, before you did the thing with the bomb, you said what you said.
Aşağıda söylediklerin... Bombayı patlamadan önce söylediklerini kast ediyorum.
Look, I know it took a few times, but what you did for me, it really stuck.
Bir kaç kez olduğunu biliyorum. Fakat yaptığın şey gerçek sadakat.
I took a Thai cooking course, and I saw what the pineapples did to the meat, and I thought, you know, why the hell not?
Tay yemeği kursuna gitmiştim. Ananasın, ete yaptıklarını görmüştüm. Neden olmasın dedim.
What the hell did you do? You know what I did.
Ne yaptın sen?
I did not know what he meant until I met you.
Seninle tanışana dek neyi kastettiğini bilmiyordum.
And you know what he did then?
Peki sonra ne yaptı biliyor musun?
You don't want to know what I did to make that happen.
Bunun olması için ne yaptığımı bilmek istemezsin.
Well, I don't know what you did, but you two convinced Tina to show you her secret Hoarder's closet.
Peki, ne yaptınız bilmiyorum ama Tina'yı gizli Hoarder dolabını göstermeye ikna ettiniz.
You know what this poison did to you!
Bu zehrin sana neler yaptığını çok iyi biliyorsun!
Did she know what you were doing and fail to report it?
Ne yaptığını biliyordu ama bize bildirmedi.
I never got a chance, you know, to say thank you for the, uh, the... what you did on the bridge.
Köprüde yaptıkların için teşekkür etme fırsatı bulamadım. Beni vurabilirdin.
- You don't know what he did, Charlie.
- Onun ne yaptığını bilmiyorsun Charlie.
I know what I did to you.
Size ne yaptığımı biliyorum.
You sit with your child at the end of the day and you're exhausted and you don't even know what you did.
Günün sonunda çocuğunun yanında tükenmiş bir halde oturuyorsun, ve ne yaptığını bile anlamıyorsun.
You know... what did they look like?
Bilirsin... neye benziyorlardı?
I know what you did, Wilfred.
Ne yaptığını biliyorum Wilfred!
I know what you did to Polly.
Polly'e ne yaptığını biliyorum.
We know what you did with the twins. They ran off!
İkizlerle ne yaptığını biliyoruz.
I couldn't have predicted what was gonna happen any more than anybody else could've done, and, you know, we don't know what did happen, so don't...
Ne olacağını ben de tahmin edemezdim. Hiç kimse tahmin edemezdi. Aslında tam olarak ne olduğunu da henüz bilmiyoruz, o yüzden...
I'm not interested. He's totally lame now. I don't know what you did to him, but you turned him into a Swede.
Ona ne yaptın bilmiyorum ama sümsüğün tekine çevirmişsin.