You need to understand something Çeviri Türkçe
138 parallel translation
I think you need to understand something.
Sanırım bir şeyi anlaman gerek.
You need to understand something.
Bir şeyi anlaman gerek.
Look, you need to understand something.
Bir şeyi anlaman gerekiyor.
You need to understand something.
Hey bak Ross bazı şeyleri anlamalısın, tamam mı?
Napoleon, you need to understand something.
Napolyon. Birşeyi anlaman gerekiyor.
You need to understand something.
Bir şeyi anlaman lâzım.
Mikey, you need to understand something.
Mikey, bir şeyi anlaman lâzım.
Hey, Stanley, you need to understand something :
Bak Stanley, anlaman gereken bir şey var :
You need to understand something, lads.
Bazı şeyleri anlamanız lazım, gençler.
From here on. you need to understand something.
Şimdi bir şeyleri anlaman lazım.
You need to understand something else i can't have you interfering anymore
Başka bir şeyi de anlaman lazım Artık buna burnunu sokturtamam.
I know you for a long time, and you need to understand something.
Seni uzun zamandır tanıyorum, ve şunu anlaman gerek.
Mrs. Forman, you need to understand something.
Bayan Forman, bir şeyi anlamanız gerekli.
You need to understand something.
Bir şeyleri anlaman lazım.
Jess, you need to understand something, OK?
Jess, bir şeyi çok net anlaman gerekiyor, tamam mı?
You need- - You need to understand something.
Bir şeyi anlaman gerekiyor.
You need to understand something, joe bennett.
Bir şeyi anlaman gerek Joe Bennett.
But you need to understand something.
Fakat bir şeyi anlamalısın.
You need to understand something Pezuela never did. You've got an action hero on your payroll.
Pezuela'nın asla kıvıramadığı bir şeyi anlamış olmalısın,... artık maaşlı çalışan bir aksiyon kahramanına sahipsin.
Then it like, I need a little something- - [Sniffs] to get my head together every now and then, you understand?
O zaman da kafamı toplamak için küçük bir şeye ihtiyacım oluyor. Ara sıra, anlarsın ya...
Scott, if you ever need someone to talk to, if something is bothering you, I'll understand.
Scott, eğer konuşacak birine ihtiyacın varsa bir şey canını sıkıyorsa anlarım.
But I need you to understand something.
Ama bir şeyi anlamanı istiyorum.
There's something you need to understand.
Anlaman gereken önemli bir şey var.
Henry, what you need to know about me and it's something that I'm just beginning to understand is that until I can look at myself without judgment or condemnation I'm not ready for anyone.
Henry, benim hakkında bilmen gereken bir şey var ki ben bile yeni anlamaya başladım. Kendime yargılamadan ve suçlamadan bakabildiğim zamana kadar hiç kimse için hazır değilim.
I wanted to let you know. Should something happen, then you need understand that you left me no choice.
Sadece şunu bil ki her şeye rağmen bana başka bir seçenek bırakmadın.
Dad, you and Mom have both been a big help... but there's something I need to understand... before I can talk.
Baba, sen ve annem bana çok yardımcı oldunuz. Herhangi biriyle konuşmadan önce anlamam gereken birtakım konular var.
I need you to understand something.
Bir şeyi anlamanı istiyorum.
You need to understand... something very important about the father- -
Asıl sizin babasıyla ilgili olarak anlamanız gereken çok önemli bir şey var.
Something you need to understand.
Anlaman gereken birşey.
You kids need to understand something, okay?
Bir şeyi anlamalısınız çocuklar, tamam mı?
But I need you to understand something.
Ama bir şeyi unutma.
There's something you need to understand.
Ama senin de anlaman gereken bir şey var.
I need something to eat, don't you understand?
Sadece keçi eti ve şekerle beslenemem. Başka şeyler de yemeliyim. Anlıyor musun?
There is something you need to understand.
Anlaman gereken şeyler var.
And there's something you need to understand.
Ve senin anlaman gereken birşey var.
Something that you, as citizens Americans need to understand.
Bir Amerikan vatandaşı olarak anlamanız gerek.
I need you to understand something,'cause those Opa-Locka detectives won't listen to me.
Anlamanız gereken bir şey var. Çünkü Opa-Locka'lı dedektifler beni dinlemiyor.
I need you guys to understand something :
Bir şeyi anlamanızı istiyorum :
Kids, to understand this story, you need to know That your uncle marshall was doing something
Marshall amcanizin birçok üniversiteli gencin... yaptigi bir seyi yaptigini bilmeniz gerek.
You need to leave now. But if she saw something or did something, we understand.
Ama bir şey görmüşse veya yapmışsa anlayış gösteririz.
To understand how something as intangible as thin air protects us from meteors, you need to find a meteorite that has survived its fall to Earth.
İnce hava gibi elle tutulamayan bir şeyin bizi meteorlardan nasıl koruduğunu anlayabilmek için Dünya'ya ulaşabilmiş bir meteor bulmanız gerekir.
Paulie Ferrari doesn't need you beating him up for him to know that he did something wrong, do you understand me?
Paulie Ferrari'nin hatasını anlaması için, onu dövmen gerekmez. Beni anladın mı?
I do need you to understand something.
Ama şunu anlamanı istiyorum.
Look, I need you to understand something.
Anlamanı istediğim bir şey var.
I need you to understand something, Sarge.
Bunları anlayabilmemiz için sana ihtiyacımız var Çavuş.
I need you to understand something.
Bir şeyi anlamanızı istiyorum.
I need you to understand something about myself. My life is... very safe.
Bak sana şunu söyleyeyim, hayatım çok güvenli
I understand that you're going through a bit of a career cris, you're searching for some other area where you can feel valuable and productive, but I need to tell you something.
Sheldon, bir kariyer krizine girdiğinin farkındayım. Kendini değerli ve üretken hissedebileceğin yeni bir çalışma alanı arıyorsun. Ama sana bir şey söylemem gerek ve beni dikkatle dinlemeni istiyorum.
But whether you ever reach that point or not I need you to understand something.
Ama o noktaya gelsen de, gelmesen de bir şeyi anlamanı istiyorum.
I know you can't understand a word I'm saying, But there's something, um, I need to confess.
Dediklerimin tek kelimesini bile anlayamadığını biliyorum ama sana itiraf etmem gereken bir şey var.
I need you to understand something dexter.
Şunu anlamanı istiyorum, Dexter :