You still don't believe me Çeviri Türkçe
88 parallel translation
Mommy told me if things don't turn out the way you want them to you still got to believe.
Annem eğer istediklerin ilk seferinde gerçekleşmezse... yine de inancını kaybetmemelisin demişti.
But it'll still be the same and you still won't believe me, because you don't want to.
Ama aynı olacak ve bana yine inanmayacaksın çünkü inanmak istemiyorsun.
- You still don't believe me, do you?
- Hala bana inanmıyor musun?
You still don't believe me.
Hala bana inanmıyorsun.
- You still don't believe me.
- Hala bana inanmıyorsun.
You still don't believe me?
Hala bana inanmıyor musun?
You didn't believe me and you still don't.
Bana o zaman inanmadın hâlâ inanmıyorsun.
I didn't think you'd believe me. I still don't think you believe me.
Bana inanmazdınız.
You still don't believe me.
Hâlâ inanmıyorsun bana.
And you still don't believe me!
Sen daha bana inanma bakalım!
You still don't believe me?
Bana hala inanmıyor musun?
And if you still don't believe me, go and ask his mother who still lives at Panvel in Sector 12.
ve eğer sen bana inanmıyorsan git annesine sor Panvel de Sector 12 oturuyor.
I'll describe the device I used if you still don't believe me.
Hala inanmıyorsan, kullandığım aleti tarif edeyim.
You still don't believe me that those preventers are bad?
Hala bana inanmıyorsun ha? O koruyucular hatalıydı.
So you still don't believe me?
Demek bana hala inanmıyorsun?
That's alright. I still have faith in you even if you don't believe in me, yet.
Benim hala sana inancım var senin bana olmasa bile, henüz.
Do you mean that you guys still don't believe me?
Bana hala inanmıyor musunuz?
You still don't believe me do you?
Hala bana inanmıyorsun değil mi?
I still don't believe what you're tryin'to tell me.
Bak. Yine de bana söylemeye çalıştığın şeye inanmıyorum.
- You still don't believe me.
- Bana halen inanmıyorsun.
If you don't believe me, you still must convince the others to stay out of the mist.
Eğer bana inanmıyorsan, yine de diğerlerini sisten uzak durmaya ikna etmelisin.
- You still don't believe me?
- Hala bana inanmıyor musun?
You still don't believe me, do you?
Bana hala inanmıyorsun değil mi?
You still don't believe me?
- Hala bana inanmıyor musun?
You still don't believe me.
Hâlâ bana inanmıyor musun?
You still don't believe me.
Bana hala inanmıyorsun.
You still believe in me, don't you?
Hala bana inanıyorsun değil mi?
What, you still don't believe me?
Ne, hala bana inanmıyor musun?
You still don't believe me.
- Hâlâ bana inanmıyorsun.
- Why stop if you still don't believe me?
- Hala bana inanmıyorsan niye durdun?
You still don't believe me, do you?
Bana hala inanmıyorsun, değil mi?
Still, if you don't believe me, then...
Ama eğer, bana inanmıyorsan...
You still don't believe me?
Hala bana inanmıyor musunuz?
We would make so much money! You still don't believe me, is that it?
Çok para kazanırız bu işten!
So you still don't believe me, you still think I'm lying to you, that I'm hiding some chick upstairs- - By all means, be my guest.
Eğer hala bana inanmıyorsan, yalan söylediğimi düşünüyorsan, ve yukarda biri var diyorsan buyur geç bak.
Lisa, you still believe in me, don't you?
Lisa, sen bana hâlâ inanıyorsun, değil mi?
Please don't tell me you still believe in that stuff.
Hâlâ o şeye inandığını söyleme lütfen.
I cannot believe you still don't believe me.
Bana hâlâ inanmadığına inanamıyorum.
You still don't believe me?
Hala bana inanmıyorsun?
If you still don't believe me, we shouldn't be together!
Hala bana inanmıyorsan, birlikte olamayız!
Still can't believe that you don't remember me.
Beni hatırlamadığına hala inanamıyorum.
Maybe you don't believe me, but I still love you.
Belki bana inanmıyorsun, ama ben seni hala seviyorum.
If you don't believe me, go and check, she's still breathing.
İnanmıyorsan git bak. Hala nefes alıyor.
You still don't believe me now?
Hala bana inanmıyor musun?
You still don't believe me?
Bana hâlâ inanmıyor musun?
We have nine hours and I still don't think you believe me.
Dokuz saatimiz var ve hala bana inandığını sanmıyorum.
You still don't believe me?
Bana hala inanmıyorsun
Mr. Doyle, I am truly sorry for you, but I still don't believe you're telling me the truth.
Bay Doyle, sizin için gerçekten üzgünüm ama hala doğruyu söylediğinize inanmıyorum.
You still don't believe me, do you?
Bana inanmıyorsun bile, değil mi?
Believe me, your people are gonna be so angry when they realise you still don't have a plan.
İnan bana, arkadaşların hala bir planın olmadığını anladıklarında çok kızacak.
And the fact that you don't believe me, the fact that we've been through everything that we've been through and that you still don't trust me on this, is, quite frankly, disturbing.
Bana inanmaman ve hala bana güvenmemen artık çok rahatsız edici olmaya başladı.