You said it was important Çeviri Türkçe
93 parallel translation
You said it was important, my remembering what made me faint.
Bayılmama yol açan şeyi hatırlamamın önemli olduğunu söylediniz.
Hi. Well, you said it was important.
Selam, önemli olduğunu söyledin.
- You said it was important.
Sizi görmemin önemli olduğunu söylemişsiniz.
- Thanks for meeting me. - You said it was important.
- Benimle buluştuğun için sağ ol.
I thought you said it was important.
Önemli olduğunu söylemiştin.
You said it was important.
Önemli olduğunu söylemiştin.
You said it was important.
Çok önemli mi dedin.
- You said it was important.
- Önemli olduğunu söylediniz
You said it was important.
Önemli olduğunu söylediniz.
- You said it was important.
- Ama önemli dedin. - Önemli.
- You said it was important to you.
Senin için önemli olduğunu söyledin, unuttun mu?
- You said it was important.
- Önemli olduğunu söylemiştin.
You said it was important - highest national security.
Önemli olduğunu söyledin. Milli Güvenlik'le ilgili.
You know, you ask me to come home. You said it was important.
Biliyorsun, benden eve gelmemi istedin.Çok önemli olduğunu söyledin.
You said it was important.
Önmeli olduğunu söylemiştin.
- Captain, you said it was important. - Oh, yeah. Um -
Komiser önemli olduğunu söylemiştiniz.Evet
You said it was important to your family.
Ailem İçin önemli, dedin. Abby.
Well, you said it was important, so...
Evet, önemli olduğunu söylemiştin. Ben de..
- You said it was important.
- Önemli olduğunu söyledin.
you said it was important.
Önemli olduğunu söyledin.
I thought you said it was important?
Önemli olduğunu söylediğinizi sanıyordum?
You said it was important.
Önemli olduğunu söyledin.
- I thought you said it was important.
Söyleyeceklerinin önemli olduğunu sanıyordum.
What's going on? You said it was important?
- Neler oluyor?
You said it was important.
- Önemli demiştin.
- You said it was important.
Önemli olduğunu söylemiştin.
I thought that was weird, but you said it was important.
Garip olduğunu düşündüm ama "önemli" dedin. Benimle konuşman gerekiyormuş.
You said it was important, but you're not talking.
Önemli demiştin ; ama konuşmuyorsun.
You said it was important, but you didn't answer your phone.
Önemli olduğunu söylüyorsun, ama telefonuna cevap vermiyorsun.
You said it was important.
Önemli demiştin.
I said if it was so important to you, I would let you be the boss.
Eğer senin için çok önemliyse, patron olmana izin veririm demiştim.
You called and said it was something important. What is it?
Beni arayıp önemli olabilecek bir şey bulduğunuzu söylemiştiniz.
You said, yourself, that it was important that we respect tradition.
Geleneklere saygı göstermenin önemli olduğunu kendin söylemiştin.
She said it was important, and you need to read it between shots.
Çok önemliymiş. Çekim aralarında okumalıymışsınız.
Said he had something to ask you. Said it was important. Did he say what it was about?
- Önemli bir şey soracaklardı sana
I asked you if it was that important to you... - and you said no.
Önemli olup olmadığını sordum, sen de hayır dedin.
He wanted to talk to you, said it was important.
Seninle önemli bir şey konuşacakmış.
Mm! Remember you said how important it was to eat?
Yemenin ne kadar önemli olduğunu söylemiştin hatırlıyor musun?
You just said it was more important, and it's not.
Siz bunun daha önemli olduğunu söylediniz, ama değil.
You see, Raina said it was important for Tessa to take the bus to school.
Raina, Tessa'nın okula servisle gitmesinin önemli olduğunu söyledi. Bağımsız olurmuş.
He said he had something very important to discuss with me, and that it wasn't a trick, and that it was an absolute one hundred percent positive thing for me and for you.
Numara değilmiş ve senin ve benim için yüzde 100 olumlu bir şeymiş. - İkimiz için de.
- Thanks for coming. - You said it was important.
- Geldiğin için sağol.
You said it was very important.
Çok önemli olduğunu söylemişsin.
i did this because i knew how important it was for you and grandma, and you said that if i did it, i could be myself.
Bunu yaptım çünkü sen ve büyükannem için ne kadar önemli olduğunu biliyordum.
Hope said you wanted to talk to me, said it was important.
Hope benimle konuşmak istediğini söyledi. Önemli olduğunu söyledi.
Curtis, had you gone up to him and just said it from your heart how important it was for you and the band, he would have done it.
Curtis, ona gidip yüreğinden gelerek bunun sen ve grup için ne kadar önemli olduğunu söyleseydin yapardı.
You always said it was important to serve my country.
Vatanıma hizmet etmemin çok önemli olduğunu söylerdin.
You said it was really important in the note.
Pusulada çok önemli diyorsun.
I know you said only interrupt you if it was very important. But Tashonda from Time Warner Cable is on the phone and she's offering three free months of Showtime. But we have to act now!
Bay Donaghy, biliyorum ki bana çok önemli bir şey olmadıkça rahatsız etmeyin demiştiniz, ama Time Warner Kablolu TV'den Tashonda telefonda ve üç aylık bedava Showtime izlemeyi teklif ediyor.
Oh, she said it was important, and you know everything that she's been going through lately, so...
Önemli olduğunu söyledi, ve son zamanlarda yaşadıklarını biliyorsun.
After you dropped Turell Baylor off at his house and before you drove away, Detective Gabriel said something to you, and it was important, because Detective Sanchez refuses to repeat it.
Turell Baylor'ı evine bıraktıktan sonra, oradan ayrılmadan önce dedektif Gabriel size bir şey söyledi ve o önemliydi çünkü dedektif Sanchez onu tekrarlamayı reddediyor.