You think i don't know Çeviri Türkçe
6,684 parallel translation
Waiting, watching. you think i don't know that?
- Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
you need to stop this and let you need to stop this and let the police do their job. you think i don't know that?
- Buna bir son vermelisin.
What do you think? I don't know.
- Ne düşünüyorsun?
You think I don't know that you're sleeping with my girl, right?
- Manitamla yattığını bilmediğimi mi sanıyordun ha?
I think I know why you did it, and I don't think it had anything to do with him or with her or with gold.
Neden yaptığını biliyorum. Ne adamla ne kızla ne de altınla ilgisi yoktu yaptıklarının bence.
You know, you have three editions of that book, and I don't think you've got past chapter two in any of them.
Sende o kitabın üç baskısı var. Hiçbirinde ikinci bölümü geçtiğini sanmıyorum.
Um, I know that you're acting out your father issues by dying your hair with that trashy peroxide and dry-humping that man on my couch but I don't think it's nice to expose your child to this behavior.
Babanla ilgili problemlerinden dolayı saçını orospu sarısına boyayıp kanepemde o adamla sürtüştüğünü biliyorum. Ama bence çocuğunu bu tarz davranışlara maruz bırakman hoş değil.
I just want to finish so I don't have to think about it, you know?
Sadece sonradan aklımda kalmasın diye hemen bitirmek istiyorum yani.
And, you know... I've been told it's not good to date someone in the band... but honestly, I don't think it's hurting our sound, right?
Biliyor musunuz bana gruptan biriyle sevgili olmanın kötü bir şey olduğunu söylemişlerdi ama doğrusu müziğimizi pek etkilediğini düşünmüyorum, sizce de öyle değil mi?
I don't know, it just feels right to whisper, don't you think?
Bilmiyorum, fısıldamak daha doğruymuş gibi geliyor. Sence de öyle değil mi?
Well, I know I should be excited and thanking you, but I don't think this is the right time.
Evet, biliyorum, heyecanlı olmam gerek ve sana teşekkür etmeliyim, ama bunun doğru bir zaman olduğunu düşünmüyorum.
Don't you think I know that?
- Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
I don't know what you think is nice about it.
Hoş derken ne demek istedin bilmiyorum.
- Do you think you blacked out? - I don't know. It didn't feel like it.
- Sence bilinç kaybı mı yaşadın?
You think I don't know that?
Bunu bilmediğimi mi düşünüyorsun?
Do you think it would a better to keep looking for the water source. I don't know. Instead of, you know, fighting Zeus.
Yanlışsam düzeltin ama Zeus'la savaşmak yerine su kaynağı arayışına devam etmek sizce de akıllıca olmaz mı?
You know, somehow I don't think you were at the diner.
Nedense restaurantta olmadığını düşünüyorum.
You think I don't know that?
Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
Theresa, I don't want to frighten you... but I think you deserve to know.
Theresa, seni korkutmak istemiyorum ama bence bilmeyi hak ediyorsun.
You know I don't think what you said.
Dediklerini düşünmediğimi biliyorsun.
Don't think I don't know what you be saying about me.
Hakkımda neler dediğini bilmediğimi sanma.
You think I don't know'?
Bilmediğimi mi sandın?
Okay, firstly, I don't wanna know what you think forth base is, all right?
Öncelikle sana göre dördüncü aşama ne, öğrenmek istemiyorum.
You know, sometimes I don't even think she's want to get married. All women want to get married. It's just the way you ask.
biliyor musun bazen evlenmek istemediğini düşünüyorum bütün kadınlar evlenmek ister önemli olan teklif şeklin. büyük düşünmelisin
You think I don't know this house hates me?
Bu evin benden nefret ettiğini bilmediğimi mi sanıyorsun?
- I don't believe it, I don't believe it because It think it's only this time, you know?
- Ben inanmıyorum. Çünkü anın kıymetini bilmek lazım.
I think about how you came into my life and how you drove me crazy and now I- - I don't even know what to do with myself because all I want to do is be with you.
