You should go for it Çeviri Türkçe
156 parallel translation
Why do you keep asking your shoulders if you should go for it?
Neden omuzlarına yapsam mı yapmasam mı diye soruyorsun?
Then you should go for it.
- Öyleyse üzerine git derim.
Okay, I think that you should go for it.
Tamam, bence sonuna kadar kovalamalısın.
- You know how disgusting it is for me..... to even contemplate grown-ups having smoochies, but I think you should go for it.
- Bunun benim için ne kadar iğrenç olduğunu biliyorsun... siz yetişkinlerin öpüştüğünü düşünmek bile korkunç, ama bence bu konuda şansını denemelisin.
- Yes, the two of you should go for it.
- Ne? Evet.
Told you, you should go for it.
Sana şansını dene, demiştim.
He's really hot. I think you should go for it.
Ve o gerçekten seksi biri.
I'm telling you, you should go for it, my friend.
Sana söylüyorum, Şansını denemelisin, dostum.
Seriously, you should go for it.
Gerçekten de, bence yapmalısın.
Man, you should go for it.
Dostum, bunun üzerine gitmelisin.
I think you should go for it.
Bence bunun peşini bırakmamalısın.
- You should go for it, man.
- Üstelemelisin.
- You should go for it.
- Onların peşinden gitmelisin.
You should go for it.
Daha atak olmalısın.
You should warn him that it's very dangerous for him... to go about London with the knowledge that he has.
Sahip olduğu bilgilerle Londra'da dolaşmasının çok tehlikeli olacağı konusunda onu uyarmalısınız.
You should go out and see it for yourself!
Dışarı çıkıp kendiniz görmelisiniz!
You know, Salim, I don't consider myself an unintelligent man but for the life of me I can't understand why they should go to all this trouble and expense in order not to steal it.
Biliyor musun, Salim, kendimi geri zekalı biri olarak görmem ama bir türlü anlamıyorum o kadar zahmete girip ve harcama yapıp... neden çalmadılar.
- I should report you for this, but we'll let it go.
- Aslında seni rapor etmeliyim, ama bu seferlik görmezden geliyorum.
If you want to go to Hotel Corona, you should know it's close for restoration!
Eğer sen Hotel Corona'ya gitmek istiyorsan, bilmelisin ki, bura restorasyon için yakındır!
You do not have to go before 3 am, it should be enough time for what you have in mind.
Sabah 3.00 den önce gitmene gerek yok. Aklında ne varsa yap. Bu kadar zaman yeterli olur.
It went the way it should go in bed meaning that you're open to each other and care for each other.
Birlikte yatağa girebilmek.... birinin diğerine olan güveni ve açıklığıyla mümkün olur.
If, however, you have had a body in the house for more than five days and if it is safe to go outside, then you should bury the body for the time being in a trench or cover it with earth and mark the spot of the burial.
Bir ceset, evin içinde beş günden fazla kaldıysa... ve dışarı çıkmak güvenli ise... cesedi bir süreliğine bir çukura gömmeli... ya da üstünü toprakla örtüp defin yerini işaretlemelisiniz.
dodo, if you should meet a man you like, well, go for it.
Dodo, karşına çıkan adamdan hoşlanıyorsan,.. ... onunla olmalısın.
I should tell you the system will be compiling for 18 to 20 minutes, so some of the minor systems, they might go on and off for a while, but it's nothing to worry about.
18-20 dakika sürer. Bu yüzden bazı minör sistemler... arada sırada gidip gelebilir. Endişelenmenize gerek yok.
So you're saying that if I should go down to the store, buy Dad a new chair and throw this one away, I'd be doing it for him?
Elbette. Yani şimdi bunu atıp yerine yeni bir koltuk alırsam bu onun iyiliği için olacak öyle mi?
Are you gonna go for it with Ross or should I throw it out?
Ross için saklayacak mısın yolksa atayım gitsin mi?
You know, Marie, maybe we should just let it go for today.
