You mind if i come in Çeviri Türkçe
128 parallel translation
Do you mind if I come in?
İçeri gelebilir miyim?
- Do you mind if I come in? - No, not at all.
- Sakıncası yoksa girebilir miyim?
Well, do you mind if I come in?
Girebilir miyim?
DO YOU MIND IF I COME IN FOR A MOM ENT?
- Hayır, lütfen buyurun. Aradan yıllar geçti, Bayan Foley.
Do you mind if I come in for a minute?
Bir dakika girebilir miyim acaba?
Do you mind if I come in?
İçeri girmemin sakıncası var mı?
Do you mind if I come in for a minute?
İçeriye girmemde sakınca var mı?
Do you mind if I come in?
Evet, çok, çok memnun kaldık.
Do you mind if I come in for a minute?
Bir dakikalığına gelebilir miyim?
Hello. Hey, man. Do you mind if I come in?
- İçeri gelebilir miyim?
In that case, do you mind if I come in?
Peki, ben oraya gelebilir miyim?
You mind if I come in?
İçeri gelebilir miyim?
You mind if I come in?
Girebilir miyim?
So did you mind if I come in and just take a look around?
Acaba girip etrafa bakmamın sakıncası var mı?
Would you mind if I come in for a moment, please?
Biraz içeri gelmemin bir mahzuru var mı acaba?
You mind if I come in?
Girmemin sakıncası var mı?
- You mind if I come in? - Yeah.
- İçeri gelmemde sakınca var mı?
You mind if I come in, ask you a few questions?
Girip birkaç soru sorabilir miyim?
You mind if I come in?
Girmemin bir sakıncası var mı?
- Do you mind if I come in and wait?
İçeri gelip beklememin bir sakıncası var mı?
No. Keisha left her jacket here. You mind if I come in and look?
Keisha ceketini burada bırakmış, içeri gidip alabilir miyim?
Do you mind if I come in and wait?
İçeri girip beklememde bir sakınca var mı?
- Do you mind if I come in?
- Iceri girebilir miyim?
You mind if I come in for a minute?
İçeri girmemde bir sakınca var mı?
Do you mind if I come in?
İçeri girebilir miyim?
You mind if I come in?
İçeri girmemin sakıncası var mı?
You mind if I come in?
- Araya kaynasam olur mu?
Now if one of you was to stay aboard her, for, say, a count of 10 I might just keep that in mind come hiring'time.
On saniye onun sırtında kalabilen olursa işe adam alacağım zaman bunu göz önünde bulundururum.
Well, maybe I could change your mind if you'd let me come in for a minute.
Bir kaç dakikalığına içeri girmeme müsaade ederseniz belki fikrinizi değiştirebilirim.
If you ever have anything of a serious nature on your mind at all I want you to come in here and talk to me because that's why I have my office on this floor, to be close to my girls.
Ne zaman kafana takılan ciddi bir şey olursa buraya gelip benimle konuşmanı istiyorum çünkü ofisim bu yüzden bu katta, kızlarıma yakın olmak için.
'Cause if you don't, they get this revenge thing in their mind... and they come back lookin'for you. I grew up in Pecos.
Eğer öldürmezseniz, intikam ateşiyle doluyorlar ve sizi bulmak için geri dönüyorlar.
Mind if I come in and talk to you about it?
Aslında ben seninle onun hakkında konuşmaya geldim.
I know you're assigned to another area, Scully but you're welcome to come aboard with us on this. That is, if you don't mind working in an area that's a bit more down to earth.
- Başka bir alanda görevlisin biliyorum Scully,... ama eğer dünyaya daha yakın bir alanda bizimle çalışmayı sorun etmezsen bize katılabilirsin.
I could eat a half-stunned wharf rat if you put some gravy on it! I'll bear that in mind come breakfast time.
Kahvaltı için bunu aklımda tutarım.
Well, I'd like to come and sit in on it, if you don't mind.
Mahzuru yoksa ben de katılmak isterim.
Come in. But, if you wouldn't mind waiting for a short while... I'm afraid I'm right in the middle of giving my performance of the attentive son.
Seni biraz bekletmeme aldırmazsın umarım,..... dikkatli bir oğul performansımın tam ortasındayım.
You mind if I come in?
İçeri girebilir miyim?
And if you'll have me I'll come back to you I was bewitched in body and mind
Kalbimle ve düşüncemle Savaştım. Eğer istersen Sana dönebilirim. Vücudum ve aklım büyülenmişti.
You won't mind if I come in and look around, then?
İçeri girip bir bakmama itiraz etmezsin, değil mi?
So you don't mind if we just come in, just to... I guess you'll have to take my word for it.
O zaman içeri girmemizden rahatsız olmazsın değil mi... Sanırım bunun için cesedimi çiğnemeniz lazım.
I don't mind if you don't come back covered in glory.
Geriye zaferle dönmen benim için önemli değil.
If I didn't ever see you before... and I don't think I did, then I don't think you should be here... in this hallucination... because in my experience, the mind, which is where hallucinations come from... shouldn't be able to make up anything that wasn't there to start with... that didn't enter it from experience from the real world.
Seni daha önce hiç görmediysem ki gördüğümü sanmıyorum, o zaman burada olmaman gerekirdi bence bu halüsinasyonun içinde... .. çünkü tecrübelerime bağlı olan, halüsinasyonların doğduğu akıl başta var olmayan bir şeyi uyduramamalıydı gerçek dünyadaki tecrübelerden kaynaklanmayan bir şeyi.
If what you have in mind is to exploit the situation with your sister, so that you can come up here and insult me, I will not allow it.
Eğer aklındaki kızkardeşinle olan durumu sömürmek, bu yüzden buraya gelip bana hakeret etmekse, buna izin vermeyeceğim.
You don't mind if I come in...
İçeri girersem, umursamazsınız...
Would you mind if I had a moment alone before you come in?
Sen girmeden önce onunla biraz yalnız kalabilir miyim?
So then, if you believe that in my mind I was not cheating on you, do you think you can forget what those vipers said today, put it behind you and just come home with me?
Zihnimde seni aldatmadığıma inanıyorsan bugün o yılanların söylediklerini unutup, benimle eve gelir misin?
You Mind If I Come In?
İçeri gelmemin sakıncası var mı?
- Do you mind if I come in?
İçeri gelmemde sakınca var mı?
And if she changed her mind and let you come live with us, I would go back to her in an instant.
Ve eğer fikrini değiştirseydi bizimle kalmana izin verseydi, bir saniye beklemeden ona dönerdim.
Do you mind if I just come in for a moment?
Bir saniye dışarı çıkabilir misiniz?
You don't mind if I come in, do you?
İçeri girersem sorun olmaz, değil mi?