You shouldn't be doing this Çeviri Türkçe
92 parallel translation
You know, Dinah, we really shouldn't... be doing this.
Biliyor musun, Dinah, gerçekten bunu yapmasak iyi olur.
You shouldn't be doing this.
Bu işi yapmaman gerek.
You shouldn't be doing this.
Bunu yapmamalısın.
Hey, you guys shouldn't be doing this!
Hey, bunu yapmayın beyler!
Ellis, you shouldn't be doing this.
Ellis, bunu yapmaman gerekirdi.
I know I shouldn't be doing this because you're leaving, but I don't care.
Gittiğin için bunu yapmamalıyım, biliyorum ama umurumda değil.
But you shouldn't be doing this.
Bunu yapmamalısın.
Lamar, you shouldn't be doing this.
Bu iş sana göre değil.
I shouldn't be doing this to you.
Bunu sana yapmamalıyım.
You shouldn't be doing this to yourself.
Bunu tek başına yapmamalısın.
Lady, you shouldn't be doing this.
Leydim, bunu yapmamalısınız.
Yeah. You know, I've been thinking, he shouldn't be doing this.
Düşünüyordum da bunu yapmamalı.
Would you just listen? Now, I know that you care for Marcus, but you shouldn't be doing this.
Şimdi, Marcus'u önemsediğini biliyorum ama bunu yapıyor olmamalısın.
Before you speak, I have a dozen reasons why I shouldn't be doing this.
Evet, bunu neden yapmamam gerektiği konusunda düzinelerce sebebim var.
Even this, as far as it's gone. You shouldn't be doing this.
- En azından sen böyle yapmamalısın.
You know maybe we shouldn't be doing this.
Bilirsin bunları yapmamalıydık.
I mean, you can come to the party, I just- - lf this is something you feel you need to hide it's something we shouldn't be doing in the first place.
Partiye falan gelebilirsin ama... Evet ama bu saklanma ihtiyacı uyduğun bir şeyse aslında hiç yapmamamız gereken bir şey olduğu anlamına gelir.
Ma, you-you probably shouldn't be doing this.
Anne? bence bunu yapmamalısın.
What do you mean, we shouldn't be doing this?
O halde beni niye buraya getirdin?
Which means I probably shouldn't be watching you doing this.
Sanırım bunun anlamı, seni çalışırken izlememeliyim.
You shouldn't be doing this!
Bunu yapmamalıydın.
- You shouldn't be doing this.
- Bunu yapmıyor olman gerekirdi.
You shouldn't be doing this.
Böyle yapmamalısın.
You know, maybe I shouldn't be doing this.
Bilirsin, belki de bunu yapmamalıyım.
So THAT'S what you mean... but you kids really shouldn't be doing things like this.
Hmm, demek öyle... Fakat çocuklar böyle şeylerle uğraşmamanız lazım. Nerede oturuyorsunuz?
you shouldn't be doing this now.
Bunu şimdi yapmamalısın.
You shouldn't be doing this without someone to support for you.
Yardımcısız bu işi yapmamalısın.
you shouldn't be doing anything like this, especially not under our roof.
Böyle bir şey yapmaman gerekiyordu, özellikle bizim çatımız altında.
Look, shouldn't you be doing this?
Bunu senin yapman gerekmez mi? Mühendis sensin.
Broke a glass in the sink. You know, I really shouldn't Be doing this.
Eski karımın evine girip babama ait bir saati rehin verip para almak için çalmaya çalışıyordum.
You shouldn't be doing research of this magnitude in, excuse me, but... In a dump.
Bu büyüklükte araştırmayı, affedersiniz ama... bir çöp yığını içimde yapmamanız gerekir
You shouldn't be doing this.
Bunu yapmamalısın
- You shouldn't be doing this movie,
- Sen de bu filmi yapmamalısın,
You shouldn't be doing this.
Böyle yapmamanız lazım!
You shouldn't be doing this, trying to run a magazine out of a hospital bedroom, you know?
Hastane odasından bir dergiyi yönetmeye çalışmamalı.
You shouldn't be doing this, should you?
Bunu yapmamalısınız, değil mi?
You can win all the contests. If that's why you're doing this, you shouldn't be.
Bütün yarışmaları kazanabilirsin ama bunu bu yüzden yapıyorsan, yapma.
Lala, you shouldn't be doing this.
Lala, servis yapman gerekmiyor.
I just feel like you shouldn't be doing this.
Ray, sadece bunu yapmaman gerektiğini hissediyorum.
You shouldn't be doing this.
Buna karışmamalısın.
Shouldn't you be doing this in the privacy of your bathroom?
Bunu tuvalet gibi gizli bir yerde yapıyor olmanız gerekmez mi?
You shouldn't be doing this.
Bunu yapmamalıyız.
Sam... this video is no big deal... and you shouldn't be doing such stuff!
Sam... bu video o kadar da önemli değill... ve bence bu tür saçmalık yapmamalısın.
What you're doing to this kid here isn't right and it isn't fair, and he shouldn't let you get away with it, not ever!
Bu çocuğa yaptığınız doğru be adil değil. Bu asla yanınıza kalmaz!
Lorraine, please, you shouldn't be doing any of this.
Lorraine, lütfen böyle şeyler yapmamalısın.
He shouldn't be doing that. Mr. Bartowski, this will all be a lot less painful if you tell me where the Governor is.
Bay Bartowski eğer Patron'un yerini söylerseniz çok daha acısız olur.
Then shouldn't you be doing this with Chang Ryul?
O hâlde, Chang Ryul ile niye yapmıyorsun?
You shouldn't be doing this alone.
Şöyle böyle. Burada tek başına durmamalısın. Hadi.
Look, I know I shouldn't be doing this, but like I said, I always found you kind of dreamy.
- Bak, bunu yapmamam lazım biliyorum, - fakat söylediğim gibi, seni hep hayalperest bulmuşumdur.
You shouldn't be doing this.
Bunu yapmamanız gerek.
You shouldn't be doing this.
Bunu yapmamalısınız.