Aslında, Marie, maybe Belkide bugünlük bırakalım artık.
- Just go for it. - Yeah, you should.
- İlk adımı at, Chandler.
I think it's too dangerous for you if I stay so I should go with my parents after all.
Kalmam, senin için çok tehlikeli. Zaten ailemle gitmeliyim.
The one that keeps telling you over and over and over again... that no matter what you do, how hard you try, how long you go at it... that nothing good can ever, will ever, should ever happen for you.
Bana sürekli diyor ki ne yaptığının, ne kadar uğraştığının ne kadar ileri gittiğinin bir önemi yok senin için iyi bir şey olmadı olmayacak.
You should go.It's on for a week.
Siz de gitmelisiniz. Daha bir hafta yapılacak.
Then, forget it.If it's his interest we're looking out for, then, I don't think you should go near him.
- Teşekkür ederim, Ling.
Want I should go get it for you?
Onu sana getireyim mi?
Now, in theory, not only should this crack the safe, it should short the circuitry for two minutes, giving you time to get back before the alarms go off.
Teorik olarak, bu kasayı açmakla kalmayıp, 2 dakikalığına kısa devre yaptırması gerek. Bu sana, alarm çalmadan önce ana girişe dönecek vakti verir.
Then, I think you should go to the police, and if they mention something about staying somewhere for observation, it's just routine.
Seni müşahede için bir yerde tutacaklarını söylerlerse rutin bir işlemdir, merak etme.
And I am here to tell you that it is hell watching you go through this, so I think for your own sake, you should fire Froggy.
Ve bunları yaşadığını görmek çok üzücü. Bu yüzden kendi iyiliğin için bence kurbağacığı kovmalısın.
It's like you had to go through so much bad stuff, you think there should be something good waiting for you when you come up the other side.
Pek çok kötü şey yaşadın, Ama hayatına çeki düzen vermeye karar verdiğinde seni hep güzel şeylerin beklediğini sanırsın.
If Mick... you know, he had a dream too, he should like, totally go for it.
Peki ya Mıck... onunda bir hayali olursa, peşinden gitmesi gerek değilmi.
I know it's tough for you, but you should go talk to her.
Senin için zor biliyorum ama Ellen'la konuşman gerekir.
Should I go clean it for you before you go in there?
Girmeden önce senin için gidip bir temizleyeyim mi?
I think, if you're up for it, you should go at Kevin Merriman.
Bence gitmek istersen, Kevin Merriman'la bir görüş.
- Dr. Shepherd told me you might not make it home before the breakfast, so I should just ask you what you need from your closet, and I'll go grab it for you.
- Dr. Shepherd kahvaltıdan önce eve gidemeyebileceğinizi düşündü ve gelip dolabınızdan neyi almam gerektiğini sormamı söyledi.
You should go for it.
İspat edebilirim.
My mom's really good with this stuff... all you need go do is you run it under a cold water tap for about ten seconds and it should be as good as new.
Annem bu işlerde uzmandır. Tek yapman gereken, 10 saniye kadar soğuk suyun altında tutmak. Yepyeni gibi olacak inan bana.
Oh baby you should go for it...
Kendine de söyle.
Yeah, well then, you should go into it and wait for him.
Evet o zaman oraya gidip onu beklemelisin
I-I-I-I thought on the playdate for the kids you should pretend it was an accident and then go, "Oh, hey, what are you doing here?" kind of thing.
Ben... Ben.. Çocuklar için mahsusçuktan buluşma olayında " Vay!
You should be saying, "great, Ana. Go for it."
"Müthiş Ana, başarılar" demen gerek.
You should just go for it.
İstediğin şeyin peşinden koşabilirsin.
I'm not saying you should go to confession like that but for what you're about to do, it's perfect.
Demek istediğim günah çıkarmaya böyle gidemezsin ama yapmak üzere olduğumuz iş için çok uygun.
Well, I should go pay for these. Um, it was really nice to meet you.
Neyse gidip şunu ödemem gerek.