You need to leave now Çeviri Türkçe
302 parallel translation
You know what, you need to leave now.
Çünkü bunu yapsaydı. - Dileme. Sadece git buradan.
You need to leave now.
oradan şimdi ayrılman gerekmiyor.
You need to leave now.
Şimdi gitmelisin.
You need to leave now!
Terketmemiz gerekiyor burayı!
OK. You need to leave now, or your dad's going to find out what his little girl's really like.
Hemen gitmen lazım yoksa baban küçük kızının gerçekten nasıl biri olduğunu öğrenecek.
- You need to leave now, Sean.
- Artık gitmelisin, Sean.
- You need to leave now.
- Gidin buradan. - Gidiyoruz.
- You need to leave now.
- Hemen gitmelisin.
You need to leave now. But if she saw something or did something, we understand.
Ama bir şey görmüşse veya yapmışsa anlayış gösteririz.
You need to leave now.
Şimdi gitmen gerekiyor.
I'll need you to leave now, Miss Anderson.
- Şimdi gitmenizi istiyorum, sağ olun, Bayan Anderson.
"Do I understand you're going to leave me?" "Now when I need you most?"
"Sana en çok ihtiyacım olan zamanda beni bırakacağını biliyordum."
'And so on... 'After a while, the style settles down a bit,'and it starts telling you things you actually need to know,'like the fact that the fabulously beautiful planet of Bethselamin...'is now so worried about the cumulative erosion 'caused by 10 billion tourists a year'that any net imbalance between the amount you eat'and the amount you excrete whilst on the planet'is surgically removed from your body weight when you leave.'
Ve sonra... üslup oturur, ve size bilmeniz gereken şeyleri anlatmaya başlar, mesela Bethselamin isimli güzel gezegenin sakinleri, yılda gelen on milyar turistin yaratacağı toplam erozyondan o kadar endişelidirler ki gezegen üzerindeyken, yediğiniz ve çıkardığınız arasındaki net fark,
We need you to leave now before it gets worse.
Daha da kötü olmadan.
Now, what you need to do this act like the mighty tyrannosaurus and leave deep prints.
Yapman gereken, güçlü bir "tyranosaurus" gibi davranıp derin izler bırakmak.
Sister, you need to leave this house right now.
Rahibe, bu evi hemen terk etmeniz gerekiyor.
And I need to write this closing argument so I need for you to leave now.
Şu kapanış konuşmasını hazırlamalıyım. Artık gitmeni istiyorum.
You need to leave right now before security comes.
Güvenlik gelmeden buradan gitmelisin.
Butters, you need to leave here right now.
Butters, hemen buradan çıkmalısın.
From now until you leave, we need to find a more peaceful atmosphere.
Şu an, siz gidene kadar, Daha barışçı bir atmosfer bulmamız lazım.
Megan, I need you to breathe and calm down and stop crying, so we can leave now.
Megan, nefes alıp, sakinleşip... ağlamayı kesmelisin ki gidelim. Tamam mı?
And all you need to know now is that if I'm not allowed to leave, everything you've worked to accomplish will be lost.
Ve bilmen gereken tek şey, buradan çıkmama izin verilmezse başarmak için uğraştığınız her şeyin yok olacağı.
You and your father need to leave town right now.
- Babanla beraber hemen şehirden ayrılmalısınız.
Okay, you need to leave, right now.
Gitmelisin, hemen.
You need to leave the building right now.
Binayı terketmeniz gerek.
Now, do I need to leave you a deposit or you- -
Depozito lazım mı yoksa...
You need to leave, now.
Şimdi gitmen gerek.
I need you to leave now.
Şimdi ayrılman gerekiyor.
I'm afraid you gentlemen are going to need to leave now.
Beyler korkarım ki şuan gitmeniz lazım.
I really need you to leave me alone right now.
Beni hemen yalnız bırakmanı istiyorum.
Henry. I need you to leave now.
Henry, hemen gitmeni istiyorum.
I'm gonna need you to advise the President that Cheng has to leave CTU now.
Başkan'a, artık Cheng'in CTU'dan ayrılması gerektiği tavsiyesinde bulunmanı isteyeceğim.
Hon, you really need to leave now.
Tatlım, artık gitmelisin.
I need you to leave now.
Şimdi gitmenizi istiyorum.
I need you to leave now.
Hemen gitmen lazım.
You'll have thirteen hours en route to get your weapons and shields online, but we need to leave right now to make this window.
Silahlarınıza ve kalkanlarınıza güç aktarmak için on üç saatiniz var....... ama bu aralığa erişmemiz için derhal gitmeliyiz.
And especially if you don't have a father or any parents, you need somebody to pass on some information to you and they can leave an impact on your life, so that's just where I'm going right now.
Özellikle de baban ya da herhangi bir ebeveynin yoksa, sana bir şeyler öğretecek birine ihtiyaç duyuyorsun ve o kişinin hayatına büyük bir etkisi oluyor, işte benim de olmaya çalıştığım kişi tam olarak bu.
And you'll need to leave right now before I change my mind.
Fikrimi değiştirmeden önce gitsen, iyi olur.
We don't need to talk to you right now. Could you leave us alone, please?
Bizi yalnız bırakır mısın, lütfen?
Robin, I need to leave you now. But I will prepare a ship to leave tomorrow night from Hull with the treasure.
Robin, şimdi ayrılmam gerek ama yarın geceye Hull'dan hazineyle ayrılacak bir gemi hazırlayacağım.
Mrs. Gerhardt, You need to leave my house now.
Bayan Gerhardt evimi terk edin, hemen.
And I really need you to leave now.
Şimdi gitmen gerekiyor.
Look, you need to leave right now.
Bakın, hemen gidin.
Look, you need to leave right now.
Bak, hemen gitmelisin.
I need you to pick up all of your belongings and leave this office right now.
Senden eşyalarını toplayıp, derhal burayı terk etmeni istiyorum.
You need to leave right now.
Hemen gitmen gerek.
You can handle it yourself, but I need to leave, now, and, I need to borrow some cash.
Kendin halledebilirsin, ama benim hemen gitmem lazım, ve biraz borç almam lazım.
If you're willing to help us, we need to leave now.
Eğer bize yardım edecekseniz, hemen ayrılmalıyız.
Yes. you need to leave them alone right now. they're dealing with enough.
Evet, onları rahat bırak, yeterince acı çekmişler.
I need you to leave right now.
Derhal çıkmanızı istiyorum.
Now you need to leave.
Gitmeniz gerekiyor.