You should be thanking me Çeviri Türkçe
195 parallel translation
- You should be thanking me.
- Bana teşekkür etmen gerekirdi.
In a way, you should be thanking me.
Bana teşekkür etmelisin.
- You should be thanking me right now.
Bana şu anda teşekkür etmelisin.
Instead of castigating me, you should be thanking me.
Beni azarlamak yerine, hepiniz bana teşekkür etmelisiniz.
Instead of castigating me, you should be thanking me.
Beni azarlamak yerine, hepiniz bana tesekkür etmelisiniz.
You should be thanking me.
Bana teşekkür etmelisin.
- You should be thanking me for liberating you from your world of loneliness and isolation.
- Bana seni yalnızlığın hüküm sürdüğü dünyandan kurtardığım için teşekkür etmelisin.
You should be thanking me, not leaving me.
bana teşekkür etmen gerek, terk etmen değil.
You should be thanking me for helping you sever a totally unhealthy relationship.
Aslında, sağlıksız bir ilişkiyi bitirmene yardımcı olduğum için bana teşekkür etmelisin.
You should be thanking me for leaving that out of the paper.
Onu gazeteye koymadığım için bana minnettar olman lazım.
- You should be thanking me.
- Bana teşekkür etmelisin.
- You should be thanking me.
- Bana teşekkür etmen lazım.
You should be thanking me.
Bana teşekkür etmen gerekiyordu.
- You should be thanking me!
- Kıçımı sorgulamaktansa, bana teşekkür etmen gerekirdi.
Then a single guy like you should be thanking me because I have been finding out the ladies love a celebrity.
Aslında senin gibi yalnız bir adam bana teşekkür etmeli, çünkü kadınların ünlüleri sevdiğini farkettim.
You should be thanking me.
Bana teşekkür ediyor olmalıydın.
I tracked down the address, and you should be thanking me for this.
Adresini buldum. Bunun için bana teşekkür etmelisin.
You should be thanking me.
Bana teşekkür etmeliydin.
Her faith is back and possibly better than ever. You should be thanking me.
İnancı yerine geldi ve artık daha da iyi.
Listen, asshole, you should be thanking me.
Bak dostum, bana teşekkür etmen gerek.
You should be thanking me.
Bana teşekkür etmen gerekir.
You should be thanking me!
Bana şükran borçlusun!
- By the way, you should be thanking me.
- Bu arada bana teşekkür etmeli...
You should be thanking me for helping your relationship grow by making sure she stands up for herself.
Onun ayakları üzerinde durmasını sağlayıp... ilişkini geliştirmeye çalıştığım için bana minnettar olmalısın.
Instead you should be thanking me that the spot I put on it!
Sen bana teşekkür ediyor olmalıydın. ... noktayı ben koyarım!
- You should be thanking me.
- Bana teşekkür etmen gerekiyor.
You should be thanking me.
Minnettar olmalısın.
Come on, dude, you should be thanking me.
Hadi ama dostum. Bana teşekkür etmelisin.
You should be thanking me for not having you arrested.
Seni tutuklatmadığım için bana teşekkür borçlusun.
you should be thanking me for saving your sweet back door.
Evet, güzel kıçını kurtardığım için bana teşekkür etmelisin.
And, actually, you should be thanking me you're still involved at all.
Aslında, seni hala işin içinde tuttuğum için bana teşekkür etmen gerek.
- You should be thanking me!
Bana teşekkür etmeniz gerekir!
You should be thanking me.
Teşekkür etmen gerek.
You should be thanking me.
Bana minnettar olman gerekir.
- Ow! You should be thanking me.
Bana teşekkür etmelisiniz.
"Amuse me." You should be thanking me for those movies.
"Güldür beni." Bana o filmler için teşekkür ediyor olmalısınız.
You should be thanking me right now.
Aman tanrım. Aman tanrım.
You should be thanking me
Bana müteşekkir olman gerekiyor.
You should be thanking me
Bana teşekkür ediyor olmalısın.
You should be on your knees thanking me.
- Sadistçe ve kötü niyetli davrandın. - Diz çöküp bana teşekkür et.
The only reason you're still alive is because... I've allowed you to. You should be thanking me.
Bana tesekkür etmen gerekir.
No, Mom, it's me who should be thanking you.
Teşekkür etmesi gereken benim.
Although, I suppose I should be thanking you because, in fact, if you hadn't betrayed me and left me to die, I would have an equal share in that curse, same as you.
Aslında sana teşekkür etmem gerekirdi bana ihanet edip ölüme terk etmeseydin sizin gibi ben de lanetten payımı alacaktım.
It's me who should be thanking you, really.
Gerçi teşekkür etmesi gereken benim.
But it's me that should be thanking you.
Ama aslen teşekkür etmesi gereken benim.
I mean, you should be thanking me
Yani bana minnettar olmalısın.
I should be thanking you for reassuring me once again, that none of our teachers is that kind of man!
Hocalarımızın hiçbiri o tür adam değillerdir! Ama iş çözümsüz kaldı.
You should be thanking me!
Sen de tutup bizi Du-man'a sattın.
Yeah, you should be fucking thanking me, man.
Bana teşekkür etmelisin, dostum.
I really just wanted to say thanks as well, for letting me sit in on that meeting. Well, I should be thanking you.
Şu toplantıya benim de katılmama izin verdiğin için teşekkür etmek istiyorum.
Oh, please, we should be thanking you for not walking out When me and Nick started screaming at each other.
Lütfen, Nick'le birbirimize bağırmaya başladığımızda, çıkıp gitmediğiniz için, biz size teşekkür etmeliyiz.