Hayatıma nasıl girdiğini ve beni nasıl da deliye döndürdüğünü düşünüyorum ama şimdi kendimle ne yapacağımı bilmiyorum çünkü tek istediğim seninle birlikte olmak.
You know what, I don't think the Lord works that way.
Sanırım, Tanrı katında sistem böyle çalışmıyor.
We're obviously very familiar with what consulting is but why don't you go ahead and tell my friends here, because I don't think that they know.
Danışmanlığın ne olduğunu tabii ki biliyoruz ama sen yine de şu iki arkadaşım için özet geçsene. Tam olarak bildiklerini sanmıyorum.
You know what? I don't think that we should watch this.
Bence bunu izlememeliyiz.
Look, I like... really like you, but I really like you as a friend and I, you know, I don't think...
Seni seviyorum ama arkadaş olarak.
You know, I sure as hell ain't a dentist, but I don't think that's how it works.
Dişçi falan değilim ama o iş öyle olmuyor bence. Sence İngiltere Kraliçesi oturup uşağına Porselen tabaklarını Colgate'le fırçalatıyor mu sence? Niye ki?
You know, with all due respect, I don't think that you're gonna get the greatest performances out of us today.
Bütün saygımla söylüyorum bizden çok verim alacağını sanmıyorum bugün.
You think that makes me happy? I don't know.
Bilemiyorum ya.
You really think they'll have felons making weapons? I don't know.
- Suçlulara silah yaptıracaklarını mı sanıyorsun cidden?
What, you think I don't know how to run my kitchen?
Mutfağımı nasıl yöneteceğimi bilmiyorum mu sanıyorsun?
You don't think I know that? !
Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
You and Alex are the only people who know where that phone is, and maybe Flaca, but I really don't think so.
Sen ve Alex o telefonun yerini sadece siz biliyorsunuz ve belki de Flaca ama gerçekten sanmıyorum.
You think I don't know those Spanish girls been spreading shit about me?
O İspanyol kızların hakkımda ileri geri konuştuğunu bilmiyorum mu sanıyorsun?
I don't think you know what that feels like.
Bunun nasıl bir his olduğunu anladığını sanmıyorum.
I don't know, but don't you think it's weird that no one is talking about this?
Bilmiyorum ama kimsenin bunu konuşmuyor olması garip değil mi?
Which, you know, I don't even think that counts.
- Ki bence bu sayılmaz.
But you know, I really don't think I talk all that much to begin with, and when I do, it's because I got something to say or to state my opinion.
Ama bilirsin, ben gerçekten o kadar çok konuştuğumu sanmıyorum başlangıç ve ne zaman yaptığım, Çünkü bir şey söyleyebilir ya da görüş ifade edebilirim.
I'm not... I don't know what it was, but it was inappropriate, and I just... I don't think we need him as a client, and I'm sorry that you didn't have your shit together to deposit this when I gave it to you.
Ne için olduğunu bilmiyorum ama bu uygunsuz bir davranıştı ve ona öğrenci olarak ihtiyacımız yok ayrıca sana bu çeki verdiğimde depozitoyu almak için bozdurmadığın için de üzgünüm.
You think I don't know?
- Fark etmeyeceğimi mi sandın?
I know you think that, Abed, but you don't know any better.
Böyle düşündüğünü biliyorum Abed ama anlayamazsın sen.
Do you know, I don't think there was an order, to steal food for the Germans from the kitchen.
Neyi doğru bulmuyorum, biliyor musun, Carl? Almanlar için mutfaktan yemek çalmanı!
You know, I prefer classic rock, but something about country music that soothes the soul, don't you think?
Klasik rockı tercih ederim ama country müziğinin ruhu yatıştırıcı bir havası var, öyle değil mi?
I don't think you know what I'm talking about.
Benim ne söylediğimi bildiğini sanmıyorum.
- I don't think everything's weird tonight. - You know what?
Öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum.
You don't think I know that look, the one that is constantly getting you in trouble.
Bu bakışı bilmediği mi sanıyorsun? Bela içindeyken sürekli böyle bakıyorsun.